En Sıcak Konular

'8'er 8'er serbest kalırız!'

4 Şubat 2008 12:33 tsi
'8'er 8'er serbest kalırız!' Dağlıca'da çıkan bir çatışmada PKK tarafından esir alınan ve ardından Türkiye'ye dönerek, haklarındaki çeşitli suçlamalar nedeniyle yargılanan 8 asker, mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Peki bu denli ağır ithamlarla suçlanan 8 er, neden hiçbirşey olm

Yıldıray Oğur/ Taraf

8’er, 8’er serbest kalacağız

Onlar için neler söylenmedi ki. Ya da şöyle mi demeliyiz  “onlar hakkında basına hangi iftiralar sızdırılmadı ki” . Ve “aman ordumuza bir laf gelmesin gazeteleri” ile “modernliği Kore filmi yayınlamak zanneden  ilkeli haber kanalları” bu iddiaları günlerce dolaşıma sokmakta bir beis görmediler, hatırlayın.  Ölmedikleri için onlara çok kızıldı,  ölümlere mahkum edildiler, unutmayın. Adaletin tepesine konmuş Şahin bakan “Keşke ölselerdi” bile dedi.

‘Söz konusu olan vatandı’ sekiz zavallı askerin ‘gerisi teferruat’ kısmında yer almaktan başka ne hükmü vardı ki, unutuldular. Daha da kötüsü, hepsi arkadaşları olan 12 askerin şehit olduğu, puslu, sisli, karanlık korkutucu Dağlıca efsanesinin kötü adamları oluverdiler. Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen asker arkadaşlarını arkadan vurmakla suçlandılar, kahroldular. ‘Sahte kahramanlar’ kahraman kalsın, hesap vermesin diye’ onlara aynı ifadeler ezberletildi, ‘sahte kahramanlar’ vatansever, iyi, cesur görünsün diye hain, kötü, korkak  olmak onlara düştü, seslerini çıkaramadılar.

O 8 askerin büyük kahramanlığı devletin fiyakası bozulmasın diye feda edilmek oldu. Az buz  bir kahramanlık değildi bu.  Belki efsane olmadılar ama o sahte efsaneyi adlarının kirletilmesi pahasına korudular.

Oyun bitti, alkışlayan yok, kimse ikna olmadı,  o “kötü sekiz adam” da kapı dışarı edildi. Şimdi  o gece orda ölselerdi methiyeler yazılacak isimleri  üzerinden  para toplanacak Habertürk kampanyasından bir özür hediyesini, pardon niyetine bir gazi madalyasını hak ettiler herhalde.  En azından ODTÜ öğretim görevlilerinin kanlarıyla, türbana hayır bildirisi  okurken  akıttıkları gözyaşlarıyla yaptıkları bir bayrağı.

PKK’lıydılar, müebbetle yargılanmaktaydılar,  şimdi ise serbestler. Asıl şimdi herkese kızıp PKK’ya katılsalar kim onlara ne diyebilir?   Yoksa PKK’ya rahatça katılsınlar diye mi serbest bırakıldılar? Ya da  bi çıkıp hava alsınlar zaten ömür boyu hapiste yatacaklar diye mi? “Babaannelerimiz gibi başlarını örtsünler, türbanla değil” diyenlerin mantıklarıyla düşününce her ikisi de gayet makul görünüyor. Bilseydi gelirdi Aristo da, her şeyin P ve Q cinsinden  mantıklı bir açıklamasının kurulduğu bu makul çoğunluğun ülkesine. “Ama madem ki beni çok seviyorsunuz  niye benim değil de bu adamın bir sürü heykeli var her yerde diye sorsaydı” cehaletinden ne olacak?  Atilla Yayla’yı düşününce tutuklamakla görevlendirilen polis arada bir ona da mukayyid olurdu, biterdi.

Hazır her şey karıştı bir tane daha kafası bulanık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sorusu sorayım: Acaba bu sekiz asker Ergenekon’da yakalanan sekiz emekli-emeksiz askere karşı mı serbest bırakıldı? Bir takas mı bu? Yoksa iddialar çok ciddi, yeşil logolu bir gazete bizimle uğraşıp duruyor, salıverelim gitsinler mi dendi?

Boğaz çok güzel, Karadeniz’in yeşili, Akdeniz’in mavisi muhteşem ama bu güzel coğrafyada kurduğumuz devletin böyle karanlık, çirkin bir yüzü var işte. Çok adilane. Aksi İsveçlilere haksızlık olurdu. Onların da kafa konforu yerinde ama.  Dibi başı kalmadı bu yazının kabul ama ne olur bana da haksızlık etmeyiniz. İsveç’ te çıkan bir gazetede yazmıyor yazarınız yazısını. Orda yaşasaydım Veli Küçük’ün İsveç günlerini yazardım. Vakit okuyup gazete bombalayan, Danıştay basan şeriatçı rambo Alparslan Aslan’la; Ruhat Mengi, Oray Eğin okuyup, adı New York Times sayfalarına  “laik çete reisi” diye geçmiş Veli Küçük arasındaki çarpık ilişkinin peşinden giderdim.

Azıcık düşünmekten bile yorulana hazıra alışmış zihinlerimiz, her şeyi daha fazla da birbirine karıştırmadan mümkünse P ve Q cinsinden ezberlenecek, makul,  mantıklı bir açıklama beklemekteyiz. Hemen yarın sabah, binlerce sekiz askerin  komutanlarından hem de tam kadın programlarından birinde  zavallı bir kadın seyirciler tarafından yine linç edilirken, Seda Sayan başka bir genç şarkıcıyla kur yaparken, Dobra Dobra’ da müthiş itiraflarla gözyaşları sel olup akmışken, yayının aniden kesilmesini, canlı yayınla Ankara’ya bağlanılmasını , Meksika Savunma Bakanı’ na  Marina dizisinin ikili ilişkilere yaptığı katkılardan dolayı teşekkür edildikten hemen sonra 8 askerle ilgili de bir açıklama yapılmasını istiyoruz. Sabah keyfimizi bu kadar bozduktan sonra da “bu konudaki görüşümüz herkesin malumundan” da daha ikna edici bir şeyi de hak ediyoruz kanımca.

Ve bir de hala cevap vermelerini bekliyoruz Taraf’ın sorduğu o müebbetlik sorulara.

8 asker artık serbest. Belki kafalarımız çok karışık hala, cevaplanmamış pek çok soru var. Ama bir haksızlık bitti. Geriye kaldı. Birkaç milyon haksızlık. Kimsenin umurunda olmayan o sekiz askerin fena halde yenilmiş hakkının peşini bırakmayan bir gazetede çalışmanın iç huzurunu yaşadım, yeni binamızdan bir gurub vakti Haydarpaşa garına bakarken ve başka binlerce hayra daha vesile olabileceğimizin sorumluluğu altında işimizi daha iyi yapmaya çalışırken. 8 er serbest. Sanki Türk filmlerindeki gibi bavullarıyla Haydarpaşa’nın merdivenlerinde görülecekler birazdan. Ve son bir soru; her gün sekizer sekizer serbest kalırsak, ne zaman özgür olur 70 milyon?



Bu haber 534 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,801 µs