ABD, PKK yöneticilerine hangi mesajı veriyor?

25 Aralık 2007 16:24 tsi
Ahmet Altan, ABD'nin istihbarat bilgilerini 10 dakika gecikmeyle Türkiye'ye göndererek PKK yöneticilerine Avrupa'ya kaçmaları mesajını verdiği iddiasında. Altan, 'Eğer bu mesaj algılanmazsa istihbarat tam zamanında verilir ve aralarından biri kurban g

Ahmet Altan/Taraf

PKK ve operasyonlar…

Birdenbire herkes PKK’nın bittiğini fark ediverdi.

Kürt sorunu sürüyordu ama PKK sona eriyordu.

Bundan sonra ne olursa olsun PKK’nın yoluna devam edemeyeceği neredeyse her fikirden, her cenahtan insanın ortak görüşü haline geldi.

Peki, ne oldu da PKK yolun sonuna vardı?

Sanırım silahla fazla haşır neşir olanlar siyasi analizleri yeterince gerçekçi yapamıyorlar.

Her sorunun silahla çözülebileceğine inanıyorlar.

Bu da onları yanıltıyor.

PKK, Kürt halkının somut sorunları üzerinde var olmuş bir örgüt; acı çeken, aşağılanan, dili inkar edilen milyonlarca insanın gerçek desteğine sahipti kurulduğunda.

Kürt sorunu diye bir sorun olduğunu fazlaca kanlı bir biçimde bütün dünyaya duyurdu.

Fakat, zamanın ve şartların değiştiğini göremedi.

Özellikle Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanan bir ülkenin ne anlama geldiğini kavrayamadı.

Kürt halkı için çok yararlı olacak olan demokrasiyi, PKK kendisi için tehlikeli buldu.

Çöküş de böyle başladı bence.

PKK, “derin devletle” işbirliğine girdi ya da bunun böyle olduğunu düşündürecek adımlar attı.

AB yolunda, “derin devleti” güçlendirecek hamleler yaptı.

Bu, onun varlık nedeniyle çelişiyordu.

Ayrıca, dünya, Türkiye’nin Avrupa’yla birleşmesine karar vermişti.

PKK’nın gücü, böyle bir kararı değiştirmeye yetmezdi ama yöneticileri bunu anlayamadı.

Demokrasiyi zorlayacak şiddet eylemleriyle Kürtlerin önemli bir bölümünün, AB yolunu kesmeye çalışarak da dünyanın desteğini kaybetti.

Ve bugüne gelindi.

Şimdi hem askeri açıdan hem siyasi açıdan sıkıştırılıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Kuzey Irak’taki PKK bölgelerini uçaklarla bombalamaya başladı.

Anlaşıldığı kadarıyla da istihbarat Amerika’dan geliyordu.

Bizim ordu, operasyonun başarısını kanıtlamak için “bilmem kaç yüz PKK’lının öldürüldüğüne” dair haberler yayıyor.

Bence, bu operasyonların başarısının ölçüsü de, amacı da “PKK’lı öldürmek” değil.

Bundan sonraki operasyonlarda da çok fazla PKK’lı ölmeyecek büyük bir ihtimalle.

Çünkü, benim görebildiğim kadarıyla, bu operasyonların iki temel amacı var.

Birincisi, Türk kamuoyundaki öfkeyi yatıştırmak, “karakol basıp büyük zayiatlar verdiren” PKK’ya haddinin bildirildiğini göstermek.

İkincisi ve daha önemli amaç ise PKK yönetimini sıkıştırmak.

Hemen hemen her operasyondan sonra Murat Karayılan’ın öldürüldüğü duyuruluyor ama bu gerçek çıkmıyor.

Sizce niye böyle bir söylenti yayılıyor?

Yanılabilirim ama benim tahminim, Amerika’nın istihbaratı on- onbeş dakikalık gecikmelerle verdiği.

Diyelim, Karayılan bir köyde saklanıyor.

Karayılan o köyü terk ettikten on dakika sonra Türkiye, “Karayılan’ın o köyde olduğunu” öğreniyor.

Orayı bombalıyor.

Karayılan öldürülemiyor.

Amerika ile PKK arasında bir “kan davası” başlatacak bir ölüm gerçekleşmiyor.

Ama Karayılan, “bombalarla arasında sadece on dakika olduğunu” görüyor.

Siz, her ayrıldığınız yerin on dakika sonra bombalandığını düşünsenize.

Üstelik bütün bağırış çağırışa rağmen Barzani PKK yönetimine kucak açmıyor.

Yöneticiler çok dar bir alanda, her an bombalanma tehlikesiyle yaşıyorlar.

Bence, Amerikalılar, PKK yönetimine bir an önce Avrupa’da bir yerlere göçmeleri için mesaj gönderiyor.

Benim tahminim, yakında ya PKK yöneticileri başka topraklara göçerler ya da “mesajın” daha iyi algılanması için aralarından biri kurban seçilir.

İstihbarat “on dakika geç” değil, tam zamanında verilir.

Hayatın gerçeği zorlanamaz.

Her canlının, her insanın, her kurumun bir yaşam süresi var.

Bunu inkâr etmeye çalışmak acıyı ve kederi artırır.

Artık, barışın ve mutluluğun hâkim olduğu bir ülkeyi Türküyle Kürdüyle hep birlikte özledik.

Dünya da bunu istiyor gibi gözüküyor.

Sanırım bütün bu olanlardan “derin devletin” de bir ders çıkarması gerekiyor.

Eğer benim tahminlerim doğruysa ve eğer “derin devlet” yeni meseleler çıkarmak için direnirse, bir “canlı istihbarat” da onlar için gelecek.

Derin devlet silahlarına güvenmesin bence.

Çünkü silah dönemi kapandı.

Ve bunu anlayamayan acı çekiyor artık.

Bu haber 392 defa okundu.