En Sıcak Konular

Abdüllatif Şener’in sosyal düzeni

0 0 0000 00:00 tsi


Anayasa’nın 24. maddesinde, üzerinde mutabık olmamız gereken bir laiklik tanımı olduğunu iddia etmek ne demek?

Millî Görüş geleneği ile kariyer yapmış bir politikacının kendisini var eden siyasî değerler ile birlikte aslını da inkâr etmesi demek. Başka ne olabilirdi? Temel haklara sınırlar çiziyorsunuz. Sonra vatandaşa getirdiğiniz bu sınırlamaları laiklik olarak takdim ediyorsunuz. Aynı anda laikliği devlete has bir anayasal prensip olmaktan çıkartıp insanların sırtına ağır bir yük olarak yüklüyorsunuz. “Devletin sosyal düzeni”ni referans almak, bu “sosyal düzen”in içinde yaşayan laikliği ortak payda olarak topluma sunabilmek için, AK Partili bir politikacının ruh dünyasındaki “sosyal düzen”in alt üst olması, bütün etik değerlerini kaybetmesi gerekir. Bunun adı, doğrudan dini toplum dışına iten komünist-totaliter bir düzeni topluma dayatmaktır.

Vahim hata AK Parti lideri tarafından düzeltildi. Başbakan, Anayasa’nın 24. maddesini laiklik için referans göstermenin, iki bakanın (diğeri M.Ali Şahin) şahsî görüşü olduğunu, partiyi bağlamadığını söyledi. Laiklik tanımının Bülent Arınç’ın söylediği gibi, 2. maddenin gerekçesinde yer aldığını da ekledi. Abdüllatif Şener için temel haklara getirilen sınırlamalardan, yasaklar arasından laiklik tanımı çıkartmak acaba nasıl mümkün oldu? Aslından-nesebinden koparak yepyeni bir dünyada varolmanın imkanlarını aramak insanca bir arayış; şayet siyasî bedelini ödemeye hazırsanız bireysel tercihiniz olarak halk tarafından kayıt altına alınır. Buna ilave olarak söyledikleriniz yüksek mevkilerin saklayamadığı cehaletle malûl ise mutlaka düzeltilmesi gerekir. Zira siyaset ciddî bir iştir. İnsanların kaderine etkide bulunuyorsunuz.

Şener, dün Bugün gazetesinde söyledikleri ile kendini şerh ediyor. Başörtülü bir kadın milletvekilinin bir partinin listesinden aday olmasının, mevcut sistem içinde asla mümkün olmadığını söylüyor. Gerekçe olarak “Anayasa Mahkemesi kararı”nı gösteriyor. Arkasından “Türkiye bir hukuk devletidir” diye ekliyor. Türkiye’nin hukuk devleti olduğunun farkında olan bir politikacının, hukuk devletine dair bir şeyin de farkında olması gerekir. Anayasa Mahkemesi yasaların Anayasa’ya uygunluğunu denetleyen bir yüksek yargı organıdır. Bu organ yasak koyamaz, kural tesis edemez. Yasak koymak, kural tesis etmek, parlamentonun işidir. Benim dışımda, benim Şener’e verdiğim vekaletle iş görenler dışında benim üzerime kural koyma yetkisine sahip kimse yok. Kendi işini Anayasa Mahkemesi’ne havale ederek, meşruiyetini ve varlık sebebini inkar eden bir politikacıya siyasette, arasanız da yer bulamazsınız.

Arkasından güç sahiplerine teslimiyetin “orta yolcu” gerekçeleri geliyor. Şener çözümü gösteriyor: Başörtülü insanların taleplerinin, siyaset kurumu marifetiyle “bazı çevreleri rahatsız edecek bir özellikten arındırılması” sağlanmalıdır. “İnsanların benden rahatsızlık duyduğu alanları tasfiye etmek, benim de sorun olarak gördüğüm bazı alanların aşılmasının en etkili yoludur.” diye düşündüğünü ekliyor Şener. Konu başörtüsü. Tamam, bu rahatsızlığı tasfiye edelim! Ne yapalım? Nasıl tasfiye edelim? Şener, başörtüsü sorununun başörtüsünün tasfiyesiyle çözülmesinden bahsediyor? “Bazı çevreleri” rahatsız etmemek için başörtüsünü tasfiye edeceksek, Şener’in oturduğu koltukta ne işi var? Öyle ya “bazı çevreler” bu tasfiye için Şener’e niye ihtiyaç duysun?

Devletin bir “sosyal düzeni” varsa, üstelik bu düzen Şener’in “sosyal düzeni” haline gelmişse, önerdiği tasfiyeden başka çıkar yol yok. 24. maddede olduğu gibi temel haklara ve özgürlüklere getirilecek sınırlamalara “laiklik” dersiniz ve bu sınırlara yeni yasaklar ilave ede ede mükemmel bir laik düzene ulaşırsınız. Yalnız, laik düzeni “devletin sosyal düzeni” içinde arayıp bulduğunuz sürece demokrasiye, halkın oyuyla iktidara gelenlere de ihtiyaç yok. Çünkü toplumsal hayatı bile düzenleyen totaliter bir devlet içinde seçimle gelenlerin değiştireceği bir şey kalmaz. Problem şu: Şener’in “sosyal düzeni”nde kendisinin bir yeri ve anlamı var mı?



Bu haber 256 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,955 µs