Yaratık Semum beyazperdeyi gerdi

13 Şubat 2008 18:16 tsi
Dabbe'nin yönetmeni Hasan Karacadağ'ın yeni filmi Semum sinema yazarlarından övgü topladı. Nedim Hazar: Doğu'nun mistizmini Batı tarzında aktarmış. Ali Murat Güven: Karacadağ, tek başına bir korku ekolü oluşturuyor. Burak Göral: İslami korku filmi çok

İlk filmi 'Dabbe' ile sinemaseverlerin dikkatini çeken yönetmen Hasan Karacadağ'ın yeni filmi 'Semum' geçen hafta gösterime girdi.  
 
Film, bir nevi şeytanın askeri diyebileceğimiz Semumla insanoğlu arasındaki mücadeleye odaklanıyor. Konuyu kısaca şöyle özetlemek mümkün: 27 yaşındaki Canan ve kocası Volkan Karaca, yeni aldıkları büyük bir eve taşınır. Her şey çok iyi giderken Canan, kendisine hükmeden bir yaratığa dönüşmeye başlar. Kendisine adım adım görünen varlık, karabasanlarla başlayan işkencelerini, Canan'ın bedenini ele geçirerek devam ettirecektir.

Semum, iyi-kötü mücadelesi üzerine kurulmuş bir film; ama yönetmen bu kez argümanlarına İslâmiyet'i referans göstermekten kaçınmamış. Zaten Karacadağ da filmi 'ilk Türk-İslam korku filmi' olarak nitelendiriyor. Oldukça iddialı olan bu söylemin bir kısım eleştirmenleri rahatsız ettiği, daha ilk haftaki eleştirilerde kendini gösterdi. İşin içine din girdiği zaman, özellikle de bu din İslâmiyet olunca bir kısım kalem sahibinin teyakkuza geçmesi doğaldı. 'Dabbe'den dolayı istim üzerinde duran Karacadağ, ikinci filmine karşı farklı yaklaşımlar beklerken ummadığı tepkilerle karşılaştı. Onlara göre Semum "pozitif bilimi reddediyor, onun yerine cinci hocaları ikame ederek bir nevi adres gösteriyordu". Halbuki filmi iyi takip edenler, yönetmenin bilim ile dini bir araya getirme gayretini çok iyi görmüştü. Ortada bir ayrıştırmadan çok birleştirme vardı; ama bunu kabullenemeyenler, bu noktayı filmin yumuşak karnı olarak nitelendirdi ve oradan vurmaya çabaladı. Aldığı kimi eleştirilere rağmen Hasan Karacadağ'ın zor bir yolda ilerlemeye çalıştığını belirtmemiz gerek. Eksiklerini görerek ileriye doğru adım atmaya çabalıyor. Semum'a da bu açıdan yaklaşmak gerekiyor. Henüz eserinizi ortaya koymadan eleştirildiğiniz bir ülkede, sinema yapmak kadar zor bir şey olmasa gerek. Eğer yazılıp çizilenler genç yönetmeni yıldırmazsa, fazla değil birkaç filmden sonra Hasan Karacadağ'ın kendi türünde iyi bir yere geleceği kesin. O zaman belki 'Dabbe'yi, 'Semum'u gülerek izleyip, Hıristiyanlığı kutsayan birtakım filmlere karşı kalem oynatmayan eleştirmenler de insafa gelecektir diye düşünüyorum.

Hasan Karacadağ (Semum'un yönetmeni): Bu filmde istediğimi yaptım

"Film vizyona girmeden önce önyargılar vardı. Şimdi gelen tepkiler çok olumlu. Her gün 1.000'e yakın e-posta geliyor. Dabbe'yi 600 bin kişi izledi. Bunu geçtiğimiz zaman, bir adım daha ilerlemişiz diyeceğim. Eleştiri olmalı; ama teknikten çok dinî ve ilmî konuların yer aldığı bölümlere gösterilen tepkiyi anlamakta güçlük çekiyorum. Semum, bir eğlence filmi değil. Anlatmak istediğim, inançlı bilim ile inançsız bilim arasındaki çizgi. Bilim inançlı olsa ve dua ile tıbbın gerektirdiği teknoloji birlikte uygulanabilse ortaya çok farklı bir sonuç çıkar. Hatta sokaktaki 'şarlatanlar'ın önüne geçilmiş olur. Din adamları ile bilim adamları neden ortak çalışmasın? Bir hasta var ortada, tıp çaresiz. Ama hoca, duanın da gücüyle iyileştiriyor. Bilimin, 'Benim 10 yılda çözemediğimi başkası nasıl çözüyor?' deyip bu işe el atması gerekir. Hıristiyanlar, filmlerinde 'haç'ı rahatlıkla kullanıyor; Semum'da duanın ve Cevşen'in gücünü görmekte ne sakınca var? İçerikte istediğimi yaptığıma inanıyorum. Filmi The Exorcist'e benzetiyorlar. Onun bütçesi 120 milyon dolar. Semum ise 1 milyon dolara çekildi. Doğu'ya dair mistik değerlerin anlatıldığı bir film Semum. Türünü bir yere yerleştirmeniz lazım. İçeriğinde korkudan ziyade düşündürme var. Çekmeyi düşündüğüm 'Deccal'a Semum'un gidişine göre karar vereceğim."

Sinema eleştirmenleri Semum için ne diyor?

M.NEDİM HAZAR

"Karacadağ'ın kendi tarzı oluşmaya başladı. Sürekli kendini geliştiriyor. Çünkü 'Semum'da 'Dabbe'deki hataları düzeltmiş gördüm. Eleştirileri dikkate almış. Gerçi Doğu'nun mistizmini Batı tarzında aktarmaya çalışmış; ama yine de filmin korku efektleri iyi. İyi niyetli bir çabasını görüyorum Karacadağ'ın. Türk sinemasındaki mistik kavramları yerinde kullanıyor. Bu anlamda 'Semum' pek çok filmden iyi."

ALİ MURAT GÜVEN

"Hasan Karacadağ'da Uzakdoğu korku ekolüne dönük bir altyapı var. Uzakdoğu'da şok edici sahneler, efekte dayalı korku var. Filmin, The Exorcist'e benzediği söyleniyor. Semum'un bütçesiyle Exorcist'in üç dakikalık fragmanı çekilemez. Dabbe'den çok daha iyi olmuş. 10 üzerinden 8'i hak ediyor. İleriki yıllarda ödül alacağını bile düşünüyorum. Karacadağ, tek başına bir korku ekolü oluşturuyor, desteklenmeli..."

BURÇİN S. YALÇIN

"Dabbe'den bu yana Karacadağ'ın sinemasında ciddi ilerleme olmuş. Oyuncu yönetimi açısından aşama kaydetmiş. Filmin 'Şeytan/The Exorcist'i andırdığını yönetmen de reddetmez sanırım. Bu bağlamda yerli bir filmin çıkmış olması ticari bir kaygı gibi görünüyor. Filmin ticari açıdan başarılı olacağını düşünüyorum; ama bir sanat eseri olarak çok başarılı değil."

BURAK GÖRAL

"Dabbe'ye göre daha başarılı buldum Semum'u. Ancak yine de sinemasındaki noksanları başka filmlerle kapatmaya çalışıyor gibi bir izlenime kapıldım. Başka filmlerden aldığı fikirleri referansmış gibi anlatıyor. Semum'da referans değil, direkt onlara öykünme var. İslami korku filmi, daha önceden yapılması gereken bir şeydi. Pek çok korku filmi dinî kaynaklardan beslenir. Geç de olsa bunun keşfedilmiş olması iyi."

Zaman

Bu haber 2,423 defa okundu.