En Sıcak Konular

'Azınlığın çoğunluğa tahakkümünü istiyor!'

12 Şubat 2008 14:20 tsi
'Azınlığın çoğunluğa tahakkümünü istiyor!' Erdoğan partisinin grup toplantısında CHP ve medyaya ağır yüklendi. CHP'nin idam ve ihtilal çağrısı yaptığını belirten Erdoğan kefeni kastederek, "Biz o beyaz çarşafla yola çıktık. Bedel neyse ödemeye hazırız" dedi. Erdoğan ayrıca Ertuğrul Özkök'ün b

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan türban düzenlemesi ile ilgili eleştirilere sert yanıt vererek CHP ile medyaya yüklendi.

İŞTE ERDOĞAN'IN 'CİĞERİMDEN KONUŞUYORUM' DEDİĞİ O SÖZLER:

"Türkiye geçmişte ne çektiyse kutuplaşmadan, gerilimden çekti, ne kaybettiyse bundan kaybetti. Artık, demode tartışma konularını tedavülden kaldıralım; artık enerjimizi üretime, kalkınmaya, büyümeye harcayalım.Bütün siyasi mülahazaların üzerinde bir hassasiyetle söylüyorum ki yüreklerimizi birleştirirsek aşamayacağımız hiçbir sorunumuz yok. Birbirimize inanırsak, güvenirsek, önyargı duvarlarını yıkabilirsek, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Yeter ki birbirimizi doğru anlamaya çalışalım, empati yapalım, kendimizi karşımızdakinin yerine koyalım, birbirimizin dertleriyle dertlenmeyi başarabilelim.

"BAZI MEDYA GRUPLARI DA ESKİ ALIŞKANLIKLARINDAN KURTULAMIYOR"

CHP'nin ve onlarla birlikte hareket eden medya grubunun nasıl bir yaygara kopardığını" hep birlikte gördük."CHP yanlısı bu grubun gazeteleri, ne yazık ki bir kez daha Türkiye'yi bölünmüş, ikiye ayrılmış gibi göstermenin gayreti içindeler. Dünyaya, 'İki Türkiye' fotoğrafı vererek, sanal kutuplaşmalar üreterek, gerilimi artırarak bir netice alacaklarını zannediyorlar. Sonra kendi yaygaralarının yansımalarını delil gösterip, 'Bakın, dünya medyası da bizim gibi düşünüyor' diye manşet atıyorlar. Güya, Türkiye'de bir kaos, belirsizlik havası ortaya çıkmış, kimse ne yapacağını, ne olacağını bilemiyormuş. Kimseyi yanıltmayın, dünya medyasından işinize geldiği gibi cımbızlayarak, seçerek verdiğiniz örnekler, sizin sesinizin yansımasıdır. O örnekler dünya medyasının çektiği Türkiye fotoğrafına ait değildir, sadece sizin çarpıtarak yansıttığınız fotoğrafa aittir.

Öyle olmasa, CHP ve yandaşı gazetelerin dışarıdan nasıl göründüğünü bütün çıplaklığıyla resmeden haberleri de sayfalarınızda görme imkanına sahip olurduk. Çünkü, seçerek sayfalarınıza koyduğunuz karelerde siz görünmüyorsunuz. Hadi diyelim ki bunu kasten yapmadınız; o zaman eğer, dünyanın önemli gazetelerinde CHP ve yandaşları olarak nasıl göründüğünüzü merak ediyor da bu haberlere ulaşamıyorsanız söyleyin, biz size yardım edelim, biz gönderelim."

"NE OLDU DA ŞİMDİ YAYGARA KOPARIYORSUNUZ?"

Özelleştirmeden Vakıflar Kanununa kadar onlarca konuda CHP zihniyetinin yaklaşımlarının batıda nasıl istihza ile karşılandığını görmüyorsunuz herhalde? (Bu CHP sosyal demokrat değildir) diyen liderlerin sesini duymadınız herhalde. Bizzat şahsıma, sosyal demokrat bir liderin CHP'yi nasıl gördüğünü anlatan kendileri olduğunu bile gazetelerinde yazamazlar ama bana anlatırlar. Çünkü dürüst değiller. Bunlar ikircikli...İşte onlara ne denir? Onu da bulmamız lazım, Türkçesini bulmamız lazım. Bakın o zaman uygar, medeni dünya, bir temel hak ve özgürlük konusunda güya rejim için endişeye kapılıp yaygara koparan CHP yandaşı medyayı nasıl tasvir ediyor, sizi nereye koyuyor, görün. Türkiye'de bir kaos ve tutarsızlık varsa o da bu başlıkları atanların kafasındadır. Bunu da böyle bilin. Daha düne kadar, seçim atmosferinin heyecanı içinde yandaşınız Sayın Baykal'ın başörtüsü sorununu çözme vaatlerini manşetlerinize taşıyordunuz. Bunu kendi manşetlerinizde boy boy yazdınız. 'Üniversitelerde böyle yasak olmamalı' diye yazdığınız yazıların daha mürekkebi kurumadı. Ne oldu da şimdi yaygara koparıyorsunuz? O zaman istismar mı yapıyordunuz, istismara alet mi oluyordunuz?"

"HANGİ SİYASİ ETİKLE, ANLAYIŞLA..."

Başbakan Erdoğan, "CHP zihniyetinin seçimlerden önce gerilim siyaseti izlediğini, ama 22 Temmuz'da gereken dersi milletin kendisine verdiğini" belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi siz de gerilim politikasıyla hareket ediyorsunuz. Hiç mi CHP'nin yaşadıklarından ders almıyorsunuz? Sizin aslında başörtüsüyle bir derdiniz yok, sadece fırsattan istifade başka bir hesabı görmek istiyorsunuz. Derdiniz başka...Açık söylüyorum, aslında çıkarlarınızı tehlikede görüyorsunuz, yoksa laikliği değil. Bu manşetler, yalnızca çıkar kavganızı örtmek için bir maske... Tıpkı bazı protesto gösterilerinde, cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün Bolşevik Lenin'e meşruiyet kazandırmak için istismar edilmesi gibi, siz de laiklik üzerinden kendi çıkar kavganıza meşruiyet kazandırmanın peşindesiniz.

ERTUĞRUL ÖZKÖK'E ÇIKIŞTI

Her fırsatta Türkiye'yi ikiye bölünmüş gibi göstermeye çok heveslisiniz. Soruyorum size; demokrasi, tek tip ve tek sesli olmak mıdır? İşte bugün bir tanesi yazmış; 'Çoğunluğun zorbalığı' diyor. (Ertuğrul Özkök'ün yazısından bahsediyor) Bunun edeple adapla bir ilişkisi var mı? Azınlığın çoğunluğa tahakkümüne evet diyeceksin, 411'ikaos olarak göstermek suretiyle demokrasiyi yok farzedeceksin. Sen bunu hangi siyasi etikle, anlayışla bir araya getiriyorsun?

Herkes aynı düşünmek, aynı giyinmek zorunda mı? Düşünebiliyor musunuz Parlamentoda geçerli oyun, toplam oyun yüzde 80'ninden aşkını bu yasa değişikliğine 'Evet' diyor, ondan sonra siz kalkıyorsunuz, yüzde 20'ye bunu mahkum etmek istiyorsunuz. Aynı şekilde bu evet diyenlerin arkasındaki toplumsal destek yüzde 73...Yüzde 27'ye onu mahkum etmek istiyorsunuz. Bunun demokratik ilkelerle uyumlu bir yanı olabilir mi?


HANGİ YAŞAM ŞEKLİNİZ DEĞİŞTİ

Ellerinde tek silahları var, 'Diğerlerinin durumu ne olacak?' Bugüne kadar ne oldu? 5 yıllık AK Parti iktidarında ne oldu? Ama sizin anlayışınız farklı. İstanbul'a belediye başkanı olduğumda da bunlar aynı oyunu, aynı senaryoyu oynadılar. 4.5 yıl orada belediye başkanlığı yaptım, ne oldu? Hangi yaşam şekliniz değişti? Ondan sonra hangi yaşam şekliniz değişti? Buyurun yine İstanbul'da AK Parti belediyesi var, hangi yaşam şekliniz değişti? Türkiye'nin 13 büyük şehrinde, toplam 46 şehrinde, bin 800'e varan AK Parti belediyeleri var, hangi yaşam şekli değişti? Ayıptır ayıp...İzan, insaf gerekir, ayıptır ayıp. Bu ülkenin evlatlarını birbirine düşürmeye kimsenin hakkı yok.

CİĞERİMDEN KONUŞUYORUM

'Sayın Başbakan niye kızıyorsunuz?' Ben ciğerlerimden konuşuyorum. Ama bunlar sipariş üzerine konuşuyor. Çünkü bunların derdi başka...Özgürlükler konusundaki hassasiyetiniz sadece sizin işinize
gelen konuları mı kapsıyor? Eğer bu sorulara gerçekten 'Evet' diyorsanız, korkarım ki siz demokrasiyi yanlış öğrenmişsiniz. Sizin düşlediğiniz düzen demokrasi değil, düpedüz diktatöryal bir rejimdir. "

SEN NASIL DEMOKRATSIN

"Farklı görüşler var, bir tartışma ortamı var" diye kimsenin Türkiye'yi bölünmüş gibi göstermeye hakkı yok. "İşte buyurun daha şimdiden, daha Sayın Cumhurbaşkanı değerlendirmesini yapmadan hemen bakıyorsunuz anamuhaletin başı, şimdiden ahkam kesmeye başladı. Şimdiden yargıya akıl vermeye başladı, şimdiden yönlendirme yapmaya başladı. İstikamet veriyor ve idam sehpasının yolunu gösteriyor.

BEYAZ ÇARŞAFLA YOLA ÇIKTIK

Sen nasıl demokratsın ya...Sen nasıl demokratsın, sen nasıl demokratsın? Ama biz şuna inanıyoruz; biz bu yola çıkarken daha önce de demokrasiye inanmış insanların söylediğini söylüyoruz. Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız, bu konuda rahatız."

SÖZLERİ SLOGANLARLA KESİLDİ

Sözleri "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlarıyla kesilen Erdoğan, "Düşünce ve fikir tartışmasını çatışma gibi gösterip demokrasiyi, farklılıkları, özgürlükleri kötülemeye; dayatmacılığı, tek sesliliği ve yasakları yüceltmeye çalışıyorsunuz. Sıhhıye Meydanı'na gelen hanım kardeşlerimizi, hele hele bir tanesini seçip, 70-80 yaşındaki bir Anadolu kadınını sahneye çıkartıp, onun başından başörtüsünü çekip çıkartmayı hangi insanı anlayışla bağdaştırıyorsunuz? İşte sizin yaptığınız budur. İnsana yaklaşım tarzınız budur" dedi.

"DEMOKRASİMİZE HAKSIZLIK YAPMAKTAN VAZGEÇİN"

Meclisin, milletin sorunlarını çözmek için hukuk çerçevesinde bir adım attığını belirten Erdğan, Meclis'e ve millete güvenmeyenlere,milletin de güvenmeyeceğini" vurguladı.
"Zaten güvenmiyor" diyen Erdoğan, kamuoyu araştırmalarında güvenilirliği en düşük kurumlar arasında medyanın geldiğini, "Bir kısım medyanın güvenilmez tavırlarının, milleti küçümseyen tavırları yüzünden medyanın genel itibarının da zarar gördüğünü" söyledi.

Türkiye'de herkesin görüşlerini söyleyip meseleleri tartışacağını, sonra da demokrasinin kurallarının işlediğini ve işleyeceğini belirten

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demokratik düzenlerde kararlar nasıl oluşur, bu bellidir. Türkiye'de de işler, beğenseniz de beğenmeseniz de bu böyle yürüyor. İşte Genel Kurulumuzda, Divanın arkasındaki ifade ortadadır; 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.' Bazı vatandaşlarımızın hassasiyetlerini kullanarak, laikliği çıkar kavganıza maske yaparak, bizden hiç bir haksız menfaat elde edemezsiniz, edemeyeceksiniz. Tehdit suretiyle bizden menfaat elde edemeyeceksiniz, edemezsiniz. Bunlar, kendilerine göre alıştıkları köşeye sıkıştırma metotlarıdır. Biz bunları biliyoruz.

Ama bundan bizden bir şey alamayacaksınız, boşuna uğraşmayın. Orta değerlerimizi istismar ederek, insanlarımızı kışkırtarak, bir bardak suda fırtına kopararak bir yere varamazsınız. Gelin Türkiye'ye de insanlarımıza da demokrasimize de haksızlık yapmaktan vazgeçin.

Medyamız, siyasetçilerimiz bu ülkeyi dünya nezdinde küçük düşürmenin değil, bu ülkeyi büyütmenin hesabı içinde olmalıdır." Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın, "Biz o beyaz çarşaflarla beraber yola çıktık, biz bu konuda bedel ödemeye hazırız" sözleri üzerine, Eski TBMM Başkanı, AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın da aralarında bulunduğu bazı milletvekillerinin duygulandığı görüldü.

AA



Bu haber 1,140 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,855 µs