30 yıllık husumet: Çelik'e akraba suikasti!

31 Aralık 2007 09:02 tsi
Fatma Kurtulan'ın eşinin PKK kadrosunda ve dağda bulunduğu iddialarının ardından başlayan polemikte Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in uzak bir akrabasının da dağda olduğu ortaya çıkmıştı. Bugün ise Çelik'in dağdaki akrabasıyla aralarında husumet old

Şamil Tayyar/ Star

30 yıllık sır

DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan'ın PKK'lı eşi Salman Kurtulan'la başı dertte. Kendini savunurken diyor ki; ' Bazı AKP'li bakan ve milletvekillerinin akrabaları da terör örgütü içinde yer alıyor.'

Düne kadar ' hukukun şahsiliği' ilkesini savunan ve PKK'lı eşiyle birlikte anılmasının yanlış olduğunu söyleyen DTP'li Kurtulan, aynı tuzağa kendisi de düşüyor. Ya da eşiyle aynı yolun yolcusu olduğu içindir, böyle bir açıklamada beis görmüyor.

İşin garip tarafı, her gün DTP'lilere küfreden bazı milliyetçi gazetelerimiz, bir anda DTP'li Kurtulan'ın açıklamasını referans alarak hükümete yükleniyor.

Efendim, PKK'lı Selahattin Çelik, Milli Eğitim Bakanı'nın amcasının oğluymuş! Bakan Bey, iddiaya açıklama getirdi: ' Amcamın oğlu olduğu ifade edilen Selahattin Çelik, babamın anne tarafından üvey amcasının oğludur.'

Amiyane deyimle anlatmak gerekirse, ' köprüden geçerken' misali akrabalık.

Kaldı ki, bu terörist, bakanın oğlu veya kardeşi de olabilirdi. Bu durum, bakanı, terörist yapar mıydı?

Hukuka inanıyorsanız, elbette ki, hayır. Hukukta, ' şahsilik' prensibi vardır. Yani, her koyun kendi bacağından asılır.

Esas alınan, şahsın kendi tercihidir.

Nitekim, Çelik de aynı şeyleri söylüyor: ' Suçlu veya yanlış kişi sizin oğlunuz, öz kardeşiniz olabilir. Mühim olan sizin onunla aynı safta yer alıp almadığınızdır. Akrabanın sözlük anlamı 'yakın' demektir. Fikir ve siyaset dünyasında kan, soy-sop yakınlığı değil, zihniyet yakınlığı insanları bir araya getirir, yakınlaştırır.'

Bakın yakın tarihimize, neler göreceksiniz...

Kurtuluş savaşı yıllarında Kuvayı Millicilere ağır yazılar kaleme alan gazeteci Ali Kemal'i hatırlayın. ' Mandacı' dendi, 'h ain' yaftası asıldı boynuna. Sonunda linç edilerek öldürüldü.

Belki mandacıydı, belki haindi. Ne haltsa, o kendisiydi.

Ali Kemal'in oğlu Zeki Kuneralp, bu ülkede büyükelçilik yaptı. Torunları Selim Kuneralp ve Sinan Kuneralp de birer diplomat.

Zeki Kuneralp, Dışişleri Bakanlığı'na girerken, tıpkı bugünkü gibi ' Akraba PKK'lı' tartışmasına benzer bir sorun yaşanmış: ' Bir hainin oğlunu hariciyeye nasıl alırsınız?'

İsmet İnönü, en kudretli olduğu o dönemde devreye girmek zorunda kalmış ve tartışmayı noktalamış: ' Babası yüzünden oğlunu nasıl ayıplarız?'

Gel zaman, git zaman. Zeki Kuneralp 1978 yılında Madrit Büyükelçisiyken Asala'nın saldırısına uğruyor, eşi Necla Hanım'ı kaybediyor.

Bugün Zeki Bey gazi, Necla Hanım şehittir. Bir tarafta ' hain' denilen bir gazeteci, diğer tarafta gazi evlat ve şehit gelin var.

Daha fazla ayrıntı istiyorsanız, Abdullah Muradoğlu'nun Yeni Şafak'taki yazılarını okumayı tavsiye ederim.

O nedenle, kan bağı, suçlu testinde kullanılan bir materyal değildir.

Ayrıca; Selahattin Çelik, 30 yıldır hiç görüşmedikleri Milli Eğitim Bakanı için kötü bir anının sembolüdür.

1977'de Diyarbakır Öğretmen Okulu'nda öğrenci olan Hüseyin Çelik, aynı zamanda Adalet Partisi'nin Gençlik Kolları'nda çalışıyor. 1978'de CHP'ye karşı yurt genelinde düzenlenen ' Bayrağa Saygı' mitinglerinin bölgedeki koordinatörlerindin biri.

Karşı siyasi grupta yer alan Selahattin Çelik, AP'nin bölgedeki hareketlenmesinden sorumlu tuttuğu Hüseyin Çelik için eylemci arkadaşlarına ' Bunu ortadan kaldırın' diye talimat veriyor. Durum tesadüfen ortaya çıkınca, muhtemel bir suikast girişimi önleniyor.

Bu haber 566 defa okundu.