Bahçeli frenledi: "İstifa et!" diyenleri araştıracağım!

13 Aralık 2007 18:14 tsi
PKK'nın Meclis'te olup olmadığını yargıdan çıkacak kararın belirleyeceğini söyleyen Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ı istifaya çağıran MHP'li milletvekilinin olup olmadığını araştıracağını ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başbakanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çelişkili ve gecikmeli ifadelerle konuşmak yerine bir araya gelerek açıklama yapmaları gerektiğini söyledi.

 Bahçeli, Büyükanıt'ın istifasını istemeye gerek olmadığını kaydetti. Bahçeli YÖK Başkanı atamasını da eleştirdi.

Devlet Bahçeli, her yıl düzenlediği sohbet toplantılarını bu yıl Ankara Swiss Otel'de gerçekleştirdi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın pişmanlık yasası ile ilgili açıklamalarını sorması üzerine, Başbakan'ı hükümet sorumluluğunu üstlendiği günden bu yana yakından takip ettiğini ifade etti. Başbakan'ın bir bütün halinde netleşmiş hiçbir düşüncesini ve planını milletle paylaşmamakta ısrar ettiğini ileri süren Bahçeli, “Görüşlerini ya bir sohbet sırasında ya da bir toplantı çıkışındaki soru üzerine belirtiyor. Bu bir yöntem olabilir ama bunu yapan siyasi kişi ülke yönetiminden birinci derece sorumluysa daha dikkatli konuşmalıdır” dedi.

-BAŞBAKAN'IN KAFASI KARIŞIK

Bölücü terörle ilgili olarak hükümetin nasıl bir mücadele programına sahip olduğunun anlaşılmadığını kaydeden Bahçeli, Başbakan'ın kafasını bu konuda karışık, yöntemlerinin de çapraşık olduğunu söyledi.

Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesini daha etkin hale getirme konusunun bugün bütün siyasileri ve basını aşırı meşgul eden bir konu olduğunu belirten Bahçeli, pişmanlık yasasının terörle mücadelede bir yöntem olabileceğini, 57. Hükümet döneminde de böyle bir yasa çıkarıldığını ve süresinin 6 ay için uzatıldığını kaydetti. Bahçeli, pişmanlık yasasının terör örgütünün çözülmesi için, örgütte ulaşılamayan bilgilere ulaşmak için, zaman zaman araç olarak kullanılabildiğine işaret ederek, elde edilen bilgilerle terörle mücadeleyi güçlü kılmanın düşünüldüğünü bildirdi. Pişmanlık yasasının belli alanlarda başarı sağladığını ancak bunun bütünü bağlayıcı bir çözüm getirmediğini ifade eden Bahçeli, hükümetin PKK'yı silahsızlandırmak mı istediğini ya da bu yasanın sadece istihbarat almaya yönelik mi olduğunu açıklaması gerektiğini belirtti. Başbakan'ın Portekiz seyahatindeki açıklamalarına değinen Bahçeli, Başbakan'ın iki adım attığını ve bir adım geri çekildiğini ve böylece kendi programını yavaş yavaş yerleştirdiğini öne sürdü. Bahçeli, “Bu iktidarın eli diğer iktidarlardan daha güçlü durumdadır. 341 milletvekili sayısal çoğunluğuna sahip şekilde iktidar olmuştur. Bunun yanı sıra 507 milletvekili terörün kökünün kazınması için bu hükümete destek vermiştir. Milletimiz de büyük bir destek vermektedir. Böyle bir ortamda ne bekleniyor” dedi.

-“BİRARAYA GELEREK AÇIKLAMA YAPMALIDIR”-

Devlet Bahçeli, Genelkurmay'dan gelen açıklamalarla Başbakan'ın yaptığı açıklamaların bazen birbiriyle örtüşmediğini belirterek, “Birbirleriyle çelişkili ve gecikmeli ifadelerle konuşmak yerine Genelkurnay Başkanı ve Başbakan bir defa da bir araya gelip görüş açıklamalıdır. TSK ve hükümetin nerede birleştiği ve nerede ayrıldığı anlaşılmalıdır” dedi. Bir gazetecinin “Hükümete güven sorunu mu yaşanıyor?” sorusu üzerine, “Hükümet de bizim hükümetimiz. Güvensizlik sözcüğüyle incitmek yerine bu anlaşmazlıkları kaldırmak gerekiyor” dedi.

-“YARGIDAN KARAR ÇIKARSA PKK MECLİSTE DEMEKTİR”-

Bir gazetecinin “Genelkurmay Başkanı'nın terörün legalleşmesiyle ilgili açıklamasını hatırlatması üzerine Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın tespitini yaptığını belirtti. Meclis'te bulunan bazı milletvekillerinin yargıda devam eden davalarının bulunduğunu belirterek, “Yargıda bir karar çıkarsa PKK Meclis'te demektir” dedi.

Bahçeli, Barzani'nin Kuzey Irak'taki yaklaşımının olumlu yönde değişip değişmediğinin sorulması üzerine, belirtilen değişimi hiç inandırıcı bulmadığını kaydetti.

Bazı milletvekillerinin Büyükanıt'ın istifasını istediklerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, böyle bir şeyi kimin yaptığını sordu. Bir gazetecinin Osman Durmuş ismini vermesi üzerine, “O zaman Osman Durmuş'a bir sorayım ama şunu söyleyebilirim ki böyle bir şeye ihtiyaç yok” dedi.

-PORTEKİZ BÜYÜKELÇİSİ'NİN DAVETİ

MHP'nin uzun zamandır anlaşılamama sıkıntısı yaşadığını kaydeden Bahçeli, MHP'nin sadece güvenlik konularında söylemleri olan bir parti olmadığını belirtti. Bir gazetecinin Portekiz Büyükelçisi'nin davetini kabul etmediğini anımsatması üzerine Bahçeli, “Portekiz Büyükelçisi'nin daveti doğru ama zamanlaması yanlıştır. Her davete gitme mecburiyetinde değiliz. Bizim de kendimize göre değerlendirmemiz vardır” dedi. Bu davetin reddedilişinin AB'ye karşı bir duruş olarak algılanıp algılanmayacağının sorulması üzerine Bahçeli, “Portekiz AB Dönem Başkanı olan bir ülke. Ama MHP terörün yandaşlarıyla görüşme yapıldıktan sonra davet edilecek bir parti değildir” diye konuştu.

-“YENİ YÖK BAŞKANI'NIN AÇIKLAMALARI DOĞRU OLMADI”-

Bir gazetecinin YÖK'e yapılan atamayı değerlendirmesini istemesi üzerine Bahçeli, yeni başkanın ayağının YÖK'e bile değmeden “her türlü yasağın kalkacağına” ilişkin açıklama yapmasının doğru olmadığını söyledi. Bahçeli, “YÖK Başkanının daha dikkatli hareket etmesinde yarar vardır. Bize göre 27 yılını tamamlamış olan YÖK artık gözden geçirilmeli ve sayıları 115'i bulan üniversitelerin görevlileri bir araya gelerek Yüksek Öğretim Şurası'nı toplamalıdır. Hangi yasaklar kaldırılacak ve bu yasaklar neydi? Konuşulmalıdır. YÖK Başkanı'nın da atanmanın heyecanıyla çok konuşmaması gerekir” dedi.

-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM SÜRECİNDE MHP'YE HAKSIZLIK EDİLDİ”-

Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde MHP'ye haksızlık edildiğini belirterek, bu sürecin toplumu gerdiğini ve yeni yeni tartışma alanlarını ortaya çıkardığını ifade etti. “Böyle bir ortamda Meclis'i tıkamanın kime ne faydası olacaktır” diyen Bahçeli, CHP'nin arkasına niçin takılmadıklarının sorgulanmaması gerektiğini kaydetti. MHP'nin halkın gözünde küçük düşürülmeye çalışıldığını dile getiren Bahçeli, partideki lise mezunu bir arkadaşını yanına çağırdığını ve bir metin göstererek bunu okumasını istediğini söyledi. Bahçeli, “Okuduktan sonra ne anladın diye sordum, 'Meclis toplantı yeter sayısı 184' dedi. Doğru anlamışsın çık dışarı dedim. Şimdi soruyorum 341'le değil de 370'le gelseydi çözümünüz ne olacaktı. Takip ettiğimiz yol doğrudur. Bu yolun başka şekilde anlaşılmasının da maksatlı buluyorum” diye konuştu.

Türkiye'de etnik bölücülüğün büyük bir tehdit olduğunu söyleyen Bahçeli, böyle bir durumda birinin çıkıp etnik kimliğini öne çıkararak, cumhurbaşkanlığı seçimine katılsaydı hangi anlayışla böyle bir uygulamanın önlenebileceğini sordu. Bahçeli, MHP'nin saklanmış tuzakları deşifre ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 3 aylık dönemini de değerlendiren Bahçeli, “Devlet Başkanı kral olan Abdullahlarla görüşüyor, birikmiş atamaları yapmakla uğraşıyor ve vakit buldukça Sayın Başbakan gibi yurtdışına çıkmayı tercih ediyor. Başka bir şey var mı?” dedi.

-MHP'NİN TÜRBAN KONUSUNDAKİ TAVRI NET-

MHP'nin türban yasağının kaldırılmasıyla ilgili net bir tavır ortaya koyduğunu söyleyen Bahçeli, türbanlı bir kişinin hastalandığı zaman doktora gittiğinde doktorun, “Sen türbanlısın bu nedenle seni muayene etmem” deme hakkına sahip olmadığını, adliyeye giden türbanlı bir kişiye hakimin “Ben senin davana bakmam” diyemeyeceğini söyledi. Bahçeli, üniversiteye gitmek isteyen bir türbanlıya da “Sen türbanlısın okula giremezsin” denilmemesi gerektiğini kaydetti. Toplumun kolektif ihtiyaçlarının karşılanmasının devletin asli görevi olduğunu vurgulayan Bahçeli, MHP'nin başörtüsü ve türban konusundaki bu kriterleri göze alarak, siyasi yönden yasak olmasına rıza göstermediğini söyledi. Bahçeli, türban konusunda kamusal hizmetlerden yararlanmadaki kısıtlamaların ortadan kaldırılabileceğini bu nedenle 10. maddenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Bahçeli, “Bu maddeyi gözden geçirirlerse 8 dev adam olurlar” derken, türbanın irticai tehdit unsuru olarak mı takıldığını yoksa, dini amaçlar için mi takıldığını tespit edecek devlet görevlilerinin de bulunduğunu kaydetti. Türban konusunun aşırı istismar edildiğini söyleyen Bahçeli, “Aşırı vitamin bazı siyasi partilere enjekte edilmektedir. Bu çirkin söylemler artık bırakılmalı yoksa iki kişiden biri bu partinin önünde toplanır ya seçim ya da oylarını geri ister” dedi.

Anayasa değişikliği konusunu da değerlendiren Bahçeli, bunun için bir anayasa değişiklik komisyonu oluşturulması gerektiğini belirtti. Bahçeli, mutabakata varılan konuların imza altına alınması gerektiğini söylerken yeni anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi olması gerektiğini bildirdi.

Bazı hakimlerin yargının siyasallaştığını ifade ettiklerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, “Yargıya karşı bir güvensizlik ortamı gelişirse bu yanlış olur. Üniversitelerin siyasallaştırılması yargının siyasallaştırılması kadar tehlikelidir. Özellikle Türkiye'nin 100. yıldönümüne denk gelen yeni nesli ateşe atmamak gerekir. Onlara güzel Türkçenin yanında en az iki dil öğretilmeli böyle bir nesli sokağa çekmek doğru değildir” diye konuştu.

Aktifhaber

Bu haber 505 defa okundu.