En Sıcak Konular

Talabani: Ateşkes için devreye girerim!

25 Aralık 2007 16:50 tsi
Talabani: Ateşkes için devreye girerim! Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Taraf gazetesinden Yasemin Çongar'a verdiği röportajda PKK'nın af çıktığı zaman silahlarını ABD veya Irak ordusuna teslim edebileceğini söyledi. Kendisinin de aracı olabileceğini söyleyen Talabani, bunun için iki şart

Yasemin Çongar/Taraf

"Savaşı bırak evine dön"

TSK’nın operasyonlarından başlayalım. Sizce bu operasyonlar askeri anlamda hedefine ulaşıyor mu?

Bence ulaşmıyor. Bize ulaşan bilgiler gösteriyor ki bu operasyonlardan pek iyi sonuç alınamadı.

Neden? İstihbarat mı yetersiz?

Hayır, istihbarat meselesi değil. Sonuç alınamıyor, çünkü Kandil Dağı’ndaki insanlar farklı yaşıyorlar. Evleri yok. Binaları yok. Herkes kendisine taşların arasında bir yer açıyor, bir mağara buluyor. Tavşan deliği gibi yerlerde yaşıyorlar. Onları böyle hava bombardımanıyla vurma imkanı yok. Zaten uçakları duyar duymaz saklanıyorlar. Belki roket ateşi dsaha etkili olabilir. Çünkü roketin sesini duyamıyorlar.

Operasyonlardaki zayiat nedir?

Bayramdan önceki operasyonda Iraklı bir sivil kadın öldü ve yedi sivil yaralandı. Dün geceki operasyonla ilgili henüz rapor yok.

ÖCALAN’A ANLATAMADIM

Peki TSK operasyonlarının siyasi etkisi sizce nedir? Özellikle PKK üstündeki etkisi?

Önce size PKK’ya nasıl baktığımı anlatayım. Biliyorsunuz on yıl önce Abdullah Öcalan’a bir mektup yazmıştım. Daha cezaevinde değildi. Ona dedim ki “Yeni bir yüzyıla giriyoruz. Yeni bir çağda yaşıyoruz. Bu küreselleşme çağıdır. Partizan savaşlar çağı bitti. Mao Zedung’un Che Guevara’nın Ho Chi Minh’in devri kapandı. Artık diyalog, müzakere ve siyasi mücadele zamanı. Medyanın ve diplomasinin çağı.” Öcalan’dan taktiklerini değiştirmesini ve ‘devrim’ adını verdikleri şeyden vazgeçmelerini istedim. Tabii, bana güldü. Mektubumu yayımladı ve “Talabani teslimiyetçi. Morali bozuk. Bizim de aynı duruma gelmemizi istiyor” diye yorum yaptı.

PKK'YA ÜÇ SEÇENEK

Geçen yıl da basın toplantısı yapıp PKK’ya üç şey önerdik. Birincisi, açıkça silah bırakması ve siyasi mücadeleye geçmesi çağrısı yaptım.

İkincisi, eğer bu ilk talebi kabul etmezlerse sınırsız ateşkes ilan etmelerini istedim.

Üçüncüsü, eğer bu iki talebi yerine getirmiyorlarsa ülkemizi terkedip evlerine dönsünler. Türkiye’deki alanları buradakinden daha geniş, daha dağlık. Niye buradalar? Hiçbir devlet silahlı bir grubun kendi topraklarını kullanıp başka bir ülkeye saldırmasını sonra da dönüp burayı güvenlikli bölge gibi kullanmasını kabul edemez. Bu imkansız.

Biz de PKK’ya “Ya savaşmayı bırak ya da evine git” dedik. “Orada ne istiyorsan kendi hükümetine karşı yap. Ama bizim ülkemizi bu iş için kullanma.”

Son olarak da PKK’lılara şunu hatırlatıyorum. Irak’ın yeni anayasası gereği hiçbir yabancı silahlı grup Irak topraklarında barınamaz. Buna PKK da dahil, Halkın Mücahitleri de, diğerleri de. PKK’ya, yaptığının Irak Anayasası’na aykırı olduğunu söyledik.

PKK’nın cevabı ne oldu?

Ne yazık ki verdikleri cevap “Tamam, ateşkes ilan ederiz” idi ama bunu gerçekte yapmadılar. Yine çatıştılar, her iki taraf yine kayıp verdi. Üstelik bu, ne yazık ki, Türkiye’deki genel seçim dönemine denk düştü.

Bizim PKK ile savaşma deneyimimiz var. Dört yıl boyunca KDP(Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi) Türk ordusuyla omuz omuza PKK’ya karşı savaştı. Bu savaşta dört bin şehit verdiler. Birbuçuk yıl da, PUK (Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtsever Birliği) Türk ordusuyla birlikte PKK’ya karşı savaştı. Hem KDP hem PUK Türk kardeşlerimize her türlü kolaylığı sağladık; burada onlara askeri üs verdik, bölgede istediklerini yapmalarına, istedikleri gibi denetlemelerine imkan verdik. Sonuç ne oldu? PKK hala dağlarda, sorun da devam ediyor.

Nasıl dağdan inecekler peki?

Bizim Irak’taki deneyimlerimiz de, dünyanın her yerindeki mesela İrlanda’daki deneyim de gösteriyor ki, yapılması gereken, tam da Sayın Erdoğan’ın söylediği şey. Askeri mücadelenin yanında siyasi, iktisadi, kültürel girişimler olmalı ki bu sorun çözülsün. Türkiye’nin güvenli, huzurlu, sakin olmasını istiyoruz. Bu Irak halkının da çıkarınadır, Kürtler dahil.

İRAN’A KARŞI TÜRKİYE

Kişisel analizim şudur: Türkiye’deki demokratikleşmeyi Irak’ın geleceği için de önemsiyoruz. Çünkü Türkiye bizim Avrupa’ya kapımız olacak. Tarihsel olarak böyleydi. Irak’ın tek bir ülkenin tekeline girmesine, özellikle de İran tarafından monopolize edilmesine tarihsel olarak Türkiye engel olmuştur.

Kürt halkının, Irak halkının çıkarı kendi topraklarımızın Türkiye’ye karşı savaşmak için kullanılmasından yana değildir. Tabii ki, Türk ordusunun köylerimizi bombaladığını görmek, sivillerin ölmesi, kış ortasında binlerce kişinin evlerini boşaltmak zorunda kalması bizi rahatsız ediyor. Ama bunun PKK’nın buradaki varlığının bir sonucu olduğunu da biliyoruz. Sadece TSK’nın bombardımanı değil, PKK’nın burada bulunması da bu sonuçtan sorumlu. Her ikisi de bizim için sıkıntı yaratıyor. Dolayısıyla biz Başbakan Erdoğan’ın PKK’ya yaptığı dağdan inerek Türkiye’ye dönme ve meselelerini parlamentoda gündeme getirme çağrısının çok iyi olduğunu düşünüyoruz. Bu çağrıyı destekliyoruz. Umuyoruz ki PKK da bu çağrıya karşılık versin ve savaş bitsin. Bu problemi savaş çözmeyecek. İki tarafın da savaşması bu sorunu çözmeyecek. PKK’nın savaşması Türkiye’deki davasına artık asla hizmet etmeyecek. Türk ordusunun savaşması da PKK’yı bitirmeyecek.

Bakın Türk sınırından buralara uzanıyor dağ sıraları. Ben Saddam döneminde bu dağlarda yaşadım, bilirim. Çok zor, çok karmaşık yerlerdir. Bir milyonluk koca Irak ordusu bizi bu dağlardan söküp atamadı. Dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın çağrısı çözüm yönünde çok iyi bir çağrı.

Çağrının arkası nasıl gelmeli; PKK’yı ne dağdan indirir?

PKK’nın bugün söylediği şudur. Dağdan inmeye ve silah bırakmaya hazır olduklarını söylüyorlar. Ama bunun koşulu aftır. Çünkü diyorlar ki, “Erdoğan bize ‘eve dön’ dedi; ‘cezaevine git’ demedi.” PKK diyor ki, “Eğer ‘eve dönüş’ için af çıkacaksa biz silahlarımızı bırakmaya hazırız. Hatta silahlarımızı Amerikalılara ya da Irak Ordusu’na teslim ederiz. Yeter ki onlar affı kabul etsin.” Söyledikleri budur. Ama bilmiyorum bu dediklerine uyarlar mı? Çünkü bazen farklı fikirleri farklı tutumları olabiliyor.

BUSH PKK’YA KARŞI ÖNLEM İSTEDİ

5 kasımdaki Bush-Erdoğan görüşmesi, ABD, Türkiye ve Irak arasında PKK’lıları dağdan indirmek için anlaşma sağlanmasına yaradı mı?

Bu konuyu Başkan Bush’la geçen yıl görüştüm. Bush, PKK’yı savaşmaktan vazgeçmeye zorlamak mümkün olan herşeyin yapılması gerektiğini vurguladı. Savaşmayı durdurmaları, ateşkes ilan etmeleri ve şiddete son vermeleri için bizden girişim istedi. Elimizden geleni yaptık. Aynı zamanda ABD de PKK’yı terörist olarak kınadı. Ama bence ABD de, bu sorunun sadece askeri yoldan çözülemeyeceğini biliyor. ABD bu sorunun çözümü için siyasi girişim gerektiğini düşünüyor. ABD, Irak ve Türkiye arasında bu konuyu görüşmek için üçlü komite de var, ama ne yazık ki bu komite şu anda aktif değil.

İKİ KOŞULLA DEVREYE GİRERİM

Geçen yıl ateşkes için bizzat devreye girmiştiniz. Şimdi yine ateşkes ve silah bıraktırma konusunda PKK nezdinde benzer bir rol oynamaya niyetli misiniz?

Evet, ama iki koşulum var. Birincisi, bunun için Türkiye’nin onayı ve talebi gerekli. Çünkü bu konuda kötü bir deneyimim oldu. Rahmetli Cumhurbaşkanı Özal bana bu rolü verdi. Üstelik başka bazı Türk siyasi liderleri de bu rolü onaylamıştı. Biz o zaman Öcalan’ı savaşmayı durdurmaya ikna edebildik; ateşkesin uzatılmasını da sağladık. Ama Cumhurbaşkanı Özal’dan benimle Türkiye’deki birkaç Kürt milletvekilini de göndermesini istemiştim. Özal, Öcalan’dan ‘deli’ diye bahsederdi. Bana dedi ki, “Bu deliye git, konuş.” Sonra Özal talimat verdi ve Kürt milletvekilleri de benimle geldi. Ama sonra ne oldu? Benimle gelen milletvekilleri yargılanıp mahkum edildi. Ben de Türk gazetelerinde ‘PKK’ya destek vermekle’ suçlandım. Oysa biz Türkiye’ye yardım etmeye çalışıyorduk. Şimdi aynı şeyin olmasını istemem. Eğer Türk hükümeti bizden isterse, devreye girerim. Yoksa başıma yeni dert almam. Yeterince derdim var.

İkinci koşulumsa şu: Bunu Irak hükümeti ile görüşürüm ve Irak hükümetinin de benim cumhurbaşkanı olarak devreye girmemi onaylamasını isterim.

PKK’LILAR KÜMESTEKİ TAVUK MU

5 kasım sonrasında Irak’taki PKK’lılara karşı alınan önlemler neler?

Hareket serbestileri kısıtlandı. Lojistik destek önlendi. Kaçakçıların onlara malzeme ulaştırması engelleniyor. Kürdistan Bölgesel Hükümeti (KBH) Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürebilme konusunda ciddi ve ellerinden geleni yapıyorlar. Ama bazen Türkiye’deki bazı dostlarımız bizden imkansızı istiyor. “Gidin, liderlerini yakalayıp bize getirin” diyorlar. Ne sanıyorsunuz? PKK’lılar kümesteki tavuk mu? Dağlarda saklanan binlerce savaşçı arasına girip liderlerini yakalayıp Türkiye’ye nasıl verelim? İmkansız.

GENİŞ AF ÇIKSIN, LİDERLER ÜÇÜNCÜ ÜLKEYE GİTSİN

Af ilan edilmesini, PKK’yı dağdan indirmenin ‘olmazsa olmaz’ koşulu mu sayıyorsunuz?

Evet, bence öyle.

Bütün PKK üyelerini kapsayacak bir af mı?

PKK herkesi kapsayacak bir af istiyor, ama bence bazıları haricinde PKK üyelerinin önemli bir bölümünü kapsayacak bir af düzenlemesine razı olacaklardır.

Örgütün ‘af’ kapsamına girmeyecek liderleri üçüncü bir ülkeye gönderilebilir mi?

Evet.

Af ve silahsızlandırma muazzam bir organizasyon gerektiriyor. Buna hangi ülkelerin katılımı şart? PKK içindeki Suriye kökenliler nedeniyle Şam’ın katılımı gerekir mi?

Evet, PKK’da Suriyeli Kürtler de var. Ama herşey Türkiye’nin vereceği karar bağlı. Türkiye adım atmaya karar verirse, diğer meseleler hallolur. Tabii, Irak ve İran hükümetiyle mutlaka görüşülmeli. PKK’nın İran kolu PJAK da var çünkü.

PKK silah bırakırsa PJAK’a ne olur? Sizin nezdinizde iki örgüt aynı mı?

PJAK, PKK’nın bir kolu ve başımıza dert açıyor. İranlı Kürtler de PJAK’dan nefret ediyor, çünkü onlar için de sıkıntı yaratıyor. Ama şimdi PJAK, İran’a karşı savaşmaktan vazgeçme sözü verdi. İran’ın tutumu şöyle: PJAK’ın Irak’ta barınmasına karşı değiller, yeter ki Irak toprakları İran’a saldırı için kullanılmasın. Irak’ta yaşayan birçok İranlı Kürt grubu var. KDPI var, Komala var, başkaları var. PJAK da diğerleri gibi İran’a saldırmadan, burada siyasi bir parti olarak barınabilir. Bu İran adına akılcı bir politikadır.



Bu haber 436 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,586 µs