Neo-Con'ların seçimi: Rice gider, Barzani kalır!

31 Aralık 2007 13:25 tsi
16 Aralık 2007'de gerçekleştirilen ilk hava operasyonuna sivillerin öldüğü gerekçesiyle yüksek tondan tepki veren Mesud Barzani, bölgeye ziyaret gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Condollezza Rice ile görüşmeyi reddetti. Peki, Barzani bunu yapacak cesar

* Peki Barzani dünyanın süper gücünün Dışişleri Bakanını reddetme cesaretini nerden alıyordu?

 * Barzani böyle bir davranışın kendisi açısında çok ağır sonuçlar doğuracağını bilmiyor muydu?

* Yoksa Bush yönetimiyle birlikte ABD yönetimine gelen neo-con düşünce sahibi elit, genel politika anlayışında şahin bir bakışa sahip olan ancak İran konusunda hep barışcı söylemleri savunan Rice'ı gözden çıkardı mı?

Eğer Condollezza Rice tasfiyesi olursa ABD, İran operasyonunu tekrar gündemine alacak mı?

Emin Yılmaz/Stratejikboyut 

Mesud Barzani ve Neo-conlar

Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine yönelik hava saldırısı gerek geniş çaplı bir kara saldırısı ve işgal hareketi olmaması, gerekse doğru hedeflere yönelik yapılması nedeniyle son derece rasyonel bir stratejinin devlet mekanizmasında uygulanmaya başladığını göstermektedir. Yanlış stratejinin doğru taktiklerle düzeltilemeyeceği gerçeğinden hareketle, Türkiye'de bazı kesimlerin yoğun bir şekilde dillendirdiği top yekun saldırı ve/veya işgalin ülkemizin başına açabileceği dertler, hem iç hem de dış politikada bizi çok zor bir durumda bırakacaktı, dolayısıyla bu durum bizi adeta bir uçurumun kenarından almıştır.

Olası bir harekatın gerekliliği ve haklılığı konusunda dış merkezler nezdinde yapılan girişimlerle diplomasinin güzel bir örneği verilmiş, böylece dünyanın harekata destek vermesi sağlanmıştır. ABD'den AB'ye, Rusya Federasyonu'ndan İran'a bölgedeki bütün önemli aktörler Türkiye'nin operasyonuna açık destek vermiştir.

Söz konusu hava operasyonlarına tek tepki Mesud BARZANİ'den gelmiştir. Kimilerine son derece normal gelen bu tepkinin yakından incelenmesi gereken bir boyutu var ve bu Türk medyasının gözünden ne yazık ki kaçmıştır. 16 Aralık 2007'de gerçekleştirilen ilk hava operasyonuna sivillerin öldüğü gerekçesiyle yüksek tondan tepki veren M. BARZANİ, bölgeye ziyaret gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Condollezza Rice ile görüşmeyi reddetmiştir. Bu olay haddi zatında başlı başına incelenmesi gereken bir olaydır ve uluslar arası ilişkilerde verilebilecek tepki çeşitlerini aşmaktadır.

Her şeyden önce, M. BARZANİ ile Condollezza Rice'ın temsil ettiği konumları ele alırsak bir tarafta darmadağın bir ülkenin bağımsızlık hayalleri kuran bölgesel ve çıkarcı bir lideri, diğer tarafta da dünyanın hali hazırda dünyayı yeniden şekillendirmekle meşgul en büyük gücün Dışişleri Bakanı. Bir lider, devlet geleneğine ne kadar uzak ve başına buyruk olursa olsun, ABD Dışişleri Bakanı'nı reddetmemesi gerektiğini, böyle bir tasarrufta bulunursa da bunun çok ağır sonuçları olacağını bilir. Hayallerini kurduğu bağımsızlık için babasından beri ABD başta olmak üzere bütün büyük güçlere yamanmaktan başka bir şey yapamayan M. BARZANİ'nin bu gerçeği son derece iyi bildiğini zannediyorum. Ayrıca, böyle bir dönemde BARZANİ'nin ABD'nin tepkisini çekmek isteyeceğini ve desteğini tamamen kaybetmesine sebep olacak bir hareket içerisine girmek isteyeceğini beklememek de gerekir. Peki, ABD'nin Irak'taki tek müttefiki olduğunu iddia eden M. BARZANİ'nin, Condollezza Rice'ı reddetmesinin ardındaki sebep ne olabilir.

Bu hareketin ve hakaretin kodlarını çözme adına daha geniş düşünmek ve ABD'deki dengeleri göz önüne almak mecburiyetindeyiz. Bush yönetimiyle birlikte ABD yönetimine gelen neo-con düşünce sahibi elit ilk yıllarda Colin POWELL'ın barışçı ve diplomasiyi öne çıkaran söylemlerine karşı POWELL'ı yönetim dışına çıkarmayı başarmış ancak bu sefer de diplomasiyi savunan bir başka isim olan Condollezza Rice'ı karşılarında bulmuştur.

Condollezza Rice genel manada politika anlayışında şahin bir bakışa sahip olsa da özellikle İran konusunda hep barışçı söylemleri savunmaktadır. İran'a hava harekatını savunan ve dahası bunu planlayan neo-conlar ise İran hususunda bu tip bir karşıt ses istememektedir. Mesud Barzani de başta Pentagon olmak üzere çeşitli kurumlardaki kilit noktaları hala elinde bulunduran neo-conların kontrolünde bir lider. Kendi düşüncesine göre gücü elinde bulunduranlarla işbirliğine girmek bağımsız Kürdistan'ın kurulması için tek şart olan Barzani neo-con düşünceyle işbirliğini sürdürme niyetinde ve bu manada kendisine söylettirilen, yaptırılan şeyleri itirazsız bir şekilde yerine getirmektedir. Yani ne Kürtleri ne de genel manada insan haklarını savunmakta, sadece rolünü oynamaktadır.

Bu çerçevede, Condollezza Rice'ın gözden çıkarıldığı ve yakın zamanda başka hamlelerle oyun dışına çıkarılmaya başlanacağı sonucunu çıkarmak yersiz sayılmaz. Tabii, bu süreç içerisinde Condollezza Rice, neo-con düşünce sahibi elitlerle iş birliğine gitmeyi de seçebilir ancak kendi içinde kapalı bir yapısı olan neo-con teorinin ve bu düşünce sahiplerinin Rice'ı kabul edeceğini pek zannetmiyorum.

Condollezza Rice'ın tasfiye edilmesi akabinde ise İran operasyonu gündeme tüm ağırlığıyla gelmeye başlayacaktır. Kapsamlı bir askeri müdahaleden ziyade İran'ın ekonomik gelişmişliğine ve nükleer enerji alt yapısına zarar vermeyi hedefleyecek bir hava harekatı şeklinde gerçekleştirilebilecek operasyona İran'ın verebileceği cevaplar ise dünyayı tam bir kaosun ortasında bırakabilir. Bir başka şahin lider ve adeta neo-con düşüncenin İran temsilcisi şeklinde davranan Mahmud AHMEDİNEJAD da böyle bir durumda başta İsrail olmak üzere bütün bölgeyi içine alacak çılgınlıklara imza atabilecektir.

Bu haber 450 defa okundu.