Guantanamo tersanesi! | " /> Guantanamo tersanesi! | "/>

En Sıcak Konular

Guantanamo tersanesi!

8 Şubat 2008 10:43 tsi
Guantanamo tersanesi! Sabah muhabirleri, son yedi yılda 44, son 7 ayda ise 14 işçiye mezar olan Tuzla tersanelerindeki 'köle-işçiler'in yaşadığı dramı gözler önüne serdi. Bir odada 30 kişi kalan, asgari ücretle çalışan işçilerin büyük bir kısmı sigortasız.

İstanbul Tuzla'da 4 katlı, boyasız, sıvası çatlamış bir binanın giriş katı. Binanın dükkân olarak düşünülüp camlarla kaplanmış, ancak şimdilerde "simsiyah" boyanıp körleştirilmiş bu 20 metrekarelik bölümde sıkışmış onlarca insan var. Kimi bir köşede derin düşüncelere dalmış, kimi mutfak olarak kullanılan bir başka köşede piknik tüpü üstünde tencere kaynatıyor. Ortada öbeklenip sohbet edenlerin konusu "para, açlık ve yoksulluk." Bütün bu yoksulluğun içinde yaşayanlar da dünyanın en güzel ve en pahalı yatlarını yapan Tuzla tersane işçileri. Ağır bir kokunun kapladığı odada yerde yatan işçilere bakıp burada kaç kişinin kaldığını anlamak mümkün değil. Uzun süren çalışmanın yarattığı yorgunluktan iş elbiselerini bile çıkarmadan yatağa uzanmış insanlar, bir çırpıda tüketilmiş yemeklerden kalan tencereler, tabaklar...

7 yılda 44, 7 ayda 14 ölüm

Buraya gelme sebebimiz son 7 yılda 44, son 7 ayda ise 14 işçinin öldüğü iş kazalarını, çalışma koşullarını konuşmak ancak görünen manzarada tersane işçilerinin sadece çalışma koşulları değil yaşam koşullarının da içler acısı olduğu ortaya çıkıyor. Tuzla'nın arka mahallelerindeki 20 metrekarelik bu odalar 700 YTL'ye kiraya veriliyor. Yani İstanbul'da 100 mekrekarelik ortalama bir evin kirası kadar. Bu nedenle her odada onlarca insan kirayı paylaşarak bir arada yaşıyor. Batmanlılar, Diyarbakırlılar, Samsunlular, Urfalılar...

Bir odada 30 kişi

Tersanede temizlikçi, taşlamacı, boyacı, demirci, kaynakçı olarak çalışan işçiler sık sık iş kazalarına tanık oluyor. Ezilmelere karşı çelik uçlu ayakkabı, baret, emniyet kemeri gibi koruyucula ise hiç kullanmamışlar. Bazıları evli, çocukları var. Ama onları köyde bırakmışlar. Ev sahibinden şikâyetçiler. "Elektriği fazla kullanmayın. Sigorta atıyor" diyormuş. Aynı binanın başka odaları da kiraya verilmiş. Urfalı İsmail Biliz "Biz yine şanslıyız" diyor. Bazı ev sahipleri pansiyon usulü kalanlardan kişi başına para alıyormuş. Ev sahibinin bir de bakkalı var. Peynirlerini, ekmeklerini ondan alma şartı getirmiş. "Başlangıçta para biriktirip dönerim, diyordum. Ama şimdi bilemiyorum. Para yok" diye konuşuyor. "Neden burada kalıyorsunuz. Pahalı değil mi?" sorusuna ise Abit Boğatekin "Abi bir de yol parası verirsek, nasıl geçiniriz?" diye cevaplıyor. Özellikle boyalardan şikâyetçi Abit Boğatekin. "Hele bir de kapalı yerde olursa, bazen derin kabarır. Sesime bak, hâlâ öksürür gibi konuşuyorum" diyor. Tersanenin yemeklerinden de şikâyetçiler. "Yemekleri yapan firma, bizim patronun karısının firması, bir gün öncesinin yemeklerini çorbaya katıyor. Yemekler berbat" diyerek gülüyorlar. Bazıları ise itiraz ediyor; "Hayır bizim yemekler güzel" diye. 'Gemileri tahtadan sanıyordum'

Urfalıların hemen karşısındaki bir binada Batmanlılar kalıyor. Küçük oda tuvaletlerin olduğu bölümden tahta bir perde ile ayrılmış. Ranzalar konulmuş. Ama Urfalılara göre daha derli toplu. Batmanlı Abbas Işık, kardeşleri ile bu küçük odada kalıyor. Aşçılığı ile övünerek bize yemek hazırlamak istiyor. Batman'dan İstanbul'a geldiğinde önce tekstil sektöründe çalışmış. "Tekstilde para yok. Sonra 'Gemicilikte iyi para var' dediler. Buraya geldim. Hiç gemiye çıkmamıştım. Hatta gemileri tahtadan sanıyordum. Daha önceden marangozluk yapmıştım. Yaparım diye düşündüm. Bir de baktım ki gemiler demirdenmiş" diyor. Odadaki herkes gülüyor.

Hepsinin bir kaza anısı var

Sonra genç yaşlarına rağmen hepsi birer iş kazası öyküsü anlatıyor. 19 yaşındaki Orhan Işık tersaneye başladığı üçüncü günde yirmi metre yükseklikteki direkten motorun üzerine düşen adamı unutamıyor. Ölen işçinin adını hatırlamıyor fakat kanlar içindeki görüntüsünü hiç unutamamış. Aynı binanın bir başka odasında ise Diyarbakırlılar kalıyor. Ama aralarında bir de İzmirli var. "Aramızda tek deniz gören" diyerek takılıyorlar ona. İşverenin sigorta primlerini yatırmadığından şikâyet ediyorlar. Tersanede taşçı olarak çalışan Sabri Yıldız "Ayın bir ilk günü bir de son günü yatırıyorlar. Üç yıldır tersanelerdeyim. Sadece yetmiş günlük sigortam varmış" diyor.

Denizcilik Müsteşarı Naiboğlu: Tersane ölümlerini inceliyoruz

Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu, tersanelerde 7 ayda 14 kişinin ölümünü, sektördeki iş yoğunluğuna ve çalışanların iş güvenliği için gerekli önlemleri almamasına bağladı. "Türkiye, 2002 yılında gemi imalatında dünyada 23'üncü sıradaydı. Bugün, tonaj açısından 4-5 yerine göre 6'ncı sırada, gemi adedi açısından da 4'üncü sırada bulunuyor" diyen Naiboğlu, gemi inşanın emek-yoğun bir sektör olduğuna işaret etti. Naiboğlu, şöyle konuştu: "Sektörde çok sayıda işçi çalışıyor. İş yoğunluğu da fazla. Bu ortamda zaman zaman sorunlar oluyor. Ölümler oluyor. Ortalama bir tersanenin 6 yan sanayiye etkisi var. Bir de kendisi var; 7. Tersanede çalışan 500 kişiyi, 7 ile çarpmak gerekiyor. Marangozu, borucusu, elektrikçisi ve diğer elemanları." Naiboğlu, ölümlerin taşeron çalıştırılmasına bağlanmasını da "Taşeronlar da kural ve kaidelere uyuyor. Tüm dünyada sektörde taşeronlar kullanılıyor" diye eleştirdi. Naiboğlu, Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürlüğü'nün uzmanlardan oluşan bir heyetle ölüm olaylarını incelediğini belirterek, bu heyetin son kazaları da nedenlerini ortaya koyacak biçimde inceleyeceğini açıkladı.

Sabah



Bu haber 319 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,873 µs