PKK'nın elebaşıları nerede?

19 Aralık 2007 16:01 tsi
Operasyon öncesi kadar sonrasında da en büyük merak konusu terör örgütünün sözde liderlerinin nerede olduğuydu? Bugün de bu soru gizemini koruyor. Tabi tamamen değil. Sır büyük olduğundan senaryo muhtelif. Ama iki elin parmakları kadar elebaşının yerlerin

Saddam’ı deviren savaş sürecinde Bağdat iktidarının yöneticilerini bulmak ABD için o denli acil ama zor bir görevdeki, askerlerinin hepsini tanıması için 52’lik oyun kağıdı destesi bastırmıştı.

Çoğu yakalandı. Destenin en kıymetli 4 ası da dahil. Yakalanamayanlar ise daha çok 2’li ve 3’lüler oldu.

Türkiye için de durum hemen aynı. Sadece deste biraz daha ince. Esasen Türk istihbaratı ve güvenlik mimarisi 7’li ve 8’lilerin üzerinde bile durmuyor. Asların ve Papazların ele geçirilmesi veya “etkisiz hale” getirilmesi kafi.

Zaten iyice sallanan PKK’nın, elebaşları bir şekilde pasifize olursa, örgütün başı kesilmiş tavuk gibi sağa sola savrulacağından eminler. İyi ama bu adamlar nerede?

Bilinen de var meçhul olan da!

Bu altın değerindeki sorular için yanıt hem yok hem çok. Operasyonun hemen öncesi tablo; İran, Barzani peşmergeleri, Suriye, Türkiye ve ABD’nin sıkıştırması sonucu Kuzey Irak’ta Türkiye sınırına yakın PKK kamplarında ve Kandil de bulunan elebaşıların yerlerinde “kaldığı”, “sıkıştığı” tahmin ediliyor.

Türkiye için de ise örgütün iyice üst düzey mensubu ya 1 tane ya hiç kalmadı. Sözde bölge sorumluları veya militanları yöneten kadrolar bu çapta isimler değil.

Doğal olarak PKK’nın ilk 10’i diyebileceğimiz isimlerin büyük çoğunluğu Kuzey Irak’ta sıkışmış durumda. Ancak bu öngörü hepsinin bir arada ya da bu adreste olduğunu göstermiyor.

Her bir isim için neredeyse ayrı bir senaryo var. Örneğin operasyondan önce iki PKK yöneticisinin Avrupa’ya geçtiği sık dillendirilen söylencelerden. Hatta bu Avrupa işi o kadar dallanıp budaklanmış durumda ki, Barzani’nin ortadan kaybolduğu ve Avrupa’da ortaya çıktığı dönemde, kendi uçağıyla bu elebaşıları kaçırdığı bile iddia edildi.

Yine de bu bilgilerin hepsine sahip olmasa da, açık adresleri bilmese de, "genel" olarak PKK liderlerinin nerede olduğunu en net söyleyebilecek tek bir kişi varsa, o da Barzani ve teşkilatı. Söyler mi ayrı bir konu olmakla beraber, Barzani ve adamlarının PKK lider kadrosunun nerede olduğunu kesine yakın biçimde bilmesi sürpriz değil! Kısaca en sağlıklı bilgi orada.

Yani yakın coğrafyaya bakınca İran, Suriye ve Türkiye’de bu kritik isimlerin bulunmadığı biliniyor. Geriye 3 ihtimal kalıyor. Kuzey Irak kampları, az ihtimal ve sayıda Avrupa.

Son ve en kuvvetli ihtimallerden biri ise, bu isimlerin Kuzey Irak’tan ayrılarak geri çekilmiş, yani Barzani kontorülündeki şehir ve kasabalara göç etmiş olmaları.

Burada normal hayata dönmüş gibi yaparak, gizlice halkın arasında yaşıyor olmaları. Ancak bu tezin ciddi bir handikapı bulunuyor. PKK elebaşıları çok bilinen isim ve yüzlere sahip.

Sadece Türk istihbaratı değil, bölgedeki tüm istihbarat örgütleri hatta bizatihi-az sayıdaki- ABD güvenlik unsurları da biliyor. Nitekim, Pentagon operasyon öncesi ama Başbakan Erdoğan’ın Washington ziyareti sonrası örgütün üst düzey 10 ismini “en çok arananlar” olarak bölgeye yaydı.

Yani bu yolun kullanılmış olması çok riskli. Başlarına bir şey gelmese bile kısa sürede de-şifre olmaları çok mümkün. Kaldı ki hepsinin birden bu çıkışı tercih etmeleri imkansız.

Ölen var mı?

Sonuç olarak PKK’nın ilk 10’u olarak verilebilecek liste şöyle olabilir; Cemal Bayık, Mustafa Karasu, Hıdır Sarıkaya, Murat Karayılan, Ali Rıza Altun, Fehman Hüseyin, Osman Öcalan (Bu isim malum nedenden dolayı önemli. Ancak PKK içinde ve yönetimde önemli bir yeri yok. Yine de en çok aranan 10’luk listede sayılabilir.), Kardi Çelik, Sakine Cansız ve Duran Kalkan.

Kuşkusuz başka isimler de bu listeye rahatlıkla eklenebilir. Ve onlar da yine aynı rahatlıkla ilk 10’luk listeye girmeyi hakediyor.

Bu kadrodan en çok 1-2 kişinin Kuzey Irak dışında olduğu varsayılabilir. Gerisi büyük olasılıkla PKK’nın büyük ve geri kamplarında ve Kandil’de. Ya da Kandil’deydi demek lazım.

Operasyon sonrası PKK’nın üst düzey sözde yöneticilerinden ikisinin öldüğü hemen gelen duyumlardandı. Kesinleştirilmiş değil. Ancak yaşanan yıkım hesap edildiğinde bu kadrodan eksilme yaşandığı sürpriz olmaz.

Bölünme

Terör örgütünü bu süreçte en rahatsız eden ve tehlikeli boyutta gelişen bir konu daha var. O da liderlik mücadelesi ve bölünme olasılığı. Bunun işaretleri çok önceden geliyordu. Konumuz bu olmadığı için değinmiyoruz ama örgütün yönetici kadrosunda ciddi bir paylaşım sorunu olduğu gizli değil.

Bunun üzerine gelen baskılar ise, yani operasyon ve örgütün uluslararası çapta yalnızlaştırılması bölünmesi sürecini iyice ivmelendirebilir.

Bu haber 2,357 defa okundu.