En Sıcak Konular

Ergenekon'un kolları her yerde!

12 Şubat 2008 15:11 tsi
Ergenekon'un kolları her yerde! Taraf gazetesinden Neşe Düzel, Ergenekon operasyonunu en yakından takip eden gazetecilerden biri olan Şamil Tayyar'la örgütü konuştu. Tayyar, örgütün işleyişini, tarihçesini, sivil, militarist yapısını ve suikastlerin ardındaki parmağını anlattı.

Ergenekon askerler tarafından mı kontrol ediliyor?

Eee tabii. Yapı ağırlıklı olarak emekli askerlerden oluşuyor. Ama sivil bağlantıları var. Mesela Ergenekon’la alt gruplar arasındaki bağlantıyı kuranlar emekli askerler olmayabilir. Burada sivil isimlerden yararlanıyorlar. Bunlar akademisyen olur, gazeteci olur. Yukarıdaki merkezi yapıyla yani Ergenekon’la hücre tipi yapılar arasındaki bağlantıları sağlıyor siviller.

Niye askerler değil de siviller?

Böyle olunca, hücreler deşifre olduğunda biz daha çok sivillerle karşılaşıyoruz. Bu yapının daha çok sivil olduğunu düşünüyoruz. Mesela Ergenekon soruşturmasında son olarak Doç. Dr. Ümit Sayın’ın ismi ortaya çıktı. Raporlar hazırlıyor. Genelkurmay’a dilekçeler veriyor. Türkiye’nin pek çok yerinden birçok emekli askerle, binbaşıyla, istihbaratçıyla mesajlaşıyor. SMS’leri yayınlandı. Bu mesajlarda onlara yol gösteriyor, direktifler veriyor.

Üstten aldığı direktifleri alta mı ulaştırıyor aslında?

Tabii. Doç. Ümit Sayın bu süreçte ciddi rolü var. Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’un da öyle. Derecesi, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’den çok daha üstte bence. Bazen de işler çok karışabiliyor. Mesela Hrant Dink cinayetinde ‘büyük abi’ denilen Erhan Tuncel hem Emniyet’e muhbirlik yapmış hem de MİT’le çalışmış. Anlayacağınız aynı ismi Erhan Tuncel’de olduğu gibi birden fazla kanal kullanabiliyor.

Hrant Dink’in öldürülmesinde Ergenekon’un payı var mı?

Var bence. Veli Küçük en alttaki isimleri tanımayabilir ama aradaki köprü ismi tanır. Danıştay davasında da öyle… Çocuklar sanık olarak yatıyorlar. Bunlardan bir tanesi sarhoş, diğeri uyuşturucu bağımlısı. Zaten tetikçiler yukarıyı bilmezler. Sadece onlara üç kuruş para ve kimlik verirsiniz ve bu çocukları bunları kullanırsınız. Nitekim bize para verildi diyorlar.

Ergenekon’un yapısı ağırlıklı olarak emekli askerlerden oluşuyor dediniz. Peki, Ergenekon’un uzantıları emniyet içinde de yok mu?

Uzantıları Emniyet içinde de var. Emniyet de çok homojen bir yapıya sahip değil. Emniyet’in içinde farklı gruplar var… Devletin diğer katmanlarıyla irtibata geçmiş isimler var... Ergenekon olayında da hepsi bir bütün olarak hareket etmiyorlar. Hrant Dink ve Malatya cinayetlerinin dosyalarına baktığınızda bunu görüyorsunuz zaten.

Ne görüyoruz?

Malatya’da Misyonerlerin boğazını kesen Emre Günaydın için diğer sanıklar, ‘Emniyet’le ilişkilerim çok iyi diyordu. Biz ondan korkuyorduk’ diyorlar… Bütün bu dosyaları okuduğumda uykularım kaçtı. Birkaç gün kendime gelemedim. Neyin çıkacağını bilemiyorsunuz.  Aklıma mukayyet olmak istiyorum. Çok karanlık, çok…

Jandarma komutanı Eşref Bitlis’in ölümünde yani uçağının düşmesinde Ergenekon’un payı var mı sizce?

Olabilir. Jandarma Genel komutanıyken uçağı düştü ve öldü. Eşref Bitlis’le ilgili söylenen genel şey şudur. Kürt sorunuyla ilgili düşüncelerinin ordu içindeki yaygın kanaatten biraz farklı olduğu anlatılır hep. O tarihte Eşref Bitlis de Turgut Özal gibi, Kürt sorununun sadece silahlı mücadeleyle çözülemeyeceğini düşünüyor. Siyasi ve sosyal çözümler de üretilmesini istiyor. Özal’ın da aynı proje kapsamında öldürüldüğü tezi çok yaygın. Buna ister derin devlet deyin, ister müesses nizam, ister Ergenekon, bu hakim güç, devlet içerisinde bu projeyi yaşama koydu.

Ergenekon tam olarak ne zaman kuruldu sizce?

Bugünkü formatıyla kökleri, Türkiye’nin NATO üyesi olduğu 1950’lere kadar uzansa da…  Bu virüs cumhuriyet tarihinden de eski olabilir ve İttihat Terakki’ye kadar gidebilir. 1950’den önce de devlet içinde durumdan vazife çıkarıp harekete geçen yapılar vardı. Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki bazı faili meçhul cinayetler, 1943’teki orgeneral Mustafa Muğlalı hadisesi böyledir. Van’ın Özalp İlçesi’ne bağlı Kukur Deresi’nde 33 vatandaş elleri arkadan bağlanarak kurşuna dizildi ama Mustafa Muğlalı’ya uzun yıllar kimse dokunamadı.

NATO üyeliğinden sonra Türkiye’de kurulan ‘kontrgerilla’nın parasını Amerika’nın verdiği ve bu yapıyı Alparslan Türkeş’e kurdurduğu söylenmez mi?

Bu yapının kurucusunu bilemem ama Türkeş bir dönem bu işin çok önemli ayaklarından biri.  Türkeş’in bu yapının kurucusu olma ihtimali yüksek ama şu kesin olarak söylenebilir. Onun bu yapıyı güçlendirdiği ve en ciddi teorisyenlerinden biri olduğu söylenebilir. Bir de şu var. Mahir Kaynak, ‘derin devlet’ dememek lazım, bunlar birer çete diyor. ‘Derin devlet yoktur, bunlar çetedir’ demek, işi biraz basite indirgemek oluyor. ‘Her devletin kendi genetik kodlarını korumak için böyle özel yapılara ihtiyacı olabilir’ mantığıyla bunu söylüyorlar ama… Çağdaş demokrasilerde illegal yapıları kabul etmek mümkün değil. Berlin duvarının yıkılmasıyla bütün NATO ülkeleri bu yapıyı tasfiye ettiler. Bizde ise devam ediyor.

Ergenekon operasyonunu başlatma ve sürdürme cesaretini ve başarısını gösterdiğini söylediğiniz AKP, Ergenekon’un en büyük eylemlerinden biri olduğuna dikkat çektiğiniz Şemdinli hadisesinin üstünü örttü. Hatta Meclis Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporu bile Meclis’te görüştürmedi. AKP Hükümeti Şemdinli’yi niye kapattı sizce? Bir pazarlık mı yaptı?

Pazarlık olduğunu düşünmüyorum. AKP gerçek manada 22 Temmuz 2007’den sonra güç kullanmaya başladı. Bakın 12 Eylül 2006’da Diyarbakır’da otobüs durağına yakın bir yerde büyük bir patlama oldu. Yarısı çocuk on bir kişi öldü. Bunun PKK eylemi olduğu söylendi. Bence bu da aynı Şemdinli gibi Ergenekon uzantısı bir eylemdir.

Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?

Bazen eylemlerde kullanılan bomba düzeneklerinden hareketle o eylemi PKK’nın yaptığı söyleniyor ama… Şu da unutulmasın. PKK’ya yönelik k operasyonlarda çok sayıda bu tür düzenekler ele geçiriliyor. Bu bombaların imha edilmesi gerekiyor. Ama Ümraniye operasyonunda da görüldü, bunlar imha edilmeyip illegal işlerde kullanılıyor. Sonra rahatlıkla eylemi PKK yaptı denebiliyor.

Bülent Orakoğlu Abdullah Öcalan’ın Ergenekon üyesi olduğunu söyledi. PKK’yı Ergenekon mu kurdurdu?

1978’de Öcalan’a PKK’yı MİT’in kurdurduğu çok yaygın olarak söyleniyor. 1970’lerin başında siyasal’da birinci sınıfta okurken Öcalan gözaltına alındığında dönemin askeri savcısı Baki Tuğ, Öcalan’la ilgili çok ağır bir iddianame hazırladı ama dava sürecinde o iddianameyi değiştirdi. Ve Öcalan için üç hapis cezası talep etti.  1983’te Abdullah Öcalan’ın eşi Kesire Öcalan’ın Bekaa Vadisi’nden helikopterle alınarak Dicle Üniversitesine getirildiği söyleniyor. Dönemin diğer güçlü Kürt örgütlerine karşı ortaya çıkarılmış bir örgüttü PKK o zaman. Zaten 1978’de 28 Kürt örgüt vardı ve PKK’nın esamisi okunmuyordu. Ancak 1983’ten itibaren devletle bağlantı koptu ve PKK yabancı istihbarat örgütlerinin eline geçti. 1984’ten itibaren onlar tarafından büyütüldü ve kontrolden çıktı. O zaman da PKK’nın karşısına Hizbullah’ı çıkardılar. Hizbullah, derin devletin PKK karşısındaki örgütlenmesidir.

Hizbullah Ergenekon’un parçası mıdır?

Evet. Kesinlikle. O kullanıyor Hizbullah’ı.

Peki, Hizbullah son dönemde uyandırılıyor mu?

MİT Müsteşarı Emre Taner’in bazı milletvekillerine verdiği özel brifingdeki ifadelerine bakarsak… 2005-2006’da Hizbullah’ta çok ciddi bir hareketlenme var. Hizbullah da uyandırılıyor. İç karışıklık, kaos hedefine hizmet etmesi ve ed darbe ortamının yaratılması istenmiş olabilir.

Siz iki yıl önce Selçuk üniversitesinden bazı öğretim görevlileriyle öğrencilerin Kıbrıs’ta ve Davutpaşa Kışlası’na eğitime götürüldüğünü de yazdınız. Ne eğitimi gördü o insanlar?

Şimdi Yıldız Üniversitesi’ne devredilmiş çok büyük bir alan bu. Ergenekon soruşturmasından öğreniyoruz ki… Bunlar bomba yapmayı, silah kullanmayı ve bazı eylem şekillerini öğreniyorlar. Bir gün bu gençlerden biri ayağında kurşun yarasıyla üniversiteye dönüyor. Demek ki orada atış yapıyorlar. Veli Küçük’ün de çiftlik evinin zaman zaman polifon olarak kullanıldığı biliniyor. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelmiş dar gelirli üniversite öğrencilerini zaman içinde tetikçi olarak da kullanabilirler. Ergenekon, yıllardır üniversitelerde çalışıyormuş.

Kim eğitti bu çocukları?

Ergenekon… Bazen eğitenler emekli askerler çıkıyor. Mesela Ümraniye soruşturmasındaki gibi emekli Yüzbaşı Muzaffer tekin çıkıyor.

Gençlerin ne amaçla eğitildiklerini biliyor musunuz?

Bunlar bulundukları yerlerde ortalığı karıştırabilirler. Mesela TAYAD’lıların bir eyleminde bir linç girişimi düzenlemek gerekiyor… Ya da insanların korkutulması ya da unları uyarmak için evlerinin önüne, arabasının yanına bomba konulması, küçük ölçekli saldırılar düzenlenmek isteniyor… Ya da Hrant Dink cinayeti, Malatya katliamı gibi eylemler yaptırılıyor bunlara…

Malatya katliamını Ergenekon mu yaptı?

Tabii… Kesinlikle… 2002 -2007 arasındaki ne kadar böyle provokatif hadise varsa, bunların üç aşağı beş yukarı, yaklaşık tamamı Ergenekon’un operasyonudur.

Peki, Necip Hablemitoğlu cinayeti de mi Ergekon’un işi?

Ergenekon tarafından yapıldığına dair bir takım ipuçları ve soru işaretleri var. Necip Hablemitoğlu laik, Atatürkçü kesimin önemsediği isimlerden biriydi. Topluma bir mesaj vermek amacıyla 2001 yılında öldürüldü. O dönem AKP’nin güçlenmeye başladığı bir süreçti. . ‘Dincilerin egemen olduğu atmosfer şiddet ve koru üretmeye başladı’ mesajını vermek istemiş olabilirler. Böylece muhafazakâr yapı üzerinde baskı kurmak için bu eylemi planlamış olabilirler. Bakın… Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması, Danıştay saldırısı, Rahip Santoro cinayeti, Hrant Dink suikastı, Malatya misyoner katliamı, 2006’daki Diyarbakır bombalaması, Dağlıca saldırısından sonra Bursa’daki Kürt vatandaşların işyerlerine yönelik hadiseler…

Hepsi Ergenekon’un işi mi?

Evet… Hepsi Ergenekon’un operasyonudur.  Eylemi yapanlar birbirlerinden bağımsız olabilirler, birbirlerini tanımayabilirler ama… Bütün bunlar, bir merkezden farklı yerlerden harekete geçirilerek yönlendirildiler. Malatya dosyasına baktığınızda çok sayıda emekli askerin ismini görüyorsunuz. JİTEM’in, Emniyet’in, MİT’in kullandığı muhbirlere rastlıyorsunuz. Biz çok tehlikeli, çok büyük bir hukuk dışı yapıyla karşı karşıyayız... Geçen yıl İzmir’de İbrahim Çiftçi diye bir adam bir lokalde otururken biri geliyor ve üstüne el bombası atıyor. Çiftçi ölüyor. O zaman bu olay pek konuşulmadı. Şimdi bakıyorsunuz…

Evet… Neyle karşılaşıyoruz şimdi?

O el bombası Ümraniye’de ele geçirilen el bombalarıyla aynı seriden çıkıyor. İbrahim Çiftçi mafyayla bağlantılı biri. (Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi işini bir dönem bana verdiler, ben kabul etmedim’ diye sağda solda konuşmuş. Bunu uyarmışlar. Sonra da bir el bombasıyla öldürülüyor. Eskişehir’de de el bombaları çıktı. Makine Kimya’nın 1977, 1978, 1984 ve 1985 tarihlerinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı için ürettiği bombalar bunlar. Orduya ait el bombaları bunlar. Bunların hepsinin belgeleri Emniyet’in hazırladığı dava dosyalarında var. Ben şöyle düşünüyorum. Değişik operasyonlarda kullanıldıkları ifade edilerek kayıttan düşülen ve daha sonra böyle illegal operasyonlar yapmak için bir yerlere stoklanan el bombaları bunlar.

 



Bu haber 1,613 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,710 µs