Kabloları kim kesiyor?

11 Şubat 2008 10:20 tsi
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı içeren geniş bir coğrafyanın internet çıkışını sağlayan deniz altındaki fiber optik kabloların 'makul bir sebep' olmadan ardarda kesilmesinin ardındaki gerçek esrarını koruyor. Ortada pek çok teori var. Ama hangisi gerçek?

İnternetin dünyayı birbirine bağladığı hepimizin malumu ancak bunun aslında nasıl gerçekleştiğiyle ilgili pek az kişinin bilgisi var. İşin özünde ülkelerin ana internet omurgalarını birbirine bağlayan ince kablolardan başka bir şey değil. Kimi durumlarda uzaydaki uydular aracılığıyla kablosuz erişim de devreye giriyor ancak maliyetleri nedeniyle sadece tamamlayıcı ya da yedek güç olarak kullanılıyor.

Okyanusları aşarak ülkeleri uçtan uca dolaşan kablolar maliyeti düşük tutmak için çoğu zaman denizaltından geçiyor. Çünkü kimi ülkeler güvenlik nedeniyle kabloları karadan geçirmek için uygun değil. Aksi durumda bile yerleşim bölgelerinde kazı yapmak için izin almak hem çok zor hem de yüksek maliyeti nedeniyle tercih edilmiyor.

Bu yüzden internet erişim kabloları çoğunlukla özel gemiler kullanılarak deniz altından geçiriliyor.

Dolayısıyla ülkeleri bilgi otoyoluna bağlayan binlerce kilometre uzunluğunda ve sadece bir parmak kalınlığındaki bu kablolar sualtında her türlü doğal ve yapay etkiye açık kalıyor. Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan internet kablolarının geçtiği Süveyş Kanalı'na ev sahipliği yapan Mısır bu konumundan dolayı dünyanın birkaç internet merkezinden biri.

Bunu bize hatırlatan en acı örnek 2006'da Mısır açıklarında yaşanan depremin ardından kopan internet kablomuz olmuştu. Türk Telekom tabanlı yurtdışı çıkış kapasitesinin neredeyse tamamı kesildiği için eğitimden ticarete kadar birçok alanda hayat felce uğramıştı.

İlginç tesadüfler

Geçtiğimiz günlerde benzer bir olay Hindistan'ın başına geldi. Ülkenin yine Mısır açıklarında kopan kablosu internet erişimini tamamen kesintiye uğrattı. Dünyanın en büyük bilişim hizmet sağlayıcılarından biri olması sebebiyle Hindistan'daki bu aksaklık ondan hizmet alan birçok ülkeyi de etkiledi. Ardından birkaç kablo daha ilginç bir şekilde benzer şekilde koparak hizmet dışı kaldı.

 Ne var ki benzerlerinden farklı olarak bu sefer ortaya onlarca teori çıktı. Önce sıradan bir kaza olarak tanımlanan bu olay daha sonra bir sabotaj olarak telaffuz edilmeye başlandı. Bu iddialara karşı ilk teori bir gemi çapasının dipteki kablolara takılarak kopmasına yol açtığı yönünde oldu. Ancak hemen iki gün sonra İran Körfezi'nde Umman ve Dubai arasındaki kablolar kesildi ve telefon iletişimi de dahil olmak üzere internet bağlantılarında da sorunlar yaşandı.

Bu sırada İran'ın internet erişimi tamamen kesildi. Bölgede bu durumdan etkilenmeyen sadece üç ülke vardı: Irak, Lübnan ve İsrail. İsrail'in etkilenmeme sebebi kablolama için kendine has ayrı bir rotaya sahip olmasıydı. Bu ayrıntılar olayın Amerikan denizaltıları tarafından yürütülen ve İran'a yapılacak İsrail destekli saldırı öncesi bir tatbikat olduğu iddiasına kadar taşıdı. Diğer bir cepheyse olayın sorumlusu olarak terör örgütü El Kaide'yi gösteriyordu.

Sebebi her ne olursa olsun aynı bölgede dört benzer vakanın yaşanması; hatta Birleşik Arap Emirlikleri'nin iletişimsiz kalmasına yol açan şeyin tam olarak ne olduğunun bile anlaşılamaması akılda soru işaretleri yarattı. Bir teoriye göre ABD Deniz Kuvvetleri'ne bağlı U.S.S. Jimmy Carter denizaltısı su altında bu kablolara dinleme sistemi bağlamıştı.

Şu an kesin olarak neyin ne olduğunu anlayabilmek mümkün değilse de bu ilginç olaylar zincirinin tekrar yaşamak isteyen kimse olmadığı ortada.

Radikal

Bu haber 382 defa okundu.