En Sıcak Konular

Bahçeli:Bir projenin ilk adımı atılıyor

25 Aralık 2007 14:18 tsi
Hükümet'in teröristleri dağdan indirme projesini eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakanın, teröristleri dağdan indirme planı, bir siyasi af projesidir'" dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''TSK'nın 16 ve 22 Aralıkta Kuzey Irak'taki nokta hedeflerine yönelik hava harekatı, AKP'nin bu konudaki suskunluğu karşısında tepki duyan milletimizin yüreğine su serpmiştir'' dedi.

 Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Bahçeli, ''ağır gerginlik ve bunalımların yaşandığı bir kargaşa dönemi'' olarak hatırlanacak 2007 yılının sonuna gelindiğini söyledi.

Rejim bunalımına dönüşmenin eşiğine gelinen siyasi krizlerin, her alanda kök salan cepheleşmelerin, giderek derinleşen ekonomik ve sosyal sorunların, tırmanan bölücü terör ve etnik tahriklerin, 2007 yılında yaşanan krizler sarmalının hasar bilançosunu oluşturduğunu dile getiren Bahçeli, son dönemde yaşanan gelişmeleri anlattı.

Bahçeli, AK Parti'nin, özellikle seçim öncesi dönemde terörle mücadelede büyük bir acz ve zafiyet sergilediğini, ancak tırmanan terörün Türk toplumunda yarattığı haklı tepki ve öfke karşısında nihayet harekete geçmek zorunda kaldığını ifade ederek, teröristlere siyasi mütareke çağrıları ve siyasi af tartışmalarının, bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme taşındığını söyledi.

 MHP'nin, bu çalkantılı dönemde bütün kademeleriyle ilkeli, seviyeli, dürüst ve sorumlu bir siyaset ve muhalefet anlayışı sergilediğini vurgulayan Bahçeli, ''MHP, siyasi ve toplumsal bünyemizin, krizlere, kavga ve cephe siyasetine tahammülü olmadığının bilinci içinde, kısır çekişmelerin, zorlama buhranların ve gerginliklerin tarafı olmamış, demokratik meşruiyet ve siyasi sorumluluk anlayışının rehberliğinde temel sorunların aşılmasına yapıcı katkıda bulunma düşüncesiyle hareket etmiştir'' dedi.

Bahçeli, Türkiye'nin yeni siyasi belirsizlik ve krizlere sürüklenmemesi için sorumluluk çizgisinden ayrılmayan partisinin, AK Parti'nin, sürekli mağdur ve mazlum rolü oynayarak, bahane ve mazeret üretme kolaycılığının önüne geçtiğini ifade ederek, bunun sonucunda AK Parti'nin, Türkiye'nin gerçek sorunları ve iktidar sorumluluğuyla yüzleşmek durumunda kaldığını bildirdi.

''EN BÜYÜK SORUMLULUK, AKP'NİN OMUZLARINDA''

 Türkiye'nin böyle bir çıkmaza sürüklenmesinin önüne geçmede en büyük görev ve sorumluluğun, iktidardaki AK Parti'nin omuzlarında olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, ''Ancak 22 Temmuz seçimleri sonrası AKP'nin ortaya koyduğu siyası yaklaşım, bu konuda iyimser olmaya yer bırakmamaktadır. Son 5 ay içinde yaşanan gelişmeler, AKP'nin geçmişten ve hatalardan ders almadığını, Meclisteki sayısal çoğunluğuna dayanarak her istediğini yapabileceği pervasızlığı içinde hareket ettiğini göstermiştir'' dedi. Bahçeli, AK Parti'nin, ''milli iradeyi, çoğunluğun baskı ve tahakküm aracı olarak gördüğünü ileri sürerek, bu yaklaşımın sürmesinin, Türkiye'yi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakacağını savundu ve bunun ilk yansımasının da yeni anayasa hazırlanması sürecinde yaşanacağını söyledi. Türkiye'nin, kanlı terörle mücadele ve etnik bölücülük konularında çok nazik bir döneme girdiğini ifade eden Bahçeli, Kuzey Irak'tan kaynaklanan terör tehdidi karşısında Hükümetin bugüne kadar izlediği yaklaşımın, birçok yönüyle endişe verici bir seyir izlediğini ileri sürdü.

''TEDBİRLER, TÜRK MİLLETİNDEN GİZLENDİ''

Bahçeli, TBMM'nin 17 Ekim 2007'de sınır ötesi operasyon yetkisi vermesini izleyen dönemde, AK Parti Hükümetinin, terörle mücadele konusunda inandırıcı ve etkili bir caydırıcılık stratejisi ortaya koyamadığını savunarak, ''Böyle bir strateji için gerekli olan ekonomik yaptırımlar hayata geçirilememiştir, terör örgütünün ekonomik ve ticari çıkar ve faaliyetlerini hedef alan bazı tedbirlerin uygulanmasına başlandığı açıklanmasına rağmen, bunların ne olduğu Türk milletinden gizlenmiştir'' dedi. Siyasi ve diplomatik alanda yürütülen faaliyetlerin somut olarak ne sağladığının da çok muğlak ve tartışmalı olduğunu belirten Bahçeli, şöyle devam etti: ''TSK'nın 16 ve 22 Aralıkta Kuzey Irak'taki nokta hedeflerine yönelik hava harekatı, AKP'nin bu konudaki suskunluğu karşısında tepki duyan aziz milletimizin yüreğine su serpmiştir. Bu harekatı başarıyla gerçekleştiren kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine ve operasyona katılan tüm mensuplarına, bu vesileyle takdir ve şükran duygularımızı dile getirmek isterim. TSK'nın sahip olduğu üstün yetenekleri bir kez daha gözler önüne seren bu askeri operasyonun yeterli olup olmayacağı tartışmaları yersiz ve gereksizdir. Kuzey Irak'taki PKK mevcudiyetinin en ince ayrıntısına kadar gözetlendiğinin en üst askeri düzeyde açıklanması karşısında, bundan sonra terör örgütüne göz açtırılmayacağı, Türk milletinin ortak beklentisidir. AKP Hükümetinin Kuzey ırak'ta yuvalanmış PKK mevcudiyetini gerçek anlamda tasfiye etmeye niyeti ve iradesi olup olmadığı yönündeki tereddütler, önümüzdeki dönemde bu konuda izleyeceği siyaset ışığında somut olarak anlaşılacaktır.''

''HÜKÜMET, TEPKİLERİN SATIR ARALARINI ÇOK İYİ ANLAMALI''

 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında Türkiye'nin sınır ötesi hava operasyonuna uluslararası toplumun gösterdiği tepkiye de değinerek, ''Bu tepkiler kamuoyuna yansıtıldığı şekilde tecelli etmemiş, Türkiye'nin terörle meşru mücadelesi bile ön yargılı ve maksatlı siyası mülahazaların ipoteği altına sokulmaya çalışılmıştır'' dedi. Avrupa ülkeleri temsilcilerinin harekata yönelik sözlerini okuyan Bahçeli, ''Türkiye'nin haklılığının tüm dünya tarafından anlaşıldığını ve sınır ötesi operasyon hakkının genel kabul gördüğünü sürekli tekrarlayan Hükümetin, bu tepkilerin satır aralarını çok iyi anlamasını ve bundan gerekli sonuçları çıkarmasını tavsiye etmek isterim'' diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teröristleri dağdan indirmeye yönelik çalışmaların, geniş kapsamlı siyasi bir senaryonun ilk adımı olduğunu belirterek, ''Başbakanın, teröristleri dağdan indirme planı, siyasi bir projedir'' dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ın, etnik bölücüleri ve PKK'nın siyasi taleplerinin Meclis'teki sözcülerini siyasi ve hukuki koruma altına aldığını savundu.

''GENİŞ KAPSAMLI BİR SİYASİ SENARYO...''

 Terörle mücadele ile terörle müzakere arasında gidip gelen ve konumunu belirlemeye çalışan AK Parti'nin, bu projeyi hayata geçirmek için gerekli şartları hazırlama çabası içine girdiğini belirten Bahçeli, şöyle devam etti: ''Terörü bir vasıta olarak görmeyen, ancak siyasi yollardan Türkiye'yi etnik temelde bölmek isteyenlere, makbul bölücüler olarak meşruiyet kazandıracak şartları hazırlama gayreti artık saklanamayacak hale gelmiştir. Nihayet, eli kanlı teröristlere af yolunu açma niyeti açığa çıkmıştır. Başbakanın, teröristleri dağdan indirme planı, bir siyasi af projesidir. Bu af projesi de geniş kapsamlı bir siyasi senaryonun ilk adımıdır. Sayın Başbakan'ın bu konudaki tutarsız ve çelişkili beyanları, siyasi af hazırlığını saklamak telaşından kaynaklanmıştır.'' Devlet Bahçeli, teröristler için dağdan şehirlere inip Ankara'da siyaset yolunun açılmasının, ancak af yoluyla olacağını Başbakan'ın da çok iyi bildiğini, ancak bunu kamuoyuna açıklıkla söyleme cesaretini kendinde bulamadığını bildirdi. Başbakan'ın bu nedenle sürekli bocaladığını, ifade değiştirdiğini ve tevil arayışlarına yöneldiğini iddia eden MHP lideri Bahçeli, ''Bu konuda önce yeni bir yasal düzenleme yapılacağını söyleyen Başbakan, tepkiler üzerine geri çekilmiş ve son olarak TCK'nın 'Etkin pişmanlığı' düzenleyen 221. maddesine sığınmıştır. Bu konuda da zihni bulanık olan Başbakan Erdoğan, teröristlere af projesini mazur göstermek için, 'Geçmiş dönemlerde de benzer nitelikte yasaların çıkarıldığı' savunmasının arkasına gizlenmeye çalışmaktadır'' dedi. -

''HİÇBİR TAKİBATA MARUZ KALMADAN...''

 Bahçeli, şunları söyledi: ''Geçmiş hükümetler döneminde böyle yasal düzenlemeler yapıldığı doğrudur. Ancak, Sayın Başbakan burada iki noktayı unutmuş görünmektedir. Bunlardan birincisi, sadece kendi döneminde, 2003 yılında çıkarılan, 'Topluma Kazandırma Yasası' ile hapishanelerdeki terör suçundan tutuklu ve bükümlü olanların serbest bırakılarak PKK dağ kadroları eksiğinin bu yolla tamamlandığı gerçeğidir. Başbakan'ın unuttuğu ikinci husus ise önceki hükümetler döneminde çıkarılan yasalarda, pişmanlık hükmünün ve terör örgütünü çökertecek bilgi verme şartının bulunduğu gerçeğidir. Bu hüküm ve şart Sayın Başbakanın şimdi adres gösterdiği TCK'nın 212. maddesinde de bulunmaktadır. Ancak, Sayın Başbakan bunun yeterli olmadığını söylemekte ve bu maddenin esnetilmesi ve genişletilmesi gereğinden bahsetmektedir.'' Devlet Bahçeli, Başbakan'ın teröristler için pişmanlık şartını ve örgüt hakkında bilgi verme zorunluluğunu kaldırmayı amaçladığını belirterek, ''Eli kanlı terörist dağdan inecek ve 'Ben geldim' diyerek hiçbir takibata maruz kalmadan Türk toplumunun içine karışacaktır. Üstelik kendisine ödül olarak maddi yardım yapılacak, iş bulunacak, Ankara'da siyaset yapmasının yolu açılacaktır. Sayın Başbakanın süslü isimler altında pazarlamaya çalıştığı projenin özü, anlamı ve sonucu budur'' ifadesini kullandı.

''NASIL ESNETECEKSİNİZ, NASIL GENİŞLETECEKSİNİZ?''

 ''Şimdi buradan Sayın Başbakan'a seslenmek istiyorum; TCK'nın 221. maddesini nasıl esneteceksiniz, nasıl genişleteceksiniz?'' diye soran Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Türk milletinin karşısına dürüstçe çıkın ve bunu açıklayın. Sahnelenmek istenen siyasi senaryonun, teröristlere af projesinden oluşan bu ilk perdesi sonrasında sıranın kimlik taleplerinin karşılanmasına geleceği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede; ilk önce Türk milleti yerine hukuki bir bağ olan vatandaşlıkla sınırlı 'Türkiyelilik' kavramının Anayasa'da ifadesini bulmasına, Türk milli kimliğinin yerini de vatandaşlık bağının almasına çalışılacaktır. Bunun yanı sıra, Türkçe'den başka dillerin anadil olarak okutulmasından başlanarak, bu dillerin milli eğitim sistemi içine alınması için bir süreç başlatılacaktır. İlk planda bu adımların atılması, etnik bölücülüğün siyasi ve hukuki statü taleplerinin gündeme getirilmesinin alt yapısını oluşturacaktır.'' Siyasi senaryonun Barzani ve Kuzey Irak boyutunun da bulunduğuna işaret eden Bahçeli, PKK'nın tasfiye edilmeden sadece kontrol altında tutulması karşılığında, Türkiye'nin Barzani yönetimiyle ilişkileri normalleştirmek için yeni bir açılım yapacağını savundu. Bunun sonucu olarak Ankara ile Erbil arasında yakınlaşma sürecinin başlatıldığını iddia eden Bahçeli, Kuzey Irak'taki otonom Kürt devleti yapılanmasına yeşil ışık yakılacağını ifade etti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, yapılan açılımlar sonunda ise Kerkük'ün akıbetinin ileride ele alınmak üzere şimdilik geri planda tutulacağını ileri sürerek, ''Sayın Başbakan'ın girmeye hazırlandığı yol, Türkiye'nin hayrına bir yol değildir'' diye konuştu.

''AB'NİN TAVRI...''

 MHP Lideri Devlet Bahçeli, konuşmasında, terörle mücadelede Avrupa Birliği'nin samimi olmadığını söyledi. ''Avrupa Birliği'nin PKK terörü ve etnik bölücülük konusundaki tutumu her yönüyle bir riyakarlık örneği olmuştur'' diyen Bahçeli, PKK'yı terör örgütü olarak kabul eden AB'nin, bunun gereklerini bugüne kadar yerine getirmekten ısrarla kaçındığını belirtti. PKK'nın kara para aklama kaynakları ve finansman alt yapısının AB ülkelerinde faaliyetlerini serbestçe sürdürdüğüne dikkati çeken Bahçeli, ''Terör örgütünün sözde siyasi kadroları AB ülkelerinde koruma altına alınmıştır, Kırmızı bültenle aranan bu teröristler AB resmi makamlarınca korunmakta ve meşru muhatap muamelesi görmektedir. Avrupa Parlamentosu, terör ve bölücü faaliyetler için güvenli sığınak haline gelmiştir'' dedi. Başta ROJ TV olmak üzere terör örgütü PKK'nın yayın organlarının, AB ülkelerinin desteği ve müsamahasıyla ''alenen melanet'' icra ettiğini dile getiren Bahçeli, bunun yanı sıra, AB'nin demokratikleşme adı altında PKK'nın siyasi taleplerinin sözcülüğünü ve savunuculuğunu yaptığını bildirdi. Bahçeli, böyle bir denkleme hapsedilen Türkiye ile AB ilişkilerinin geleceğinin olmadığının her geçen gün daha iyi anlaşıldığını söyledi. AB'nin Portekiz zirvesinde ortaya koyduğu tutum sonucunda, ilişkilerin hastalıklı yapısının kangrene dönüştüğünü belirten Bahçeli, ''Kıbrıs dayatmaları nedeniyle tıkanan sürecin, suni teneffüsle de canlandırılamayacak şekilde bitkisel hayata girdiği zirve kararlarıyla tescil edilmiştir. AB'nin Türkiye'ye biçtiği konum AB'nin yörüngesinde kalacağı bir taabiyet ilişkisidir. Bu bile bir dizi kabul edilemez ön şarta bağlanmıştır. Türkiye'yi tam üye olarak içine sindiremeyeceğini esasen her vesileyle gösteren AB, Lizbon zirvesinde Türkiye için 'üyelik' ve 'katılım' gibi şekli atıfları dahi karar metinlerinden çıkarmıştır'' dedi.

''ABD'NİN DESTEĞİ...''

 Kuzey Irak'taki PKK varlığı konusunda sessiz kalan ABD'nin, son dönemde Türkiye ile istihbarat paylaşımı konusunda işbirliği içine girdiğini hatırlatan Bahçeli, bu desteğin PKK'nın Kuzey Irak'tan sökülüp atılmasında yeterli olmayacağı söyledi. Devlet Bahçeli, ABD'nin kara harekatına karşı olduğunu her vesileyle dile getirdiğini anımsatarak, Türkiye ile işbirliğini PKK'nın nokta hedeflerine hava harekatıyla sınırlandırdığını dile getirdi. Yaşanan gelişmelerin, yeni ve tehlikeli bir senaryonun sahneye konulması konusundaki çalışmalarda son aşamaya gelindiğini gösterdiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: ''ABD Büyükelçisinin etnik kökene göre yaptığı davetlerde, 'Kürt sorunu' olarak adlandırılan etnik bölücülüğe, siyasi çözüm yollarının masaya yatırılması bir tesadüf sayılamayacaktır. ABD Dışişleri Bakanlığına yakın çevrelerin PKK'nın siyasi af yoluyla silahsızlandırılması ve Türk toplumuyla yeniden bütünleştirilmesi amacıyla kapsamlı raporlar hazırlamaları da aynı şekilde bir rastlantı olarak görülemeyecektir. İç gerginlikleri bir çatışma noktasına taşıyacak böyle bir gafletin adı, anlamı ve sonucu ateşle oynamaktır. Bizim en halisane temennimiz Sayın Başbakan ve hükümetinin bu gerçekleri bir an önce görmeleri ve bu yoldan dönme basiretini göstermeleridir. MHP, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye'nin milli birliğine ve kardeşlik hukukuna sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıdır. Türkiye'yi seven herkesin arkasında durması gereken bu kırmızı çizgilerin çiğnenmesi ve ortak milli değerlerimizle oynanmaya kalkışılması halinde, herkes çok iyi bilmelidir ki; Milliyetçi Hareket bunlara karşı demokratik zeminlerde sonuna kadar direnecektir.''

 Haber 7



Bu haber 614 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,931 µs