Erdoğan'dan siyasetçilere ağır taş!

16 Aralık 2007 09:24 tsi
Partisinin İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen yemeğe katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, ''Türkiye'nin bütün sorunlarını yıllarca halının altına süpüren siyasetçiler ve ' halk birşey bilmez' diyenler bugünkü seviye

'Ülkeyi bu hale 'halk bilmez' getirdi'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'nin bütün sorunlarını yıllarca halının altına süpüren siyasetçiler, Türkiye'nin bugün geldiği seviyeden ne yazık ki mutlu olamıyorlar, bu sevince ortak olamıyorlar'' dedi.

Partisinin İzmir İl Başkanlığı tarafından Sarnıç'ta düzenlenen yemeğe katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, yıllarca ihmale uğrayan İzmir'e büyük önem verdiklerini söyledi. Erdoğan, İzmir'in, Türkiye'nin kalkınmasının, ilerlemesinin, dünyaya açılmasının lokomotifi durumundaki 3 büyük şehirden biri olduğunu söyledi. Son 5 yıldır Türkiye'de yaşanan gelişme ve iyileşmeleri akıl, insaf sahibi herkesin gördüğünü dile getiren Erdoğan, bunu görmeyen, bilmezden gelenler bulunduğuna da dikkati çekti.

Ekonominin 23 çeyrek boyunca sürekli büyüdüğünü, dünya konjonktüründeki dalgalanmalara karşılık hiç negatif bir tablo ortaya konulmadığını, ekonominin 5 yıl önce iflasın eşiğindeyken, bugün milli gelir itibariyle Türkiye'nin, 180 ülke arasında 17. sıraya yükselerek dünyanın en büyük ekonomileri arasına girdiğini kaydetti. Merkez Bankası rezervlerinin 5 yılda 3 katına ulaştığını, 26.5 milyar dolardan 72.5 milyar dolar seviyesine gelindiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, küresel sermayenin de 1 yılda, 20 milyar dolara çıktığını, bu yıl da 20 milyar doları aşan yabancı sermayenin ülkeye geldiğini söyledi.

79 yılda 36 milyar dolar ihracat gerçekleştirilirken, bu rakamın şu anda 100 milyar doların üzerine çıktığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''İnşallah, 106-107 milyar dolarla bu yılın ihracatını kapayacağız. Tabii burada bir kıyas yapmamız lazım. 79 senede 36 milyar dolar ihracat ama 5 yılda bunun üzerine koyduğumuz 68 milyar dolar ihracat. Çok anlamlıdır. Bu kıyasları yapmamız gerekiyor ki, o birileri var ya birileri, o zaman onların hafıza kayıplarına bunları işleyelim.

Tüm göstergeler dibe vurmuş, bütün ilişkileri durmuş, felaketin eşiğine gelmiş tablodan sadece 5 senede buralara geldik. Tabloların biri ak, biri kara. Fark o kadar büyük. Alınan mesafe o kadar büyük. Tabiatıyla başarı da o ölçüde büyük. Benim halkım 22 Temmuz'da durup dururken bize yüzde 47’yi vermedi ki. Bu, aslında ferasetin neticesi. Halkıma zaman zaman bazı siyasiler çıkıp 'Halk bilmez' diyor, karikatürize ediyor. Onlar bildiği için zaten ülkemizi bu hale getirmişler. Ama halkım teraziyi, vicdanı ve insafı gayet güzel yerli yerine oturttu ve bu emaneti kimin eline vereceğini gösterdi.''

-TÜRKİYE'NİN BAŞARISI-

Türkiye'nin gelecek mutlu günlerinin kendileri kadar halkı da heyecanlandırdığını, umut verdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Türkiye’nin 5 yıllık değişiminin uyandırdığı umut ve heyecan, doğudan batıya, kuzeyden güneye bu ülkenin her bir karış toprağında bütün canlılığıyla yaşanıyor. Bu heyecanı duymayanlar yok mu? Onlar da var. Ama neyse ki sayıları az. Giderek de azalıyor.

Yıllar yılı kendi menfaat düzenlerini, o imtiyazlı düzenlerini, bu ülkenin başarısızlıkları, istikrarsızlığı, krizleri üzerine kuranlar, şimdi sağır sultanın bile duyduğunu duymazdan gelmeyi tercih ediyor. Türkiye'nin bütün sorunlarını yıllarca halının altına süpüren siyasetçiler, Türkiye'nin bugün geldiği seviyeden ne yazık ki mutlu olamıyorlar, bu sevince ortak olamıyorlar. Türkiye'nin başarısına sevinirlerse, AK Parti'ye prim kazandıracaklarını düşünüyorlar. Gerçeği bal gibi görüyorlar. Ama itiraf edemiyor, söyleyemiyorlar.

Haklıya, hakkını teslim edemiyorlar. Ama değişim o kadar büyük ki, Türkiye o bugün sıkıntılı kayıp yılların o kadar uzağında ki, artık onların da bu millete söyleyeceği sözleri yavaş yavaş tükeniyor. Türkiye'nin yaşadığı bu tarihi değişim döneminde bir tek insanımız bile bu medeniyet koşusunun hızından, heyecanından, coşkusundan mahrum kalmasın. Gelin gerçeği kabul edin. Sizler de rahatlayın, ülke de rahatlasın. Gelin bunca yıllık tecrübelerimizi sistemi kilitlemek, tekere çomak sokmak, yapılana engel çıkarmak için değil, bu ülkenin yararı, meselelerin çözümü için harcayalım. Gelin bu milletin gönlünü kazanacak bir şeyler yapın.''

-BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ-

Bütçe görüşmelerine de değinen Başbakan Erdoğan, muhalefetin yalnızca gazete haberlerini ihbar kabul ettiğini, TBMM'de gazete haberlerini okuduklarını ifade etti. Muhalefetin hesaptan, kitaptan, akıldan, bilimden uzak şeyler söylediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Hiç mi hesap yapmıyorlar? Ne biçim hesap yapıyorlar, neler çıkarıyorlar neler. Her şey açık, net ortada. Aydınlığa yürüyen Türkiye'nin coşku ve heyecanını paylaşmaya biz her zaman hazırız.

Ama bunun doğrusu şudur. İnanın bugüne kadar 'Şurada yanlışınız var, şunu yaparsanız Türkiye kazanır, Türk milleti kazanır' demediler. Hem de hiçbir konuda. Ekonomi, ticari, siyasi, kültürel, terör, Kıbrıs, dış politika, iç politika, aklınıza ne geliyorsa, demediler. Sadece geldiler, gazete haberlerini koskoca TBMM çatısı altında bize okudular. Biz, zaten hep okuyoruz, onlara karnımız tok. Sen ciddi olarak ne duydun? Gazete haberlerini ihbar kabul ediyorlar. Milletimize yararı dokunacak en küçük bir girişimleri olsun, sonuna kadar destekleriz, onu uygularız.

Çünkü bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, milletçe bu üzümün bağını yemektir. Sıkıntıları büyütmeye niyetliysen, kusura bakma bizim milletin karnı tok. Hükümet olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana var olan muasır medeniyetler seviyesini aşmakta kararlıyız. Milletimizin hissiyatı da aynıyla bizimki gibidir. Biz, halka rağmen halkçılık yapmıyoruz. Biz, halkın bir parçası olarak, halkın hissiyatının, talep beklentilerinin tercümanı olmaya çalışıyoruz. AK Parti, halkın hükümetidir.

AK Parti'yi halk kurduğu için 16 ayda iktidara taşımıştır.'' Hükümet olarak ilerlemeyi sadece ekonomik olarak değil, insani bazda da ele aldıklarını, hukuku herkes için egemen kılmak, adaleti, insan haklarını yaygınlaştırmayı temel görevleri olarak kabul ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Son 5 yılda inanılmaz mesafe katettik. Biz istiyoruz ki, birey devletin emrinde değil, devlet bireyin emrinde olsun. Bu ülkenin kaynakları geçmişte olduğu gibi tarumar edilmesin. Doğan çocuklar borç yüküyle doğmasın'' diye konuştu.

-''DEFANS UYGULAYANLAR''-

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin borç yükü konusunda da muhalefetin halkı yanılttığını dile getirerek, şöyle devam etti: ''(Türkiye'nin borcu şu kadar) diyorlar. Ne kadar? 220 milyar dolar. Peki kardeşim, 2002 sonunda iktidara geldiğimizde Türkiye'nin Milli Geliri hangi orandaydı? Türkiye’nin borcunun milli gelire oranı hangi orandaydı? Yüzde 78,4. Yani Milli Gelirin yüzde 78.5'i borca gidiyordu. Peki şimdi ne oldu? Bu yüzde 40'ın altına düştü. Atalarımız ne demişler? Borç yiğidin kamçısıdır. Biz, iş başına geldiğimizde milli gelir 180 milyar dolardaydı.

79 senede 180 milyar dolar. Peki şimdi ne kadar, 489 milyar dolar. 5 senede dikkatinizi çekiyorum, 308 milyar dolar üzerine koymuşuz. Buna borç dayanır mı? Bunların oranlarına bakarsanız, dünyanın en batak ülkesi ABD. ABD'nin borcu 9 trilyon dolar. Arkasından Japonya, Almanya, İtalya geliyor. Türkiye şu anda Maastricht kriterlerini yakalamış durumda. Ama bunların, bundan haberi yok.''

Göreve geldiklerinde 400 dolar seviyesinde olan kişi başı gelirin bugün 6 bin dolara geldiğini, 2013 için koyulan 10 bin dolar hedefinin de çok daha önceden yakalanacağına dikkati çeken Erdoğan, ''Bu olduğunda ne olacak? Türkiye'yi, Türk milletini yakalayabilene aşk olsun. Bize bugün defans uygulayanların hepsi arkamızdan nal toplayacaktır.''

-''TÜRKİYE, AB İLE MASAYA FARKLI OTURACAK''-

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bu ilerlemeleri gerçekleştirdiğinde, AB ile de masaya farklı oturacağını belirtti. O gün geldiğinde Türkiye'nin Kopenhag ve Maastricht kriterleri yerine Ankara ve İstanbul kriterlerini ortaya koyacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Siyasi kriterlerde Ankara kriterleri, ekonomi kriterlerinde de İstanbul kriterleri var diyeceğiz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin gerçekleştirdiği büyük değişimin en zor kısımlarını aştığını ifade ederek, ''Bundan sonrası hem meyveleri toplama, hem de ulaşılmış hedefleri yenileriyle değiştirme zamanıdır'' diye sözlerine tamamladı.

haber7

Bu haber 245 defa okundu.