Ortadoğu'da söz hakkımız olduğunu gösteren rapor! | " /> Ortadoğu'da söz hakkımız olduğunu gösteren rapor! | "/>

En Sıcak Konular

Ortadoğu'da söz hakkımız olduğunu gösteren rapor!

17 Aralık 2007 18:51 tsi
Ortadoğu'da söz hakkımız olduğunu gösteren rapor! Paris'te bugün Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin girişimiyle düzenlenen "Filistin için pamuk eller cebe" konferansında Türkiye önemli bir belge dağıtacak... Bu belgeyi ''vişne çürüğü rapor'' olarak adlandıran Erdal Şafak, bugünkü yazısında raporu

Erdal Şafak / Sabah

Vişne çürüğü rapor
Paris'te bugün Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin girişimiyle (Durun; hemen yüzünüzü buruşturmayın, bu kez hayırlı bir iş için uğraşıyor) düzenlenecek toplantıda Türkiye önemli bir belge dağıtacak.
Toplantı, Filistinliler'e "Yaşayabilir" veya "Ayakları üstünde durabilir" bir devlet kurabilmeleri için uluslararası topluluktan maddi destek sağlamalarını amaçlıyor. Daha açık ifade etmemiz gerekirse, "Filistin için pamuk eller cebe" konferansı (Kim bilir kaçıncı kez) yapılıyor.
Türkiye'nin bu toplantıda dağıtacağı belge ise, vişne çürüğü bir ciltle kaplanmış, 94 sayfalık bir rapor. Dört dilde hazırlandı: İngilizce, Almanca, Arapça ve Türkçe. Kapağında şöyle deniyor: "Kudüs'te Haremi Şerif civarında yapılan kazı çalışmalarına dair teknik heyet raporu".
İzninizle önce konferanstan söz edelim. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Babacan başkanlığındaki heyetin temsil edeceği ve en az 90 ülkenin katılması beklenen Filistin Bağışçıları Konferansı'nda, ABD'nin Annapolis kentinde 27 Kasım'da düğmesine basılan Filistinİsrail barış görüşmelerine paralel olarak, Mahmut Abbas yönetimine ekonomik ve finansal açıdan nefes almasını sağlayacak bir "Çek" verilmesi amaçlanıyor.
Batı dünyası Hamas'ın 25 Ocak 2006'daki seçim zaferinden önce, Filistin'e yılda aşağıyukarı 1.3 milyar dolar yardım ediyordu. Bu fonla hem kamu görevlilerinin maaşları ödeniyor, hem Filistin'in geleceği olarak görülen eğitim, sağlık, altyapı gibi alanlarda kaynak yaratılıyordu. Ayrıca İsrail de gümrük vergilerini (Yılda aşağı yukarı 200 milyon dolar; çünkü Filistin dış ticaretinin neredeyse yüzde 95'ini bu "Düşman Kardeş"iyle yapıyor) düzenli olarak aktarıyordu.

ABD'nin yüklü çeki
Ancak sandıktan Hamas'ın çıkmasından sonra musluklar kapatılıverdi. Hem Batı'dan, hem de İsrail'den. Sonuç: Filistinliler'in yüzde 80'i yoksulluk, yüzde 30'u da açlık sınırının altında yaşama mahkûm edildi.
Şimdi Filistinliler, Mahmut Abbas'ın elini güçlendirmek ve Filistin devletini kurabilmek için üç yılda 5.6 milyar dolarlık karşılıksız yardım talep ediyor. Toplanabilir mi? Sadece ABD, Dışişleri Bakanı Rice'ın cebine bir milyar doların üstünde çek sıkıştırdığına göre (Hamas krizi öncesi yılda 250 milyon dolar gönderiyordu), sanırız ciddi bir sorunla karşılaşılmayacak.
Türkiye'nin arkeolog, restoratör, jeoloji ve jeofizik mühendisi, sanat tarihçisi 8 uzmana hazırlattığı "Haremi Şerif civarında yapılan kazı çalışmalarına dair teknik heyet raporu"na gelince; öyküsü biraz karışık ve saçbaş yoldurucu. (Ortadoğu'da hangi sorun kolay ki?)

Furkan'ın beklediği yer
Haremi Şerif'e (Hazreti Muhammed gece yolculuğunda atı Furkan'la buraya inip buradan geri döndü) götüren Magripliler Kapısı'nın önündeki rampa (Aynı zamanda Ağlama Duvarı'nın batı kesimine açılıyor) 11 Şubat 2004'te 5.1 gücündeki depremden hasar gördü.
İsrailliler bu tahribatı gerekçe göstererek, Magripliler Kapısı rampasında istinat duvarları örmeye kalkınca İslam dünyasında kıyamet koptu. Ne var ki; Mısır, Ürdün (ve elbette Türkiye) dışında hiçbir Müslüman ülkenin İsrail'le ilişkisi yoktu. O nedenle uluslararası kuruluşlar sorunun yerinde incelenip değerlendirilmesi görevini Türkiye ve BM'ye bağlı UNESCO'ya verdiler.
UNESCO raporunu 12 Mart'ta açıkladı, Türkiye ise Haziran ayında tamamladı. Varılan sonuç: Hem UNESCO, hem de Türkiye, İsrail'i hafriyatı başta Kudüs Vakfı olmak üzere İslami kurumların denetiminde sürdürmeye çağırıyor. Zaten Türkiye'nin raporunu açıklamasından sonra İsrail çalışmaları durdurdu.
Ankara'nın raporunu önemsersiniz veya omuz silkip geçebilirsiniz; ama "Sembolik" olmaktan da öte bir anlamı ve önemi var: Türkiye "Bu coğrafyada benim de hem de öncelikli olarak söz hakkım var" diyor. Dahası muhatapları onun bu iddialı açılımını çoktan kabullendiler.

 



Bu haber 711 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,176 µs