Kandil'i vurmak yetecek mi? | " /> Kandil'i vurmak yetecek mi? | "/>

En Sıcak Konular

Kandil'i vurmak yetecek mi?

17 Aralık 2007 23:41 tsi
Kandil'i vurmak yetecek mi?
USAK Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner, terörle mücadelede askeri mücadelenin, temel maksadı terörün kökünü bu şekilde kazımak değil, terörle mücadelenin diğer (asıl) araçlarına zemin, olanak ve zaman kazandırmak olduğunu belirtti. Laçiner Kandil operasyonun

KANDİL OPERASYONUNU ‘SİVİL OPERASYONLAR’ İZLEMELİ

Doç. Dr. Sedat Laçiner  USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı / Taraf

Türkiye’nin bu noktadan sonraki ihtiyacı eş zamanlı ve çok boyutlu bir terörle mücadeledir.

      
Terörle mücadelede askeri mücadelenin, yani teröristle mücadelenin temel maksadı terörün kökünü bu şekilde kazımak değil, terörle mücadelenin diğer (asıl) araçlarına zemin, olanak ve zaman kazandırabilmektir.

Sınırötesine dönük ikinci büyük nokta operasyonu da gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan’ın ve Genelkurmay’ın açıklamalarına göre operasyona 50 kadar uçak katıldı. Ayrıca hava güçlerine kara güçleri de destek verdi. Operasyona Diyarbakır ve Malatya dışından, diğer üslerden de hava gücü takviyesi geldiği, hatta bunun için hava yakıt ikmali de gerçekleştirildiği belirtiliyor. Bu nedenle İncirli de konuşlu tanker üs komutanlığı da destek vermiş. Operasyon uzun süredir takip edilen telsiz görüşmelerinin, özellikle de Karayılan ile Behoz Erdal kod adlı Feyman Hüseyin arasındaki görüşmelerin takibinin ardından geldi ve doğrudan örgütün üst düzey kadroları hedef alındı. İlk verilere göre örgütün komuta karargâhı 8 füze ile tahrip edildi. Bilindiği üzere örgüt üst yönetimi saldırı olasılığına karşılık uzun süredir telsiz görüşmelerini sınırlandırmıştı. İletişim arttığı sürece operasyon olasılığı da artıyor. Nitekim en son operasyon da örgütün iletişim kanalları izlenerek gerçekleştirildi. Operasyonun kesin sonuçlarını anlamak için henüz erken. Bir haftaya kadar başarının seviyesi anlaşılacak. Ancak Türk güvenlik güçlerinde her hangi bir zayiat olmadığı anlaşılıyor. 50 uçak üslerine zarar görmeden döndüler.

Bu bilgiler ışığında söz konusu operasyonun büyük çaplı nokta operasyonlardan oluştuğu söylenebilir. Başka bir deyişle operasyon geç kalmış ve küçük çaplı bir operasyon değildir. Örgüte verilen zarar da sadece etkisiz hale getirilen teröristler ve terör altyapısından ibaret olmayacaktır. Kuşatma altındaki örgüt üyeleri Irak’ın kuzeyinde manevra alanlarını ciddi bir şekilde kaybetmişlerdir ve en son operasyon bu kuşatmayı bir adım ileri götürmüştür. PKK içinde moraller bozulmuştur ve operasyonla birlikte çöküş süreci hızlanacaktır. Zaten bu tür operasyonlarda başarı kriteri öldürülen ve yaralanan terörist sayısıyla değil, örgüt üzerindeki etki ile ölçülmelidir. Örgüt eylem kabiliyetlerine ciddi darbeler almaktadır. Eğer güvenlik güçleri kış ve bahar ayları boyunca örgütün Irak’ta ve Türkiye’deki manevra gücünü kırmaya devam eder, lojistik kanallarını tamamen kesebilir ise örgüte çok ağır darbeler vurulabilir. Bu anlamda kış koşulları TSK için bir dezavantajdan çok avantaja dönüşebilir. Yiyecek, içecek ve barınacak yer bulamayan terör örgütü üyeleri çok daha kolay hedef haline geleceklerdir.

Operasyonun Türkiye açısından bir diğer olumlu yanı ise diplomasi alanındaki başarıda gizlidir. Genelkurmay’ın açıklaması dikkatle incelendiğinde bu kurum ile Barzani güçleri arasındaki gerilimin azaldığı anlaşılıyor. Ayrıca ilkinde olduğu gibi bu operasyonda da Amerikan istihbaratının katkısı olduğu iddia ediliyor. Bu katkının düzeyi ne olursa olsun, en azından ABD’nin Türkiye’nin askeri operasyonuna karşı çıkmadığı, hatta destek verdiği çok net bir şekilde anlaşılıyor. Her şeyden önce Türk uçakları Kuzey Irak’ta hava sahasını güvenle kullanabiliyor ve bu da 5 Kasım Mutabakatı’nın bir sonucu. Diplomasi ayağından bir diğer ilginç haber ise Türkiye Kandil’in Irak tarafını vururken, İran’ın da dağın İran tarafında PKK ve PJAK güçlerine karşı eş zamanlı bir operasyon başlatmış olması. İlk veriler doğru ise Türkiye terör örgütüne karşı iki zıt gücü, yani ABD ve İran’ı aynı anda kendi yanına almayı başarmış görünüyor. Hatta buna Iraklı yerel güçler de eklendiğinde Türk diplomasisinin başarısı takdire şayandır.

Medya ve Bilgi Kirliliği

Bu tür operasyonlarda Türkiye’nin başarılı olamadığı en önemli alan ise medya ve halkla ilişkiler. Böylesine büyük çaplı bir operasyon yapılmasına rağmen operasyon bilgilerini medya el yordamıyla ve kazara öğrenebiliyor. Genelkurmay’dan gelen ilk açıklama kimseyi tatmin etmedi. Başbakan’ın açıklaması da kısa ve merakları gidermekten uzaktı. Elbette operasyonun tüm sırları ortaya dökülsün demiyoruz. Ancak bir basın toplantısı, uçaklardan alınmış bazı ‘zararsız’ kamera görüntüleri, resmi yetkililerin sağladığı belge ve görüntüler bilgi kirliliğini azaltacaktır. Daha önemlisi bu açıklamaların diğer dillerde de yapılması gereklidir. Nihayetinde operasyon başka bir ülke sınırları içinde yapılmaktadır ve diğer ülkelerin konuya yaklaşımı Türkiye için önemli olmak durumundadır. Özetle bilgi çağında yaşanan bir dünyada başarılar sadece F-16’ların bırakacağı bombalarda değil, aynı zamanda ekranlara yansıyan görüntülerde, gazetelere yansıyan fotoğraflarda ve diğer iletişim kanallarından geçilecek haberlerdedir.

Operasyon Yeterli mi?

Kandil saldırısı şüphesiz en son operasyon olmayacak. Çok sayıda nokta operasyonu ve gerekirse kara harekâtı / harekâtları da önümüzdeki günlerde bekleniyor. Ancak unutmamak gerekir ki askeri operasyonlar terörle mücadelede tek başlarına yeterli olamazlar. Askeri operasyonlar silahlı alanda çok başarılı olsalar da ekonomik, sosyal, siyasal ve yasal operasyonlarla desteklenmedikleri sürece kısa sürede boşa giden emeğe dönüşebilirler. Zaten terörle mücadelede askeri mücadelenin, yani teröristle mücadelenin temel maksadı terörün kökünü bu şekilde kazımak değil, terörle mücadelenin diğer (asıl) araçlarına zemin, olanak ve zaman kazandırabilmektir. Terörist saldırıları yavaşlatılamadığı sürece sivil alanda önlem almak zordur. Bu nedenle Türkiye son dönemde kazandığı süreyi ve fırsatları iyi değerlendirmek, dağda teröristler ‘oyalanırken’ ovada üzerine düşeni yapmak zorundadır. Bu açıdan bakıldığında mevcut hükümetin çok şanslı olduğu söylenebilir. Bir an önce ekonomik paketin açılması, sosyal istismar alanlarının daraltılması, siyasi açılımların sağlanması ve yasal düzenlemeler yoluyla tüm bu alanlara katkı sağlanması mevcut yönetim için eskiye nazaran çok daha kolay. Bir yandan dağdakilerin aşağı, silahla veya yasal düzenlemeler ile, indirilmesi diğer yandan ise dağa çıkış nedenlerinin azaltılması gerekiyor. Eğer Türkiye tüm bu alanlarda, geçmişte olduğu gibi üzerine düşeni yapmaz ise, dağdaki başarılar boşa gidecektir. Başka bir deyişle Türkiye’nin bu noktadan sonraki ihtiyacı eş zamanlı ve çok boyutlu bir terörle mücadeledir. Adı geçen beş boyuttan (askeri, siyasal, sosyal, ekonomik ve yasal) hiçbiri tek başına kesin sonucu veremez, buna silahlı mücadele de dâhildir.

Son olarak son dönemde yaşanan bir diğer olumlu gelişme de terörle mücadelede sivil ortak aklın adım adım devreye girişidir. Başbakan Erdoğan’ın eve dönüş yasasına ek olarak alışılmışın dışında sınır ötesi operasyonu sahiplenişi Türk siyaseti için olumlu bir gelişmedir. İktidar partilerinden muhalefete ve toplumun tüm kesimlerine doğru bir uyanış göze çarpmaktadır. Türkiye terörle mücadelenin sadece teröristle kavga etmek olmadığını görmeye başlamaktadır. Bundan sonraki aşama Türkiye’nin zihniyet değişiminin gereklerini yerine getirip getiremeyeceğidir.



Bu haber 415 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,422 µs