En Sıcak Konular

Baba ocağına dönüş: Kökten CHP'lilik!

11 Şubat 2008 14:35 tsi
Baba ocağına dönüş: Kökten CHP'lilik! CHP'lilik bir siyasi tercih değil de doğal bir hal, bir aile mirası, modern olanlar zümresinin adı olabilir mi? CHP'ye karşı teveccüh neden bitmiyor? CHP'liler aydın, ilerici insanlar mı? BAykal'dan kurtarılırlarsa, hepsi doğal olarak solcu ve demokr

Yıldıray Oğur/ Taraf

Kökten CHP’lilik

Geçen hafta NTV'de Müjde Ar ve Aysun Kayacı'nın programına Hasan Bülent Kahraman çıktı. Oryantalizm, Kemalizm üzerine yazdıkları, Fuat Keyman ile birlikte "Türk modernleşmesinin resmi dili oryantalizmdir" tespitleri yolumuzu aydınlatmış hocamıza programın sonunda Müjde Ar tarafından CHP genel başkanlığı önerildi. Daha doğrusu Müjde Ar'ın rüyasıymış bu. Bu şok edici tekliften bir süre önce de "CHP nasıl kurtulur", "Ne kadar ihtiyaç var doğru düzgün bir CHP'ye", "Ah Baykal yaktın bizi" "Doğru düzgün bir CHP olsa bunlar hiç olur muydu?" muhabbetinin dibine vurulmuştu. Zaten o kaliteli, çağdaş ortamda başka bir partiden birinin olması mümkün müydü?

Her neyse. Bu yazı Hasan Bülent Kahraman'ın bu teklif karşısında verdiği cevap üzerine yazılıyor. Şöyle dedi özetle Kahraman: "Ah teveccühünüz, çok teşekkürler, mahcup oldum."

Ne “Kürt yok,” diyen, darbe çağrıları yapan Baykal, ne "Demokrasi iyi bir şey olsaydı Atatürk de getirirdi," aşamasına ulaşmış, Kemalist guru Onur Öymen, ne de "Vakıflar yasası çıkarsa Gökçeada’yı kaybederiz," diyen Birgen Keleş bitiremiyor CHP'ye olan teveccühü, bitmiyor bu partinin gönüllerimizdeki kredisi. Eleştiriyoruz ama içerden, kızıyoruz ama evden de atamıyoruz.
Bugünlerde bir ihanet, küfür, kara leke, itham haline gelmiş AKP'li olma terörünün nedeni tam da bu gizli saklı teveccüh, partizanlıktır. Çünkü hepimiz CHP'liyiz. Kabul ediyoruz, reddediyoruz, farkındayız, değiliz önemli değil. CHP'lilik bir siyasi tercih değil çünkü doğal bir hal, bir aile mirası, modern olanlar zümresinin adı. O yüzden CHP'li değilseniz mutlaka başka bir partidensiniz.

Üniversite için Rize'den Ankara'ya gittiğimde en çok dikkatimi çeken şeylerden biri herkesin sanki hepimiz doğal olarak CHP'liyiz gibi davranması olmuştu. Kimse sen hangi partilisin diye bile sormaya gerek duymadan birden kendimizi "CHP nasıl kurtulur", "Sol nasıl iktidar olur" muhabbetlerinin ortasında buluyorduk. Herhalde üniversitede olduğumuz için, ne bileyim sinemaya tiyatroya gittiğimiz için, asri bir hayatımız olduğu için doğrudan CHP'li kabul ediliyorduk, partinin doğal üyesi sayılıyorduk.

Doğal olarak CHP'li kabul edilme durumu İstanbul’daki üniversite, entelektüel dünya içinde de sürdü. Daha solda olan, CHP'yi arada sırada faşizm ile suçlayanların bile dili "sol nasıl iktidar olur"dan konuşurken birden "CHP nasıl kurtulur”a kayıyordu. Faşistleşmiş CHP'den bir sol parti çıkarma ümitleri de, "Demokratım ben," diyen AKP'den faşist bir parti çıkarma ümitleri de bir türlü tükenmiyordu.

CHP'liler aydın, ilerici insanlardı, Baykal'dan onları kurtarırsak hepsi doğal olarak solcu ve demokrattı. CHP'ye dönük bu pozitif enerjili, kelebeksi bakışı milyonların en faşizan sloganlar atarak yürüdükleri Cumhuriyet mitingleri bile azaltamadı. Mitinglere katılanlar "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır", "Hepimiz Türküz," diye bağırıyorlardı, CHP'den ümit var olmuşlar onların şık kıyafetlerine, modern görünümlerine, aydınlık çehrelerine bakıyorlardı. Eş dost ordaydı, aksi bir şey söylemek de ayıp kaçabilirdi zaten.

Bu doğal CHP'liliğin önce Türkiye kamusal alanının değiştirilmesi teklif dahi edilemez ideolojisi olduğunu keşfettim, sonrada bir tür aile yadigârı olduğunu.

Annesi başörtülü, babası müftü Yozgat'ın bir köyünden çıkıp üniversitede okumuş, sonra da rektör olmuş birinin fanatizm boyutundaki Kemalizmi ve dini her türlü sembole karşı gıcık olma durumunun psikolojik kökenlerini birinci keşfim açıkladı.

CHP'li ve Kemalist olmak o eski, geride bırakılmış, aşılmış, köylülük, doğululuğu, birilerinin bir gün yüzüne vurulmasından korkulan tüm o eski hatıraları, hiç beklenmedik bir anda başörtüsü, çarığıyla çıkıp gelecek o hayaletleri kovalayan bir sarımsak, onlarla olan maziyi sonsuza kadar örten bir zırh olarak çalışıyordu. Taşralılığın izlerini, kavruk yüzleri, nasırlı elleri kapatan fondöten gibi bir şeydi CHP'lilik, Atatürkçülük, Kemalizm, Laikçilik. Ne kadar kavruksan o kadar çok sürmen gerekiyordu.

Bir aile yadigârı olarak CHP'lilik ve Atatürkçülük ise daha çok şeyi açıkladı benim için. Her daim CHP'den ümit var olma durumunu, doğal CHP'liliği, Kemalizm sol ilişkisini. Zaten bir avuç olan demokrat, sol demokrat, liberal demokrat insanların da bir aileleri vardı, eşleri, akrabaları, dostları. Kemalist dedikçe "Canım böyle diyerek dincilere hizmet ediyorsun ama diye hatırlatacak," baskıcı mahalleleri. Başörtüsünü savununca "Tamam hepimiz demokratız ama bak bu dinciler de geliyor," diyecek sevdikleri, Cumhuriyet mitinglerinde bayrak sallamış dostları, akşam rakı içerken "Ama sen de çok AKP'li olmuşsun bugünlerde," diyecek ahbapları.

İşte emekli paşalar AKP'yi devirmek için darbe planları yaparken, tüm siyasi pozisyonlarını postal kokularını takip ederek kuranlar AKP'ye demedik laf bırakmazken ordu-AKP ittifak yaptı açıklamasına inanıp mutlu olmalarının nedeni bu. Daha dört gün önce Vakıflar yasası görüşmelerinde CHP'li ve MHP'li sözcülerin meclisteki "bölücü, hain AKP" bağrışları kadar ikna edici olan AKP-MHP otoriter muhafazakâr ittifakı iddialarının nedeni de bu. Kökten CHP'lilik.

CHP sola, sağa, sosyalizme kaymış modernlerin, aydınların her zaman dönebilecekleri baba ocağı. Ve Baykal "Türban tartışmaları bazı liberallerin, solcuların gözünü açtı, çok hayırlı oldu," derken tam da bunu kastediyor. ‘Baba ocağına hoş geldiniz,’ diyor, Burada herkesin her zaman bir odası var.



Bu haber 615 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,656 µs