En Sıcak Konular

İnsan hakları: Dost mu düşman mı?

14 Aralık 2007 11:14 tsi
İnsan hakları: Dost mu düşman mı? İşte soru da bu! Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt hangi 'insan hakları' ihlallerinden bahsetti? Eğer bildik insan hakları ihlallerinden bahsettiyle mesele yok. Ama İnsan hakları 'konusunun' ihlalinden bahsettiyse, komutanı farklı yorumlayan kes

“PKK'nın ideolojik ve ekonomik desteği nasıl kesilir?” üst başlıklı sempozyumda Genelkurmay Başkanı şu sözleri dillendirince, aslında hayli uzun zamandır sadece güvenlikle ilgili çevrelerde değil, akademik ve entelektüel kesim de de yoğun tartışılan bir konu merkeze kaydı.

Bu konu “insan hakları” ve bununla bağlı “kuruluşlarla” ilgiliydi. Önce Orgeneral Büyükanıt’ın sözleri; “Biz terör mücadelesinde ' insan hakları', ' demokrasi', ' özgürlükler' ve ' barış' gibi bazı değerleri elimizden kaçırdık. Bunlar bize silah olarak geri döndü. Bu kavramlar elimizden çıktığı için şimdi bunlara karşı kendimizi savunmaya çalışıyoruz. İnsan haklarını dikkate almayan, barıştan nefret eden bir ülke gibi gösteriliyoruz. İşte biz bu psikolojik harekatı elimizden kaptırdık.”

İşte noktasından virgülüne bu sözler, “tam” olarak nasıl “anlaşılmalı” konusunda, “insan hakları faaliyetlerine” yönelik olarak tartışılan “nasıl anlaşılmalı” sorusuna paralel (!) biçimde yanlış anlaşıldı!

Şimdi “yanlış” anlamaları da aktaralım... Bugünkü (14.12.2007) Sabah Gazetesi’nde Emre Aköz’ün yazısı; “Devlet katında o değerlerin doğru dürüst bir yeri hiç olmadı. Savunmadığınız, kuşku duyduğunuz, en fazla ‘tahammül’ ettiğiniz bir şeyi nasıl kaybedersiniz? AB raporu, Org. Büyükanıt'ın saydığı, " demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve barış " gibi değerler açısından durumumuzu gayet güzel ortaya koyuyor….”

Aköz yazısının devamında insan hakları değerlerinin yeni eğilimler olduğunu, devletin içindeki “eski” ve “yeni” kutbun bu değerler üzerinden çekiştiğini belirtiyor ve başlıkta “Büyükanıt hangi kutupta” diye soruyor.

Milliyet’te Hasan Cemal da aynı minvalde bir yazı kaleme almış. 1980’den sonra medyada yer bulmuş Kürt sorununa yönelik insan hakları ihlallerini sıralıyor ve “bunlar olursa elbette insan hakları kaçar elinizden” yorumunu getiriyor. Cemal “Başka çaremiz yok Büyükanıt Paşa” cümlesini de hem başlığa hem de yazısının son cümlesine koyarak yorumunu bitiriyor.

“Daha fazla kan akmasın. Daha çok gözyaşı dökülmesin. Yeter bu kadar şehit cenazesi ve taziye çadırı. Artık silahı değil, siyaseti düşünmenin zamanıdır.”

Hangi insan hakları?

Tıpkı Orgeneral Büyükanıt’ın sözleri gibi bu ve diğer yazarların yorumları da yorumlanabilir. Peki Büyükanıt’ın sözleri gerçekten de bu yazarların ve benzerlerinin yorumladığı gibi miydi?

Bu sorunun yanıtı “hayır” ise, konuşmayı bu vektörde yorumlayan yazarların düşünce biçimleri üzerinde de durmak gerekebilir.

PKK ve örgütün hem iç hem de dış bağlantılarıyla on yıllardır uğraşan güvenlik mahfillerinin, bazı akademisyen ve aydınların “insan hakları” meselesine uzunca zamandır farklı bakışları mevcut.

Bu kesimler “insan hakları” konusunun ciddi biçimde istismar edildiğini, meselenin zamanla psikolojik bir savaşın önemli bir silahı haline dönüştüğüne inanıyorlar. Bu çizgide sayısız makale, kitap ve analiz mevcut.

İnsan hakları “konusunun” ihlal edildiğine inanıyorlar. Yine bu çevrelere göre insan hakları örgütleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, terör örgütüne ve bunu destekleyen çevrelere zihinsel ve siyasi lojistik sağlıyor.

Öyle ki, bu kuruluşların listelerini ve nasıl çalıştıklarını gösteren yüzlerce sayfalık kitaplar da piyasada. Keza bu konuda faaliyet gösteren bazı derneklerin ve kuruluşların, örgütle ve örgütün siyasi uzantılarıyla açık bağlarını gösteren bilgiler de mevcut.

Zaten bu kulvarda sivrilen bazı politikacıların geçmişlerinde de bu insan hakları kuruluşlarındaki çalışmalar bulunuyor. Özetle denebilir ki, “insan hakları” kamuflajı ile etkinlik yapan çok sayıda organizasyon (NGO) fiilen “insan hakları konusu”nu ihlal ediyor.

Üstelik bu kuruluşlar “istisnai” sayılacak kadar az da değil. Nicelik olarak hatrı sayılır oldukları gibi nitelik olarak da “bazı” Batı ülkelerinden açık maddi ve siyasi destek alıyorlar.

Öte yandan “insan hakları” konusunun ihlal edildiğinin söylenmesi, insan haklarının ihlal edilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Kimsenin bunu söylediği yok. Söylenen “insan hakları” üzerinden yürütülen baskının bir “psikolojik savaş” silahı olarak “bize geri dönmesi”!

İşte soru da bu! Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt hangi “insan hakları” ihlallerinden bahsetti? Eğer bildik insan hakları ihlallerinden bahsettiyle mesele yok. Ama İnsan hakları “konusunun” ihlalinden bahsettiyse, komutanı farklı yorumlayan kesimin hangi insan haklarını savunduğunu sormak gerekebilir?

www.iyibilgi.com Ankara



Bu haber 1,052 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,560 µs