En Sıcak Konular

Nükleer silah ister misiniz?

18 Aralık 2007 15:00 tsi
Alternatifler şunlar; Rusya, ABD, İngiltere, Hollanda ya da Fransa’dan mı. Resmi satıcı olan ülkeler bunlar. Akla daha yakın gelenler ise Rusya, ABD ve İngiltere. Bu da zor bir tercih. Ama bu tercihden önce, bir başka tercih bulunuyor. Daha zor bir

Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarının nükleer santrallerle aşılması programı ve bu konuda yasaların hazırlarak kamuoyunda tartışılmaya açılması “nükleer” dosyanın bir bölümünü oluşturuyor.

İkinci bölümü ise İran üzerinden yürütülen ama aslında Türkiye’ye coğrafi açıdan “nispeten” yakın diğer ülkeler Pakistan, Hindistan, İsrail ve Rusya üzerinden yürütülen bir “tehdit” algılaması oluşturuyor.

Elbette Türkiye’nin bir nükleer güce sahip olup olmaması, hatta olup olmadığı tartışmaları da yeni değil. Yine bu gündemi popülize eden elbette İran’in nükleer çalışmaları ve bir ucu nükleer silaha gidecek olan “uranyum zenginleştirme” programı.

İran’ın nükleer kapasitesi konusundaki çekişme geliştirdiği uzun ve 2000 Km. menzilli füzeler bilgisi ile birleştiğinde Ankara’nın bu durumu bölgesel ve kişisel bir tehtid olarak algılamaması hayli zor.

Öte yandan tehtid analizlerinden bağımsız olarak, “bölgenin en güçlü ve barış yanlısı” ülkesi konumdaki Türkiye’nin nükleer güç ve silah edinimi arzusu pek heveskar değil. En azından resmi açıklamalar şimdiye değin böylesi bir hava vermedi.

Yine de mesele “ulusal güvenlik” gibi, herkesi durduran bir konuya geldiğinde, nükleer güç ve silah edinimi konusunda “kesinlikle olmaz” sözlerinin duyulmasını engelliyor.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer silah yapmamaya “yemin” etmiş ve bu kararı yasalarına geçirmiş Japonya’nın dahi artık bu yolda adımlar atıyor olması, ülkelerin kendi güvenlikleri söz konusu olduğunda büyük acıları bile unutabileceğinin işareti.

Nükleer rant!

Tahran’ın nükleer hevesi ve bölgenin “doğal durumu” bu ülkeyi hedef tahtasına koyalı çok oluyor. Bu “vesile”nin bir savaşla sonuçlanacağına inanan da hayli çok.

Yeni bir gelişme ise krizin bir by-pass darbesiyle aşılmasına imkan sağlama yolunda. Bu hamle Rusya’dan İran’ın Buşehr santralına nükleer yakıt yollanması. Bu açık kapının kullanılmasının Türkiye’yi ilgilendiren bir tarafı var.

Nükleer çalışmaların yaşamsal anahtarı, Uranyum zenginleştirme işlemi. Bunu sadece 5 ülke; ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve Çin yapıyor. Tabii bu işin “resmi” tarafı. Gayr-ı resmi tarafı ise Çin’in Pakistan’a, ABD’nin de Hindistan ve İsrail’e zenginleştirme bilgi ve yeteneğini vermiş olması.

Zenginleştirme işlemi Nükleer santraller için de gerekli nükleer silah için de. Yani sizin ne yapmak istediğiniz önemli. Yine de hangisine karar verirseniz verin “nükleer yakıtınız” olmak zorunda.

Sonuç olarak ister nükleer santral yapacak olun ister nükleer silah, “nükleer yakıta” ihtiyacınız var. Ya bu yakıtı “uranyum zenginleştirerek” kendiniz üreteceksiniz veya satın alacaksınız.

Türkiye’nin tercihi?

İran’da böyle yaptı. Satın aldı. Ya Türkiye? Türkiye enerji temeni için nükleer santral yapma kararını verdikten sonra bir “nükleer ihalesi” açtı. Açar açmaz da dünyanın ilgisini üzerine çekti.

Nükleer santral gerçekleştiğinde “nükleer güç” elde edilmiş olacak. Ve Ankara’nın karşına bir kapı çıkacak. O kapının üzerinde ise “nükleer silah” yazıyor. Peki Ankara’nın resmi görüşü ne?

Bu konuda sık verilen beyanatlar yok. Belirlenmiş ve vazgeçilmez kırmızı çizgiler de çekilmiş değil. En hatırlanası yakın yorum Başbakan Erdoğan’a ait. O da yine İran nedeniyle yapılmış bir açıklama; “Kitle imha silahı üretenler, başkalarını üretmeye çalışmakla suçlayamaz!”

Türkiye’nin nükleer silaha sahip bir ülke haline dönüşmesi çok sayıda dış parametreyi içeriyor. Bu durumdan inanılmaz derecede rahatsızlık hissedecek ülke sayısı çok. Yine de bu ayrı bir konu.

Ortadaki konu ise Türkiye’nin nükleer yakıtı nereden alacağı? Yani bir pazarlık süreci bulunuyor önünde Türkiye’nin.

Alternatifler şunlar; Rusya, ABD, İngiltere, Hollanda ya da Fransa’dan mı. Resmi satıcı olan ülkeler bunlar. Akla daha yakın gelenler ise Rusya, ABD ve İngiltere. Bu da zor bir tercih. Ama bu tercihden önce, bir başka tercih bulunuyor. Daha zor bir tercih!

Satın mı alacağız yoksa Uranyumu kendimiz mi zenginleştireceğiz. Gündem sakinleştiğinde bu soru ile karşı karşıya kalınacak.



Bu haber 998 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,187 µs