'Seni bir kere öpsem, ikinin hatırı kalırdı...' | " /> 'Seni bir kere öpsem, ikinin hatırı kalırdı...' | "/>

En Sıcak Konular

'Seni bir kere öpsem, ikinin hatırı kalırdı...'

14 Şubat 2008 13:55 tsi
'Seni bir kere öpsem, ikinin hatırı kalırdı...' 'Romantik yazar' Haşmet Babaoğlu'dan bir Sevgililer Günü yazısı: Erkekler için “manitaya yaranma günü” olan 14 Şubat'ta, bu günü “kapitalist manipülasyon” olarak görüp eleştiren militan ruhlu kadınların bile gözlerinin parladığ

Haşmet Babaoğlu / Vatan

Aşk, meşk, 14 Şubat ve ayrı dünyalar 

Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu / İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük.”

Bu iki dize Cemal Süreya’nın güzel mi güzel; hem coşkulu hem alabildiğine kırgın şiiri “Aşk”tan...

Başka severim bu dizeleri.

Çünkü benim gözümde sevgiyle aşk arasındaki o pek kritik ve ince farkın altını çizerler.

“Bir kere öpsem ikinin hatırı kalır” sevginin tanımı gibidir.

Ama “iki kere öpeyim” deseniz, üçün boynu bükük kalıyorsa ve bu hep böyle sürüp gidiyorsa, âşıksınızdır.

Sevmek sosyaldir; bir gözü hep dışarıdadır hem; görünmek, görmek ister.

Flört, uyum, şu bu aramadan yıldırım gibi düşen aşk öyle midir ya!

Aşk tersine, dışarıya değil kendine bakar; kördür, görmez!

Aslında tek kişilik ama bilemediniz, en fazla iki kişilik bir dünyadır. Azıcık asosyaldir.

Nitekim Süreya aynı şiirde ne güzel vurgular bu gerçeği:

“Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken / Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti / Çünkü iki kişiydik.”

**

Birdenbire nereden geldik buraya?

Şuradan...

Bu akşam ekrana gelecek olan “Yaşamdan Dakikalar”a (TV8) konuk oldum. Dostlarla bir kezliğine de olsa, yeniden birlikte olmak güzeldi.

Çekimler sırasında baktım; Sunay’ın önünde bir Cemal Süreya kitabı var. Dayanamadım, önüme çekip kitabı, içinde karşıma çıkan bu güzel şiiri okudum.

O arada Burcu da hoş bir sürpriz yaptı bana.

Programın meşhur “Kısa Bir Ara” tabelasına benim eski bir yazımdan parça koyup okuttu.

“İnsanın gerçekten sevgilisi varsa, önünde sevgiliyle geçirilecek nice gün ve gece var demektir. O halde 14 Şubat’ı iyice özelleştirelim; her yıl bu gece özellikle yalnız kalalım; oturup sevmeyi sevilmeyi, gelip geçmiş sevgilileri düşünelim” demişim.

Fena fikir mi?

Hayır.

Yine de artık eskiden olduğu kadar emin değilim bu konulardan...


***


Şimdi yazıya oturmadan az önce dergileri karıştırırken 14 Şubat için “dizayn” edilmiş bir pastane ilanı dikkatimi çekti.

Güler yüzlü genç çift aynı pastaya çatallarını daldırıyor. Kız mutlu, oğlan kararlı.

Fotoğrafın altında “Bütün aşklar tatlı başlar” yazıyor.

Güzel!..

Sonrası...

Sonrası yok!

İtiraf edelim ki böyle hem doğru hem açık sözlü bir ilana az rastlanır!

Çünkü aşktan söz etmek başlangıçtan söz etmektir. Sadece başlangıçlardan...

Çok yazdım; bana kalırsa “aşk başlangıçtır, başlangıçta kalmaktır.”

O yüzden bir imkânsızın peşinden koşmaktır aşk!

Koşucuları hemen tanırsınız!

Yüksek nabızlarından, soluk soluğa oluşlarından ve yanaklarına vuran pembelikten...


***


14 Şubat dedim de...

Pek dile getirilmeyen bir yönü daha var.

Kadınlarla erkekleri fena halde ayrı saflara sürüklüyor bu gün.

Bir genelleme tabii ama...

Erkekler bu kamusal kutlamaya pek akıl erdiremiyor.

Kadınlarsa, akıl erdirmeye çalışmanın gereğine inanmıyor.

Onlar, “yeter ki kutlanacak sevgimiz olsun” diyorlar. Dahası... Varmış gibi yapalım, belki sonunda fal gibi, dilek gibi tutar, havasındalar.

Şu yaşıma geldim, Hıncal Ağabey’den başka 14 Şubat’ı coşkuyla yücelten başka erkeğe rastlamadım desem, yeridir.

Benim bildiğim, bir hafta önceden tedirgin bir kıvranma hali içine giriyor erkekler. “Of, ne yapsam da şu geceyi hoş bir biçimde ve patırtı çıkmadan atlatsam” derdinde çoğu...

Sonunda bu gün erkekler için ya bir zamanlar Ebru Çapa’nın yazdığı gibi “manitaya yaranma günü” olup çıkıyor ya da “karıma hâlâ âşığım gösterisi!”

Oysa kadınlar işte tam bu noktada karşıt kutupta yer alıyor.

14 Şubat’ı “kapitalist manipülasyon” olarak görüp eleştiren militan ruhlu kadınların bile gün yaklaştıkça gözlerinin parladığını, alacakları hediyeyi merak ettiklerini iyi biliyorum.

Yoksa?..

Yoksa çiftler sevindirik olsun, ekonomi bayram yapsın diye icat edilen şu 14 Şubat bile kadınlarla erkeklerin aslında nasıl da ayrı dünyalara ait olduklarını ortaya sermekten başka bir şeye yaramıyor mu?

Eyvah!.. 



Bu haber 9,379 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,933 µs