En Sıcak Konular

Rektörlere Ku Klux Klan benzetmesi

5 Şubat 2008 09:42 tsi
Rektörlere Ku Klux Klan benzetmesi H. Celal Güzel, rektörlerin cübbeli türban özgürlüğüne karşı eylemlerini bir zamanlar ABD'nin güney eyaletlerinde uygulanan zenci yasağına karşı çıkan 'Ku Klux Klan'lara benzetti.

Hasan Celal Güzel / Radikal

Geçen hafta sonu Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK), ODTÜ'de toplandı. Bu toplantının, ÜAK'ın 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 11. maddesinin 6 bendinde düzenlenen görevleriyle hiçbir ilgisi yoktu.

Kanunda 'akademik bir organ' olarak tarif edilen ve çoğunluğu rektörlerden meydana gelen ÜAK üyeleri, görevleri dışına çıkıp siyasete müdahale ediyor, Kanuna aykırı hareket ediyor ve suç işliyorlardı.
Gözlerimizi faltaşı gibi açmış, televizyondaki korkunç manzarayı seyrediyorduk. Rektörler, profesörler, öğretim elemanları, ellerinde pankartlar, slogan atarak 'akademik' (!) toplantı yapıyorlardı. Kara cübbeli militanlar, bir sokak eylemcisi gibi tempo tutuyorlardı: 'Türkiye lâiktir, lâik kalacak!...' Sanki lâik devletin değişmesini isteyenler varmış gibi...

ÜAK Bildirisi, bir engizisyon mahkemesi kararına benziyordu. Başörtülü öğrencileri, 'avlanacak cadılar' gibi gören kara cübbeli ajitatörler, sanki 1960, 1970, 1980 darbelerinden önceki tahrikleri yapar gibiydiler. Bildiri metni, her zamanki mutat tekerlemelerden biriydi. Lâiklik kaldırılacakmış, Türkiye din devletine dönüşecekmiş, ayırımcılık başlayacakmış, Cumhuriyet'in kazanımları kaybedilecekmiş...

Ve tabiî herkesi bir defa daha 'uyarmayı' kararlaştırmışlarmış.

Biz bu filmi çok gördük. Zinde güçleri uyarmak için Genelkurmay ve kuvvet komutanlıkları koridorları arşınlanır; yüksek yargıya ve özellikle Anayasa Mahkemesi'ne kulis atılır; önce Anıtkabir'de, sonra sokaklarda nümayiş yapılır. Ve, bir avuç genç kızın gözyaşları üzerinden totaliter üniversite anlayışının örnekleri verilir.

Bir rektöre göre, başörtülüler üniversiteye girerse huzur bozulurmuş... Bir zamanlar ABD'nin güney eyaletlerinde uygulanan zenci yasağına benziyor. Ku Klux Klan zihniyetli tâifeye göre, üniversiteye sadece beyazlar girebilir ve böylece huzur sağlanmış olur. Senin çağdaş yaşamını sevsinler, e mi?...

***

Bütün bu rezaletin içerisinde bir yıldız parladı: Sakin tavrıyla hukuk tanımaz militanlara hür düşünce ve akademik hürriyet dersi veren YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan... Karşısındaki peşin hükümlü, protestocu, sözüm ona rektörlerin ve profesörlerin bağırıp çağırmalarına aldırmadan, vekarını ve nezaketini kaybetmeden, akademik tarihimize geçecek şu sözleri söyledi:  "Üniversiteler ufuk çizgisidir. Üniversitelerde gençlerimiz içinde yaşadıkları toplumu yüceltecek donanımlar kazanırlar(...)

Gençlerimize ve bilim insanlarımıza özgürce araştırma imkânı, elde ettikleri sonuçları özgürce tartışacak ortamlar sağlamazsak bunların hiçbirini elde edemeyiz. Üniversiteler tartışma ve eleştirilerden korkulmayan ortamlardır. Üniversiteler dil, din ve ifade hürriyetinin en üst seviyede yaşandığı ortamlar olmalıdır(...) Herkes sloganlaştırılmış söylem yapma hakkına sahiptir. Ancak bu, üniversitelerde yapılırsa üniversiteler zedelenir(...)

Üniversitelerarası Kurul'un ilgi alanına girmeyen konuları gündemine alması Kurulu zedeleyecektir..."

YÖK Başkanı Özcan'ın cübbeli eylemciler karşısındaki duruşunu ve hürriyetler konusundaki konuşmasını candan alkışlıyoruz. Mübalağa kabul edilmesin ama bu duruş bize Sokrat'ın savunmasını, Galileo'nin Engizisyon Mahkemesi'nde söylediklerini ve Sir Thomas More'un VIII. Henry'ye karşı tâvizsiz tavrını hatırlattı.

Diğer tarafta da, darbeleri ima eden, gençlerin sokağa döküleceğinden bahseden, millî iradeyi tehdit eden, 'istemezükçü', dogmatik zihniyetli, hoşgörüsüz, militan, Hâlet Efendiler dolaşıyor.

 Üniversitede âcilen bir zihniyet reformuna ihtiyaç var.



Bu haber 255 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,535 µs