En Sıcak Konular

Yargı uyardı, hükümet yanıt verdi/ Video haber

5 Şubat 2008 10:02 tsi
Türban serbestliği sağlayan değişiklikle ile ilgili tartışma sürüyor. Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, sert bir açıklama yaptı. Hükümet net bir cevap verdi. İşte o açıklamalar ve videosu:

HÜKÜMET: BU KONUDA BİZ ONLARDAN DAHA HASSASIZ

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin'in türban tartışmalarıyla ilgili açıklamalarını değerlendirirken, Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin amacının, Türkiye'de rejimi, bunun temel ilkelerinden biri olan laikliği zayıflatmak olmadığını söyledi. Yöneticilerin, vatandaşın ''sorunum'' dediği bir probleme sessiz kalamayacağını ifade eden Şahin, görevlerinin, tüm vatandaşların rejime ve onun temel niteliklerine bakışının olumlu hale gelmesini sağlamak olduğunu dile getirdi.

Bakan Şahin, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şahin, bir soru üzerine Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin'in açıklamalarını değerlendirirken, ''Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin amacı, Türkiye'de rejimi, onun temel ilkelerinden biri olan laikliği zayıflatmak değildir'' dedi. Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hepimizin en önemli görevi, rejimimizi nasıl daha güçlü hale getirebiliriz, onun temel ilkeleri ki, onlardan biri olan laikliği nasıl güçlendirebiliriz? Vatandaşın, 'sorunum' dediği hiçbir probleme yöneticiler sessiz kalamaz. Mutlaka onlarla ilgilenmek durumundadır. Ancak bunu yaparken tabii ki Anayasal çerçevede hareket edecektir. Cumhuriyetin temel niteliklerini zedelememeye özen gösterecektir. Parlamentoda 2 siyasi partiye mensup milletvekili arkadaşlarımızca hazırlanarak verilmiş olan Anayasa değişikliği de bu hassasiyet göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Dolayısıyla bu konuda söz sarf eden değerli arkadaşlarımız, cumhuriyet ve onun temel nitelikleri konusunda ne kadar hassaslarsa, biz sorumlu mevkide olan kişiler olarak onlardan çok daha hassasız. Ancak her ne kadar vatandaşlarımız, eğitim ve özgürlüğü ile bir sorun yaşıyorlarsa onları çözmek ve bu sorunu kendimize dert edinmek ne kadar görevimizse, böyle bir düzenleme nedeniyle yaşam tarzlarının etkileneceğini düşünen vatandaşlarımızın bu tepkilerini de anlamak ve onları değerlendirmek hükümet olarak görevimizdir. Tabii ki, onları da anlayışla karşılıyoruz, dinliyoruz. Ancak hiç biri endişe etmesinler ki, hükümet olarak parlamentoda bulunan iktidar partisi olarak ve bu teklife imza koymuş olan milletvekilleri olarak hedefimiz, halkımızın bu sorunlarını, Anayasal çerçevede çözmek suretiyle onların rejime, temel ilkelerine bağlılıklarını daha da güçlendirmektir.''

 

''LAİKLİK İLKESİNİ HASSASİYETLE KORUMALIYIZ''

Sorun yaşayan bir vatandaş, sorunun çözümünü beklerken, bunun karşısına ''şu ilke nedeniyle bunu çözemiyoruz'' diye çıkılırsa, vatandaşların cumhuriyete ve temel ilkelerine bakışının istenildiği kadar olumlu olmayabileceğini belirten Şahin, ''Bizim görevimiz, tüm vatandaşlarımızın rejime ve onun temel ilkelerine bakışının olumlu hale gelmesini sağlamaktır'' dedi. Şahin, laiklik ilkesinin, toplumsal birlik ve bütünlüğün en önemli teminatlarından biri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Onu hassasiyetle korumalıyız. Yalnız onu dar kalıplar arasına hapsetmemeliyiz, onu çağdaş anlamda yorumlamalıyız. Çünkü laiklik, devletin bir karakteridir. Kişiler laik olmazlar. Bir inanca sahip olurlar veya bir inancı taşımayabilirler. Ama o insanlar devletin laiklik karakterine sahip olmasına inanırlar. Vatandaşlarımızın bu konuda, rejimin temel ilkelerine olan bağlılıklarının tam anlamıyla gerçekleşmesi için hükümet olarak ve parlamentodaki guruplar olarak böyle bir anayasa değişikliği gerçekleştirerek bu amacı yakalamak istiyoruz. Kimse endişe etmesin. Onlar ne kadar hassassa bu konularda biz onlardan çok daha hassasız.''

YARGITAY'DAN 'BİZE KULAK VERİN' UYARISI

Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 28 Eylül 2007'de yayımladığı bildiriyi anımsatarak, ''Başkanlar Kurulu, Cumhuriyetin temel ilkelerinin zaafa uğratılmasının benimsenemeyeceğini, laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zayıflatılmasının kesinlikle kabul edilmez olduğunu belirtmiştir'' dedi.

Şirin, yaş haddinden emekliye ayrılan 2 Yargıtay üyesinin veda töreninde yaptığı konuşmada, emekli olan 2 arkadaşıyla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1960 yılında birlikte okuduklarını söyledi.

Arkadaşlarına seslenen Şirin, şöyle konuştu: ''İstanbul Hukuk Fakültesi'nin içinde ne örtünme ihtiyacını duyan bir kızımız vardı, ne de kapıda 'örtünmeliyim', 'dini inancımın gereği budur' diye eyleme giden bir kişi vardı. Hiçbirisi mevcut değildi. Türkiye'de 3 üniversite vardı. Her birisi çağdaş görünümleriyle, o mükemmel tavırlarıyla, o coşkulu ve birbirini katiyetle ayırmayan giysileriyle eğitimlerini sürdürdüler. Ne oldu o bizim üniversitelerimize? Bugün kapılarında 'inancımın gereğidir' diye bar bar bağırılıyor ve 'inancı gereğidir' diye o bağırmalara kendi anlayışları doğrultusunda destek verenler, bugün Türkiye'nin gündemini sadece ve yalnız diğer gündemleri unutarak ya da gerilere öteleyerek, anayasa ve yasa değişikliklerini konu ediyorlar.''

''SÖZLER DUYULMALI VE DİNLENMELİDİR''

Anayasa'nın özünü teşkil eden başlangıç bölümündeki kuvvetler ayrımının devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmediğini ifade eden Şirin, ''Medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu hükmü bugün acaba ne durumda?'' diye konuştu. Anayasa değişikliği hazırlıkları evresinde Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 28 Eylül 2007 tarihinde yayımladığı bildiriden bölümler okuyan Şirin, şunları söyledi: ''Başkanlar Kurulu, orada, Anayasa'nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez hükümleri korunmuş gibi görünse bile, başka maddelerde yapılacak değişikliklerle Cumhuriyetin temel ilkelerinin, zaafa uğratılmasının benimsenemeyeceğini, Cumhuriyetin vazgeçilmez temel dayanağını oluşturan laiklik ilkesinin ve Yüksek Mahkeme kararlarıyla çerçevesi çizilmiş olan laiklik ilkesinin doğrudan veya dolaylı yeni düzenlemelerle zayıflatılmasının kesinlikle kabul edilmez olduğunu belirtmiştir. Bugün Yargıtay bu sözlerinin arkasındadır, hukuken arkasındadır, hukuki eylemlerle de arkasında olacaktır.'' Şirin'in bu sözleri, salonda uzun süre alkışlandı. Osman Şirin, yasama, yürütme ve yargının kalp, beyin ve akciğer olarak düşünülebileceğini belirterek, ''Bunların birbirine hasım olduğu düşünülebilir mi?'' diye sordu. Anayasa'da uygar işbirliğinden bahsedildiğini ifade eden Şirin, ''Sözler duyulmalı ve dinlenmelidir'' dedi.

Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, 'Yargı, her kararında norm olarak ele aldığı Anayasasını ve yasalarını yasama herhangi bir değişikliğe tabi tutmak istediğinde, buna fikrini beyan etmeyecek mi? Mutlak surette uygar işbirliğinde, bu beraberlikte birbirimizi etkilemek, dinlemek zorundayız'' dedi.

Şirin, sözlerine, ''içimden geldiği gibi konuşacağım'' diyerek başladı. Şirin, Ulu Önder Atatürk zamanında yüzde 5'lerden aşağı düşmeyen, savaş yıllarında bile oranı zayıflatılmayan milli bütçe payıyla faaliyetlerini yürüten yargı hizmetinin, bugün binde 0.7 oranına indiğini söyledi.

AB'ye göre Türkiye'de yargı hizmetinin 35 bin yargıçla yürütülebileceğini anlatan Şirin, Türk yargısının 9 bin 500 yargıçla zafiyet içinde görev yaptığını belirtti.

''YASAMA VAZGEÇİLMEZİMİZDİR''

Yargının sorunlarının bir türlü ele alınmadığını, yasama ve yürütmeye seslerini duyurmak ihtiyacında olduklarını, yargının öncelikle konuşulması gerektiğini vurgulayan Şirin, şunları söyledi: ''Yargı, her kararında norm olarak ele aldığı Anayasasını ve yasalarını yasama herhangi bir değişikliğe tabi tutmak istediğinde, buna fikrini beyan etmeyecek mi? Geri mi duracak? 'Bu sadece sizi ilgilendirir' mi diyecek? Demek mümkün değil. Mutlak surette uygar işbirliğinde, bu beraberlikte birbirimizi etkilemek, dinlemek zorundayız. Kontrol edilemez bir hızla bugüne gelen ve çarşamba gününden itibaren de ivme kazanarak, devam edeceği belli olan bu davranış mutlaka yasama tarafından sorgulanmalıdır. 1960'ların fotoğrafını görüyoruz. O fotoğraf mı güzel, bugünkü fotoğraf mı güzel, diye mutlaka sorgulanmalıdır. Milli mücadeleyi onurla ve başarıyla yürüten yasama vazgeçilmezimizdir. Yasama, mutlak suretle ondan sonraki yıllarda da büyük başarılarla gerçekleştirdiği yasalaşma kültürünü bu olayda da sorgulayarak gerçekleştirmek zorundadır. Ülke hepimizindir. Biz kendi dönemimizi belli bir yaşa getirmiş olsak da çocuklarımızın ve torunlarımızın dünyasını mutlaka mağrur etmek mecburiyetindeyiz.''

Yasamanın bu ülkenin beyni olduğunu, yargının da onların Anayasa ve yasalara yansıttığı hükümleri dayanak aldığını anlatan Şirin, yargının yasamanın sesini, sözünü ve iradesini kullanarak, hüküm kurduğunu söyledi.

KALP, BEYİN, AKCİĞER..

Yürütmenin de bu ülkenin kalbi olduğunu ve vazgeçilemeyeceğini vurgulayan Şirin, bu işbirliğinde yargının akciğerler görevi gördüğünü, akciğerlerin de teneffüsü sağladığını dile getirdi. Osman Şirin, ancak yargı teneffüsü sağladığında değerli organların ayakta durabileceğini söyledi. Şirin, şöyle devam etti: ''Beynin ve kalbin akciğere, akciğerin beyin ve kalbe hasım olduğu düşünülebilir mi? Onun içindir ki Anayasa bir uygar işbirliğinden bahsetmektedir. Mutlaka sözler duyulmalı, dinlenmeli ve sorgulanmalıdır. Bu sözlerimiz yasamanın yasa yapma, değiştirme, Anayasa değiştirme yetkisine müdahale değildir. Mutlak surette o yetkiler kendilerinindir ama o yetkiler hiç bir Meclisin dahi gücüne ulaşamayacağı, yaşamımızın vazgeçilmezi olan laiklik ilkelerine dokunmaya imkan tanımaz, istesek de tanınamaz. Ama isteyen yoktur. Ben, yüce Meclisimde yürütmenin de yargının da bu ülkenin mutluluğu için çalıştıklarına inanıyorum. Zaten o sorumlulukla bu ateş çemberinde, bu kadar sorunun var olduğu bir dönemde, Ortadoğu'nun haritasının biçilmek istendiği bu evrede biz asıl gündemimizi yakalamak durumundayız.''

Osman Şirin, örtünmeyle ilgili gündemin yerine yargının sorunları ve yargı sistemindeki iyileştirmelerin almasını istediğini söyledi. Emekli olan arkadaşlarına sağlık ve mutluluk dileyen Şirin, ''Laikliğin güçlendiği bir ortamda yaşayın. Ve hepimiz hangi pozisyonda olursak olalım bu değerlere sahip çıkalım'' diyerek sözlerini bitirdi.

Haber 7



Bu haber 519 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,518 µs