İş dünyası ve aydınlardan sağduyu çağrısı

14 Şubat 2008 09:52 tsi
Üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran Anayasa değişiklikleri Meclis'ten rekor bir oyla geçti. Konuyla ilgili tartışmaları ülkede gerilim havasına sokma çabalarına, toplumun pek çok kesiminden tepki geldi.

Demokratik zeminde yapılan tartışmalara, provokatif girişimler karışıyor. Ortaya çıkan tablo, ekonomi, siyaset ve akademi çevrelerini endişelendirirken, dile getirilen görüşler, 'gerilimin ülkeye zarar verdiği' noktasında birleşiyor.

Başörtüsü tartışmalarıyla başlayan gerilim havasının ülkeye etkilerini değerlendiren akademisyen, işadamı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin görüşleri özetle şöyle:

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Hyundai Assan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar: Henüz Türkiye olarak küresel krizin etkilerini tam hissetmiyoruz. Önümüzdeki haftalardan itibaren daha çok hissedeceğiz. İçerde yaşanan bu huzur dışı ortamın devam etmesi halinde bu dalgalanmanın Türkiye'ye olan etkisi daha fazla devam eder.

Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu: Son 5 yıldır hükümetin performansı güzel gitti. Bu ülke bizim ülkemiz. Hangi taraf için olursa olsun burada gerginliğe mahal vermemek lazım. Bundan sonuçta bu ülkede yaşayan herkes kaybediyor. Önceliklerimiz nedir, buna bakmamız lazım. Bu da ekonomidir. Türkiye'nin 100 milyar doların üzerinde ihracatı var. Mutlaka bu gelişmelerden etkilenecektir.

Kayseri Sanayi Odası Başkanı, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) üyesi Mustafa Boydak: Türkiye'nin birinci gündemi ekonomi olmalı. Ekonomik direksiyonun başında olunmalı. Tüm dünya genelinde küresel bir dalgalanma var, bunun için gelişmeler yakından takip edilmeli. Hükümetin alması gereken önemli kararlar bulunuyor. SSK primlerindeki işveren payının azaltılması başta olmak üzere bekleyen birçok karar var. Ekonomide daralma var, büyüme trendi durmuş gibi öncelikli konular bunlar olmalı.

Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız: Anayasal değişiklik yapıldıktan sonra birileri bunu kaşıyor. Bu değişikliği gerginlik yaratmak için kullanıyorlar. Türkiye'de sadece belli bir kesimin hükümdarlığının sürmesini isteyenler var. Bunlar bunu kaşıyorlar, kaşımaya devam edecekler. Neden bu denli bir tavır içindeler anlamakta zorlanıyorum. Bu noktada aklıselime ihtiyaç var. Sivil toplum, medyaya, iş dünyasına büyük görev düşüyor.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu: Başörtüsü yasağının kaldırılması, Türkiye'nin önündeki büyük bir ayıbın kaldırılmasıdır. Türkiye, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Cumhuriyetin anlam ve ifadesi içinde hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milletin hâkimiyetini sağlayan ve iradesini yansıtan en büyük kurum Parlamento'dur. Parlamento'nun değerlerini küçük düşürmeye kimsenin hakkı olmadığı gibi, konuları şahıslara veya kılık kıyafete indirenler, tarih önünde iyi bir sınav vermemektedirler. Başörtüsü yasağının kaldırılmasına karşı yapılan açıklamalar, özgür, çağdaş ve demokratik bir Türkiye'nin önündeki karanlık zihniyete sahip, gerici anlayışın göstergesidir.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral: Bu dönemde yaşananlar Türkiye ekonomisinin geleceği için önemli. Küresel dalgalanmanın da yaşandığı bu zamanda bizim ülkeyi gerilime götürecek her türlü demeç ve eylemden uzak durmamız lazım. Bundan sonrası için Meclis'in kararına saygı gösterip gündemin ekonomiye yönlendirilmesi gerekiyor.

Prof. Dr. Hayrettin Karaman: Memleketini, vatanını seven herkes, hak taleplerine, birlik ve beraberliğe zarar verecek şekilde karşı durmamalı. Şayet buna karşı durursa ülke menfaatinden çok kendi çıkar ve beklentileri için çalıştığı düşüncesine meydan verecektir. Bir hak ve özgürlüğün tanınması, kabul edilmesi insanların hak ve özgürlükten yararlanmalarının sağlanması gerçek demokratların, siyasilerin, akademisyenlerin ve sivil toplumun amacı olmalı.

Yazar Ömer Lütfi Mete: Türkiye, yapay bir gerilim yaşıyor. Bu kadar gerilime ve içine çekilmeye çalışılmasına rağmen, asker sakinliğini koruduğuna göre herhangi bir sorun çıkmayacağını düşünüyorum. Türban düzenlemesi, cumhurbaşkanı onayından ve Anayasa Mahkemesi'nden geçerse, o süreçte ortalığı karıştırmak isteyenler çıkabilir. Başörtülü öğrencileri tahrik edebilirler. Türkiye'nin yaşadığı sanılan gerilim, aslında bir grubun taleplerini iktidara dayatmak istemesidir.

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatır: Türban konusunun dünyaya yanlış yansıtılması halinde Türkiye bundan zarar görür. Avrupa'ya 1960'lı yıllarda giden birçok vatandaşımız oldu. Bunların hepsi başı açık gitmedi. Türbanla, başörtüsüyle giden birçok vatandaşımız var. Bu 40 yıldır tartışılan bir olay. Ama bu süre içinde Türkiye turizminin son 15-20 yılda nerelere geldiğini hep beraber görüyoruz.

Zaman

Bu haber 344 defa okundu.