iyibilgi özel" /> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

Mavi gülün acıklı öyküsü

12 Şubat 2008 17:07 tsi
Mavi gülün acıklı öyküsü Genetik müdahaleciler el atmadık alan bırakmadı. Güllerin birbirinden güzel doğal renkleriyle bile tatmin olamayan genetikçiler mavi gül üretti. iyibilgi özel

Onun genini buna, bunun genini ona kopyalama oyunu tehlikeli bir oyun. Bugün genetik cadıları fosforlu bir yeşil renkle parlayan domuz üretiyor. Güllerin birbirinden güzel renkleri yerine ille de mavi gül üreteyim diye uğraşıyor.

Renk değiştirme işi genetikte bu senenin modası galiba. Meyve sebzede tat – koku- dayanıklılık üzerinde zaten uzun zamandır çalışıyorlar. O yüzden kış günü bile mum donukluğunda, kocaman, sert, sevimsiz, zavallı, yabancı ama sanki yaz güneşi görmüş gibi kızarmış domates satılıyor. Genetikçilerin uzun yıllar süren müdahaleleriyle İstanbul’un her semtindeki her markette sadece iki çeşit elma var; kırmızı ve golden (bir sürü çeşit, boy ve lezzetteki elma çeşitlerimiz kayıp). Bu yüzden bütün kayısıların görüntüsü aynı. Bu yüzden bir kere ekilen lale soğanından ikinci kere çiçek çıkmıyor (laleler bile kısır).

Mavi kanlı insanlardan “mavi gül”

Japonya’da bulunan Suntory şirketi mavi gül üretmek için 14 yıl uğraştı. Hercai menekşelerin mavi pigmentini üreten geni güllere kopyaladılar.

Avustralya ve ABD’de deneme ekimleri yapılan zavallı mavi gülün büyük para getirecek bir ürün olacağını umuyor bu şirket. Önümüzdeki yıllarda ticari bir isim takılacak, yeni bir “mal” olarak piyasaya sürülecek.

Mavi gül üretmek için aslında bir sürü şirket uğraşıyor. Gülün simgeselliği nedeniyle bunun üzerinde bu kadar çok duruyorlar galiba.

Genetikçilerin sillesini yemiş diğer çiçekler

Florigene şirketi de mavi gül üretmeye çalışanlardan. Şimdilik mavi karanfil ürettiler. Yeni mallarına Florigene Moondust ismini verdiler (moondust aytozu demek, ne kadar da romantikler).

Parklara bahçelere her sene bir sürü lale ekiliyor. Tabii süreçte laleler çiçek açtıktan sonra soğanları toplanıp bir sonraki sene tekrar dikilir, tekrar çiçek alınır. Hangi teknoloji nedeniyle bilinmez ama maalesef parklarımıza ekilen laleler artık ikinci kez çiçek açmıyor.

Orkideler de bir gen teknolojisiyle çoğaltılıyor.

Her mevsim domates bulduğumuz gibi çiçekçilerde her mevsim aynı çiçekleri buluyoruz. Çoğu çiçek güzel kokmayı bırakın, bayağı kötü kokuyor. Sanki ilaç kokusu gibi veya boya kokusu gibi bir koku… Sıklamenler, açelyalar, sümbüller eskisi gibi değiller. Mısır koçanı gibi sert, her santimi çiçek açmış sümbüllerden abartılı bir parfüm yayılıyor. İnsan bu parfümü koklamaya bile çekiniyor (gerçek sümbülün üstünde birkaç küçük çiçek olur, bunların da çok zarif ve hafif bir kokusu vardır).

Ne yaparlarsa yapsınlar, kalbimizdeki gül hep kırmızı kalacak…

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 2,850 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,706 µs