Fişe taktıysan, geçmiş olsun!

10 Şubat 2008 20:42 tsi
Başbakan Erdoğan'ın mahsur kalmasından önce, Susurluk'ta da o vardı... Adnan Kahveci'nin ölümünde de... Bürokratların, diplomatların, iş adamlarının kullandığı Mercedes ve benzeri lüks otomobiller, verdikleri lüks ve güvenliğin yanında, onlar için bir

Susurluk skandalının ortaya çıkmasında başrolleri bir Mercedes oynamıştı. Başbakan Erdoğan’ın kapalı kaldığı araba bir Mercedes’ti, Adnan Kahveci de bir Mercedes’in içinde can verdi. Geçtiğimiz günlerde, anahtarı kaybolan bir Mercedes’in Almanya’daki merkezden kilidinin açılmasıyla  tüm bu olayların bağlantılı olabileceği şüphesi canlandı. İyibilgi, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Köni’yle konuştu.

Lüks araba sahipleri genellikle gelir durumu iyi olan iş adamları, bürokratlar ve diplomatlar… Peki elekonik aksamla, yön bulma cihazlarıyla donatılmış bu araçları kullanmak gerçekten karlı bir iş mi?

Lüks otomobillere çalınmasına karşı ya da yön bulmada kullanım kolaylığı sağlaması için  taktıkları GPS cihazıyla birlikte böyle sistemler yerleştirebilirler. Bu sistemler aracılığıyla aracın kontrolü ele geçirilebilir. Gaza basmak yerine fren yaptırılır araca ya da frene basması gereken yerde araca gaz verilir.

Bu araçlar uzaktan kumanda edilebilir mi?

Araçlardaki elektronik sistemler arttıkça, dışarıdan müdahale edilme ihtimali de artıyor. Aracın kullanımını ellerine geçiriyorlar. Dışarıyla iletişiminizi kesebiliyorlar.

Örneğin cep telefonlarınızı kapatsanız, pilini ayırsanız bile dinlenebiliyorsunuz. Usame bin Ladin mesela, üzerindeki tüm metal eşyaları çıkarıp, kurşun kalem kullanıyor.  Günümüzde metal detektörlerinin çok gelişmişleri var. En ufak telefon bağlantıları tespit edilebiliyor.

Uzaya verdiğiniz sinyaller tutuluyor. Aracınıza elektronik cihazlar taktıysanız geçmiş olsun… İstihbaratla ilgili meseleler araba içinde konuşulmaz örneğin.

Her metal eşya izlenmenizi ya da dinlenmenizi sağlıyor diyorsunuz?

Bir şeyi fişe soktuğun anda olay bitiyor, geçmiş olsun… Ütü dahil…

Bu çok karamsar bir tablo değil mi?

Evet ama bu kadar istihbaratın derlenmesi ve incelenmesi çok da iyi bir şey değil. Çünkü bilgi azlığı kadar çokluğu da çuvallamaya neden oluyor…

Örneğin Yale üniversitesi, Irak savaşı devam ettiği takdirde bugünkü ekonomik krize sebep olacağını, 1 trilyon 600 milyar dolarlık bir açık oluşacağını ve bunun da resesyonu doğuracağını hesaplayıp gerekli makamlara vermiş.

Ama tüm raporlar ABD başkanına gidiyor…

Bush istihbarattan anlamıyor mu?

Adam eski alkolik, babasının kuzusu biri… Ne kadar algılarsa ona göre karar veriyor. Yahudi danışmanları da ‘Aldirma be Bush, bunlar yalandir’ diyor. Bitti…

Kriz yayılıyor. Türkiye’ye gelecek. iyibilgi.com’da yazı yazacak bilgisayar bulamayacaksınız. Masraflar %30 artacak borsanın değer kaybı biraz daha büyüyüp, faizleri aşağı çekerse, dış sermayede düşük faizle Türkiye’ye para sokmayacağı için, yatırım oranları düşecek.

Yani bana yol göründü gibi?

Bakın size bir nasihat vereyim: İki kişiden korkmalısınız. Para ve oy isteyenden. Çünkü yalan söylüyordur…

www.iyibilgi.com özel Kaan Kıymaç

Bu haber 2,324 defa okundu.