En Sıcak Konular

Ortadoğu iyi günler diler: ABD-İran-Suriye elele!

27 Aralık 2007 15:00 tsi
Ortadoğu iyi günler diler: ABD-İran-Suriye elele! Bu ülkelerin isimleri bile yan yana garip duruyor ama, burası Ortadoğu. Bir yandan ABD İran’ı vurdu vuracak öte yandan İsrail Şam’la kapışacak söylemleri içinden, bir ‘süper sürpriz’ çıkabilir. Bu üç ülke önümüzdeki yıl içinde hızl

Beyaz Saray’ın “gider ayak” İran’ı vuracağı, İsrail’in de bu yolda elinden geleni ardına koymadığı, Suriye’nin İsrail ve ABD şiddetine direnmek bir yana ara sıra topraklarına yapılan İsrail saldırılarına bile ses çıkaramadığı düşünülürse, esasen meşhur ve meşum BOP’un da bir şekilde ilerlemesi gerektiği fikri anımsanırsa, bu yeni süper sürprizin hayat bulma şansı pek yok gibi duruyor.

Ama hakim iddia ve beklentiler bir yana, bu üç ülkenin elele tutuşmasa da kısa süre içinde ilişkilerini uhulet ve suhulet noktasına taşıması mümkün. En azından bu tezi destekleyen bir dizi şart mevcut.

Eninde sonunda!..

Bu seri şartlar içinde en kuvvetlisi ABD’nin önümüzdeki yıl içinden başlayarak-aşama aşama-Irak’tan çekilecek olması. Bu Beyaz Saray kararı değil. Kongre kararı. Yani Washington istemeye istemeye bunu yapacak.

Yapacak ama zaten tamamen boşalttığı ve ancak  bazı gözlem noktaları ile hava kuvvetlerini tuttuğu Kuzey Irak’ta zaten anlamlı bir gücü bulunmuyor. Fiilen ve resmen burada ama gerçekte az.

Bağdat ve güneyde de durum zaman içinde değişecek. Bu halde Irak’ın dengeleri ile birlikte komşu ülkelerin dengeleri de yeniden okunmaya başlanacak.

Bunların içinde en önemli konulardan biri Kuzey Irak elbette. Bu bölge iki nedenden dolayı ABD’nin çekilmesi ihtimaliyle ağır risk altında. Birincisi Kerkük referandumu. Sürekli ertelense de Kürtler bu işin bitirilmesini istiyor.

Fakat örneğin Türkiye, içeride de Araplar ve Şiiler o işten hiç memnun değil. Keza İkinci konu petrol meselesi. Burada ABD’nin çok ciddi endişeleri var. Bu kaynak ve yol açık olmalı. Bu kısa cümle yüzünden yapmayacağı şey yok.

Bu ikiliye eklemlenecek Kuzey özelinde son halka ise, İran, Suriye ve Türkiye’nin gözlerini Kuzey Irak’a çevirecek olması. Doğrusunu söylemek gerekirse, her üç ülkede de Kürt yönetimine “eskileri hatırlatmaya” meraklı kesimler çokça bulunuyor.

ABD: ‘Olan oldu, uzatmayalım artık!’

Açı bu olduğunda ABD’nin bölge ülkelerini sakinleştirecek ya da açıkça yazalım, kaygılarını ortadan kaldıracak hamleleri yapması sürpriz olmaz. Örneğin Türkiye için PKK, Suriye için Filistin, Lübnan, İsrail ve bizatini ABD tehtidlerinin geri çekilmesi, İran için açık savaşın tamamen olmasa da geri çekilmesi ama demokles kılıcı gibi sallanması, PKK ile birlikte PJAK’ın da oyundan sürülmesi gibi.

Buna ek olarak Kuzey yönetimi ile bu ülkelerin arasını yapmak ya da en azından güçlü bir tanesinin göreceli himayesine teslim etmek.

İran için Bağdat yönetiminde çok güçlü olmasa da bir Şii kapı açmak da bu dizide sayılabilir. Nihayetinde olası tatsız gelişmeleri izlemek üzere büyük değil ama vurucu bir gücü yine bölgede bırakmak.

Tahran nasıl ikna olur ki?

Kuşkusuz bu üç ülke içinde ABD ile ilişkileri en zor düzelecek ülke İran. Tahran bir de İsrail’le uğraşıyor. Türkiye için ABD ile limoni ilişkelire tatlıya bağlamak zor değil gibi. Zira şu sıralar bile PKK operasyonları nedeniyle mülayim bir hava esmeye başladı.

Suriye ise bu hale dünden razı. ABD ile şu veya bu düzeyde zaten ilişkisi var. Eskisi gibi-yine İran’a yakın dursa da-Kuzey Irak işlerine pek bulaşmıyor. Karşılığını da alıyor. Örneğin ABD eskisi kadar Suriye’nin üzerine gitmiyor ve hatta “rouge state” (serseri devlet) statüsünden çıkarabilir.

Tek problem İsrail, Lübnan meselesi ki burada da Tel Aviv çok zorlanarak da olsa “fedakarlık” yapabilir. Yapmasa da ABD Başkanlık seçimleri bu yola onu itebilir.

Peki ya İran. Tahran açısından bu durum uzun süredir devam eden gerginliğin düşmesi anlamına gelecek. Bütün büyük konuşmalarına rağmen İran da gayet iyi biliyor ki, eğer ABD İran’ı vurursa 20 yıl geriye gider. İran’ı işgal etmesi imkansız ama ekonomik ve sosyal çalkantıların üzerine böyle bir darbe pek iyi durmaz.

Öte yandan ABD ülkedeki azınlıkları kaşıyabileceğini de Tahran’a gösterdi. Bu da İran’ın hiç bulaşmak istemediği bir konu. Ama bir handikap var. Tahran, ABD ve İsrail ile olan problemini ülkede her açından bir tutkal olarak kullanıyor.

Ağır siyasi-sosyal vakalar yok ama baskının kalkması halkın gözünü içireye çevirmesine neden olabilir. Sonuçta İran da şu iki senaryodan birini kabul edecek.

Ya “çaktırmadan” ABD ile sorununu çözecek/erteleyecek veya yayınlanmaya başlayan bazı çalışmalar da sunulduğu gibi-RAND’in yaptığı bir çalışma böyle bir savaş halinde ve İsrail’in bu işe bulaşması halinde iki ülke içinde tolere edilmeyecek zayiak projeksiyonu yapıyor-20 milyon ölü vermeyi göze alacak.

www.iyibilgi.com Ankara



Bu haber 1,414 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,679 µs