Türban çözümü liberalleri böldü

5 Şubat 2008 10:05 tsi
Türban düzenlemesi bugüne kadar AK Parti'ye destek veren liberal aydınlarda tereddüt yarattı. Yasağın kaldırılması için açılan imza kampanyasına bazı isimler katılmadı.

Üniversitelerde türban yasağı konusunda üçüncü cephe açıldı. Bu zamana kadar türban karşıtları ve türban yanlıları olarak görülen manzara, üniversitelerde türbanın serbest olmasını savunan cephedeki ayrışmayla yeni bir boyut kazandı. Eşi AKP milletvekili olan İhsan Dağı gibi bir grup akademisyenin kaleme aldığı üniversitelerde türbana özgürlük bildirgesinde imzacı sayısı 2160'a vardı. Ancak Mehmet Altan, Cengiz Aktar, Soli Özel, Ayşe Kadıoğlu, Ethem Eldem, Ahmet İnsel, Şahin Alpay gibi üniversitelerde kadın öğrencilerin türban takmasına karşı olmayan özgürlükçü birçok önemli isim, bu metne imza atmadı.

'TEK SORUN BU DEĞİL'
Uzun yıllardır AKP'nin demokratikleşme ve AB yolundaki birçok politikasına destek veren Prof. Mehmet Altan türban sorununun özgürlükler sorunundan bağımsız olarak siyasileştirilmesi ve etik olmayan bir şekilde savunulmasına karşı olduğu için bildiriye imza atmadığını açıkladı. Metne imza atmayan bir başka isim de Cengiz Aktar. Avrupa Birliği uzmanı Aktar'ı en çok rahatsız eden nokta Türkiye'nin temelde birçok özgürlük problemi varken AKP'nin bunu temel hak ve özgürlüklere karşı olan MHP ile beraber çözmeye çalışması. Aktar, "AKP ile liberal ve demokratlar arasında Türkiye'nin nasıl daha özgür bir ülke olacağı konusunda teşhislerde büyük bir ayrışmavar" diyor. Kamuoyunda özgürlükçü olarak tanınan Soli Özel de, metnin son derece kötü ve herhangi bir bağlamdan kopuk olması nedeniyle tepkili: "Bu metni beğenmedim. Ben önüme gelen her metne imza atmakla yükümlü değilim. Kötü çalakalem yazıldığını düşündüğüm, işin yapılış tarzı ile ilgili olarak en ufak bir eleştiri noktası içermeyen bir metindi. İmzalamadın mı 'sen özgürlüklerden yana değilsin' deniyor. Kim bunun kararını veriyor? Her metni de imzalamak zorunda değilim".

Prof. Altan: Gerçek özgürlük lazım
METNİ imzalamayan Prof. Mehmet Altan ise gerekçesini şöyle özetledi: "Ben türban konusunu üniversitenin asli özünün bir uzantısı olarak düşünüyorum. Ayrıca gazetelerden okuduğumuz kadarıyla etik olmayan ilişkiler de söz konusu. İmzaya açanların AKP'ye çok yakın kişiler olması şık şeyler değil. Bu kadar ulvi bilinmeyenin peşinden koşan bilim adamlığının şartları Türkiye'de hiçbir zaman oluşmadı. Totaliter otoriter ortamın, öğretim üyelerini memurlaştıran zihniyetin sadece kılık kıyafet üzerinden taraflar savaşı meydana getirmesinin, Türk üniversitelerinin ve akademi dünyasının özündeki sakatlığı gizlemesinden de korktum. Esas verilmesi gereken kavga üniversitenin gerçekten özgür olmasıdır. Kılık kıyafet onun sonrasındaki bir türevdir."

Prof. Oran: Tabular sırayla yıkılır
ÜNİVERSİTELERDE türbanın serbest olması için açılan metne imza atan Prof. Baskın Oran, tabuların sırayla yıkılacağını söyledi. "Üniversitedeki kızın başına kıçına karışılmaz. Bu iki tabiri yan yana koymanın ciddi bir anlamı var. Başının kapatılmasına karışılamaz ama belini açması da yasaklanamaz. Başını kapatanlar diğerlerine baskı yapacakmış gibi laflar var, yapabilirler de. Onlarla ayrıca mücadele ederiz. Biz şimdi başını kapayanları sokmayanlarla mücadele ediyoruz. Belini açanları sokmayanlarla da ayrıca mücadele ederiz. Diyorlar ki bunların amacı belini açanları içeri sokmamak. Ceza hukukunda niyet değil eylem cezalandırılır. Bu bildiri üniversitelerdeki genel özgürlükleri kapsamadığı için eleştiriliyor. Ama bir bildiriyi ne kadar genişletirsen o kadar muğlaklaşır. Tabular sırayla yıkılacak"

Sabah

 

Bu haber 662 defa okundu.