A TAKIMI!

17 Aralık 2007 21:59 tsi
Türkiye uzun zamandır ‘bir şey’ yapıldığını görmek istiyordu. Gördü. Kabul etmek gerekiyor ki, Kandil’i vuran Ankara bu operasyonla teröristlere karşı psikolojik üstünlük elde etti ama daha önemlisi kendi kamuoyunu yeniden gururlandırdı.

Türk insanı ‘güçlü bir devleti’ olduğunu her an hissetmek istiyor. Yapısı bu. Gösterilen sınırsız fedakarlıkların ardında da bu var. ‘A Takımı’na düşen görev de, günlük siyasi dalgalanmalara yüz vermeden bu onuru her zaman hissettirmek.

Türk kamuoyunu, “tezkere gecikti, yetki nerede, ABD’den istihbarat, Kuzey Irak’taki ne dedi, günlük politik hengameler, sair” konular ilgilendirmiyor. Beklentisi, “canı yandığında” hesabını misliyle soracak bir devlet anlayışının uygulanması.

Bu yüzden kriz dönemlerinde ne hangi partinin iktidarda olduğuna bakıyor, ne de anlık çekişmelere kulak asıyor. Ülke yönetiminde söz sahibi “herkes”in aynı amaç ve hedef doğrultusunda “takım” olarak hareket etmesini bekliyor.

Tıpkı Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece yaşananlar gibi. Genelkurmay’ın özel harekat odasında, Cumhurbaşkanlığı Köşk’ünün küçük bir salonunda, Başbakanlık’ın arka koridorlarından birinde, o gece hiç uyumayan insanların, gözleri “kırmızı telefonda”, meraklı ve “aman bizim çocuklardan birinin bile burnu kanamadan bu iş başarı ile halledilsin” diyen yöneticilerinin, işte tam o anki “ortak” duygularını hissetmek istiyor.

Esasen “devlet”i devlet yapan da bu. Şimdi sadece “yukarıdakilerin” değil, aşağıdaki “istisnasız” her kesimin de “takıma” katılması gerekiyor. “Takım ruhu”, “sakin atın tekmesi pek olur” anlamına geliyor.

Türkiye üzerine binbir hesap yapanları, iyi düşünmeye davet ediyor. “Siz bakmayın içeride didiştiğimize”, dışarıya yalnızca “A Takımı” konuşur anlamına geliyor. Askeriyle, siyasetçisiyle, halkıyla! Bu yapıldığında “herkes” susuyor!

Bu haber 1,050 defa okundu.