Tıp üniversiteyi hasta ediyor!

10 Şubat 2008 19:21 tsi
Doktorların normal dışı özgüvenleri, bilimsel kibirlerinin üniversite ortalamasının çok üzerinde olması; doğal olarak sabit fikirliliği ve kendi alanları dışında yapılan bilgi üretimini hakir görmelerine neden olabilmektedir. Bu psikoloji, müzakere etmeye

Ferhat Kentel, Taraf Gazetesi’ndeki yazısında “Bugün üniversitelerin resmî ve hâkim ağızlarından yükselen seslerde somut olarak görülebildiği gibi, fen bilimlerinin (mühendislik) ya da tıbbın(cerrahlık) mantığına uygun olarak, toplum da yapılıp bozulacak, kesilip biçilebilecek bir malzeme gibi görüldü.” diyor.

Düşünülmeyeni düşünmek, olmayanı bulmak, sürekli yenileşmek, mevcut bilgilerin doğruluğunu sorgulamak. İşte üniversitenin en temel vasıfları, kısacası bilgi üretmek.

Peki Türkiye’deki üniversiteler neden bu kadar statükodan yana. Bu sorunun pek çok cevabı var.
Türkiye’nin pozitivist aydınlanmacı modernleşme serüveni, bilim yuvası olması gereken üniversiteleri rejimin ilerici(?) karakollarına dönüştürdü. Bu üniversiteler; halka inmekten bahseden, insanları birkaç kategoride sınıflayıp her kategori için standart eğitim paketleri oluşturan aydın(!) üretme ve barındırma merkezleri olarak varlıklarını sürdürüyor.

Ancak bu genel kapsayıcı cevabı vermek, üniversitelerin statükocu-muhafazakâr kimliklerini daha iyi anlamak için mikro tespitlerde de bulunmamıza engel değil.

Genel olarak; üniversite rektörlük seçimlerinde en çok oyu tıp fakültesinden aday olan öğretim üyeleri almaktadır. Çünkü tıp fakülteleri en kalabalık öğretim üyesine sahiptir. Daha da önemlisi döner sermayeyi en çok besleyen tıp fakülteleri.
Peki üniversitelerin kışlaya dönüşmesiyle rektörlerin tıp fakültelerinden çıkması arasında nasıl bir ilişki var?

God Complex

Tıp hayat kurtarıyor, ömrümüzü uzatıyor, yaşam konforumuzu arttırıyor. Nihayetinde de insanoğlunun en büyük çaresizliği olan ölüme meydan okuyor.

İşte doktorların her gün beyaz önlükleriyle çare bekleyen insanlar karşısında yaşadıkları bu iktidarın ruh hallerinde neden olduğu büyük psikolojik sapmaya verilen ad ise God Complex yani Tanrı kompleksidir.

Doktorların bu normal dışı özgüvenleri, bilimsel kibirlerinin üniversite ortalamasının çok üzerinde olması; doğal olarak sabit fikirliliği ve kendi alanları iş dışında yapılan bilgi üretimini hakir görmelerine neden olabilmektedir. Bu psikoloji müzakere etmeye, uzlaşmaya olanak vermeyen bir yönetim anlayışını da beraberinde getirmektedir.

Çözüm: Tıp Üniversiteleri

Tıp fakülteleri ayrılıp Tıp Üniversiteleri haline getirilmelidir. Bu üniversiteler Harp Okulları gibi özel bir yasaya tabi tutulabilir. Üniversiteler bu statüko üretme aygıtından ayrıştırıldığında özellikle sosyal bilimlerde daha özgürlükçü bir bilgi üretme atmosferi oluşacaktır.

Üniversite kampuslarının düşünce üreten özgür alanlar olmasının lokomotif gücü sosyal bilimlerdir. Bu alanın önündeki engeller kalktıkça üniversiteler de özgürleşecektir. Üniversiteler özgürleştikçe farklı düşüncelerin karşılaşmaları artacaktır. İnsanlar karşılaştıkça birbirlerini daha iyi tanıyacak, daha iyi anlayacak, bilgisizlikten kaynaklanan endişeleri birer birer yok olacaktır.

www.iyibilgi.com analiz Emin Değer

Bu haber 1,033 defa okundu.