"BOR" projeleri! | " /> "BOR" projeleri! | "/>

En Sıcak Konular

Süper "BOR" projeleri!

12 Aralık 2007 20:51 tsi
Süper Stratejik madenlerden "Bor" üzerine araştırma yapan BOREN'in Başkanı Erk İnger; bor mucizesini, dalga enerjisini, insan vücudunda bulunan boru ve bor ile ilgili süper projelerini anlattı. İşte o röportaj...

Üç yıl önce kurulan BOREN, kısa sürede geliştirdiği projelerle 4 patent başvurusu yaptı. Eskişehir'den Erzurum'a, Diyarbakır'dan Van'a üniversitelere aktarılan ortak projelerle Bor türevleri, Bor kimyasalları, ülke çapında yeni ürünlerle çeşitleniyor.

Bor'un Manyetik İletken özelliği ile ilgili geliştirilen projeler arasında "dalga enerjisi" ucuz, temiz ve kesintisiz yeni enerji kaynağı. B-10 mucizesi ile Beyin Kanseri tedavisinde müthiş aşama kaydedildi.

Yakıt pili, kanserle mücadele, asfalt yerine 30 yılı aşan dayanıklılığıyla bor katkılı çimento karayolu pilot uygulaması, yanmayan tekstil, yanmayan ahşap, yanmayan kâğıt, mikro besleyicilerle tarımsal üretimde yüzde 15 - 40 arası üretim artışı, harp sanayiinde "hedefi buharlaştıran" roketler ve diğer bor mucizeleri...

İletişimde, haberleşmede bakır veya fiber kabloların yerine borlu "süper iletken" geliştiriliyor. Süper iletken pazarının 40 milyar dolara ulaşması bekleniyor...

Türkiye'nin yeraltı zenginlikleri ile ilgili klasik yaklaşımlar vardır. Dillerdeki "Servetin üstünde oturuyoruz" cümlesi bunlardan sadece birisi. Kimi zaman altın, kimi zaman toryum, kömür, petrol, krom için söylenir. Son zamanlarda bu cümleyi en çok Bor için duyuyoruz.

Dünyada bor rezervleri açısından ilk sırada yer alan Türkiye, topraktan çıkartıp sattığı bordan kazandığı paranın kat kat fazlasını, bordan üretilen, bor türevleri, bor kimyasalları, borun endüstriyel amaçlı kullanımı için geliştiren ürünleri ithal için ödüyor.

Kimya, deterjan, tıp, iletişim, enerji, tarımsal üretim, tekstil, ahşap sanayii, metal sanayii, çimento sanayii, kâğıt ve selüloz sanayii, silah sanayii, uzay ve havacılık vb. aklınıza kalan hemen tüm endüstri dallarında, alanlarında, sektörlerde bor ve bor katkılı, bor kimyasallı geliştirilmiş ürünler kullanılıyor.

Tabii doğal, hammadde halindeki bordan ziyade "katma değeri yüksek", bilimsel araştırma sonucu elde edilmiş, geliştirilmiş bu "türev" ürünler, kendilerini oluşturan ana hammaddenin kat kat üstünde değere - fiyata sahip.

4 PATENT BAŞVURUSU

İşte, Türkiye nihayet bu gerçeğin farkına vararak, Bor'a daha akılcı, bilimsel, projeci bir yaklaşım doğrultusunda üç yıl önce Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nü (BOREN) kurdu. Enstitünün Kurucu Başkanı ve ROKETSAN eski Genel Müdürü Erk İnger, küçük ama, tutkulu bir çekirdek kadroyla kısa sürede BOREN'i farklı bir yere taşıdı. Üç yılda geliştirilen ürünlerden 4'ü için Patent başvurusu yapıldı. Pek çok araştırma ve geliştirilmiş ürün sırada. Üniversitelerle, özel sektörle, TÜBİTAK, Atom Enerjisi Kurumu, Çimento Müstahsilleri Birliği ve daha bir çok kuruluşla yürütülen ortak projelerin mutlu sonuçları teker teker alınmaya başlandı.

KORHABER, Bor Mucizesi ve BOREN'in projeleri, çalışmaları konusunda sizleri de haberdar etmek için BOREN Başkanı Erk İNGER'i ziyaret etti, sorular yöneltti.

Aşağıda bu söyleşiyi ve Türkiye'nin geleceği, zenginliği, refahı açısından moralleri yükselten yanıtları okuyacaksınız.

- BOREN üç yıl önce kurulduğunda, neredeydi, bugün nerede? Kısaca üç yılın öyküsü?

- Üç yıl önce ilk kurulduğumuzda öncelikle kapsamlı bir literatür taraması yaptık. Dünyadaki çalışmaları, gelişmeleri takibe aldık. Türkiye'de sanayi, özel sektör, kamu sektörü, üniversiteler vb. kuruluşlarla temasa geçtik, projeleri, ilk anda ve kısa sürede hayata geçirilebilecek alanları tespit ettik. İlk aşamada Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsü içinde faaliyete başladık. Bugün Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü binasının 10'uncu katında yeni yerimizde faaliyetimizi sürdürüyoruz. 20 Kişilik bir kadromuz var.

Araştırma, proje bazlı çalışma konusundaki uzman arkadaşlarımızın sayısı 7 - 8 cıvarında. Diğerleri hizmet personeli. İhtiyaç olduğunda ilgili diğer kamu kuruluşlarından proje bazında görevlendirmeler oluyor. Zaten adı üzerinde burası bir araştırma kuruluşu, araştırma - geliştirme enstitüsü. Önemli olan diğer kuruluşlarla işbirliği, onları projelerin, çalışmaların içine katmak. Özellikle üniversitelerle yoğun araştırma - proje çalışmaları yürütüyoruz. Onlara projeler veriyoruz. Ortak laboratuvar çalışmaları yapıyoruz. Önemli sonuçlar da elde ediliyor.

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), özel sektör kuruluşları, Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB), Eti Maden, daha bir çok kuruluş ortak çalışmaların içinde. Biz gerektiğinde proje üretiyoruz, gerektiğinde bu projeler için üniversitelere, araştırmacılara, fon - finansman desteği sağlıyoruz. Gerektiğinde laboratuvar çalışmalarını yürütüyoruz. Araştırma ve fon bütçemiz ilk kurulduğumuz güne nazaran 4 - 5 kata yakın arttı.

- Öncelikle, ülkemizde ve dünyada bor konusundaki durumu şöyle bir tespit etsek?

- Dünyada bilinen bor madeni rezervlerinin yüzde 64 - 72'si ülkemizde. Dünya bor üretiminin üçte birinden fazlasını tek başına sağlıyoruz. ABD'nin üretimi bizden biraz fazla.Rusya, ABD, Şili, Çin, Arjantin gibi ülkeler de sıralamada var. Dünya bor tüketimine bakarsak yaklaşık 3 milyon (2 milyon 970 bin) ton.

Burada ABD - Kuzey Amerika yüzde 32 ile ilk sırada. Asya yüzde 29, Batı Avrupa yüzde 23, Türkiye'nin de için de yer aldığı Orta Doğu bölgesi en düşüklerden birisi yüzde 1. Doğu Avrupa yüzde 3, Afrika yüzde 0.5. Yani üretim ve rezerv açısından ilk sıralardayız ama kullanım ve işlenmiş bor türevlerini tüketme, sanayide diğer alanlarda kullanma açısından, çok gerilerde hatta sonlardayız. O nedenle de katma değeri yüksek ürünler ve bunların endüstriyel kullanımı noktasında yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Boru topraktan çıkartıp satmak yerine, böyle ürünlerle geliri artırmak, katlamak, çok büyük tutarlara ulaştırmak mümkün.

İNSAN VÜCUDUNDA DA BOR VAR

- Kamuoyuna yansıyan bilgilere bakıldığında, adeta hava - su gibi elzem ve değerli. Hayatın neredeyse "her alanında" var. "BORSUZ HAYAT DÜŞÜNÜLEMEZ" gibi bir şey söylenebilir mi?

- Bir yanıyla gerçekten öyle. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre, yetişkinler için günlük alınması gereken bor miktarı 13 mg. Kemik yapısının güçlendirilmesinden, beyin sağlığına vb. insan vücudu için elzem. Kuru erik, badem, fındık gibi ürünler yanında, tıbbi anlamda borlu vitaminler, mineral ve vitamin kompleksleri ile de bu ihtiyaç karşılanabilir. Kemik erimesi (osteoporoz), eklem iltihabı, migren, bazı sinir hastalıkları, halsizlik vb. alanlarda bor tıbbın hizmetinde kullanılıyor.

Son zamanlarda ise kanser tedavisinde, özellikle beyin tümörleri, beyin kanseri tedavisinde "Nötron tutucu" olarak bor tıpta yaygın biçimde kullanılıyor. Yapılan araştırmalar prostat kanserine karşı da borun etkili olduğunu gösteriyor. Kemik hastalıkları nedeniyle dünyada yılda milyonlarca kırık, kemik çatlağı, omurga kırılmaları vb. milyarlarca dolarlık tedavi gerektiren hastalıklara karşı borla tedavi, kemikler güçlendirme ciddi ekonomik katkı sağlamakta.

KOZMETİKTEN SİLAH SANAYİİNE

- Aslında farkında olmadan günlük hayatımızın her alanında borla haşır neşiriz. Öyle diyebilir miyiz?

- Az önce kritik tıbbi alanları söyledim. Ama ilaç sanayiinde, göz damlaları, lens solüsyonları, mantar oluşumunu önleyici kremler, kozmetik sanayiinde (ruj, rimel, fondöten, şampuan, saç bakım ürünleri, vücut bakım ürünleri, kremler vb.), deterjan sanayiinde ev temizliği, bulaşık ve çamaşır temizliği, endüstriyel alanda bakterilerden arındırma, ağartma işlemlerinde yaygın bir şekilde bor türevleri ve kimyasalları kullanılıyor.

BİNALARI DEPREME KARŞI GÜÇLENDİRİYOR

- O zaman Boren, geride bıraktığımız üç yılda bu sıraladığınız alanlarda endüstriyel üretim aşamasına gelebilecek, ya da gelmiş hangi projelere imza attı. Gerçekten Türkiye bu alanda yeni bir sanayinin altyapısını oluşturup, "bor zenginliği" hedefine varabilecek mi?

- Tabii hemen söyleyeyim, çeşitli üniversiteler ve sanayi kuruluşlarıyla çok ciddi çalışmalar yürüttük. Bazıları tamamlandı, bazıları sürüyor, bazıları tamamlanma aşamasında. Çimentocularla Bor Katkılı çimento üretiminde endüstriyel - ticari üretim aşamasına gelindi ve başladı. Bor katkılı ve asfalta göre 30 yılı aşkın süreyle daha dayanıklı bir çimento - beton. Denizli Çimento üretime geçti.

Ordu'da ilk pilot uygulama için bir bölüm karayolunu bor katkılı çimento ile yaptık. Bizim bulunduğumuz EİEİ bahçesinde de bir pilot uygulama yaptık. Aynı zamanda binalarda depreme karşı da çok dayanıklı bu ürüne, İran ve Çin'den büyük talep var. Çimento üretiminde Avrupa'nın en büyüğüyüz biliyorsunuz. Bu üründe de öyle olacağız. Seramik sanayiin de bor katkılı ve daha dayanıklı seramik üretimi gerçekleştirildi.

YANMAZ BOYADAN, TAVUK YEMİNE

Tarımdaki mikro besleyicilerle ilgili çalışmalarımızda çeşitli üniversitelerle (Dicle, Konya Selçuk, Van, Çukurova, ÖDTÜ vb.) başarılı sonuçlar elde ettik. Buğday, yonca ve diğer tarımsal ürünlerde yüzde 15 - 40 arası değişen oranlarda üretim artışı sonuçları ortaya çıktı. Bu ise parasal olarak milyar dolarlık artışlar, ürün gelirlerinin katlanarak artması demek.

Gazi Üniversitesi ile "Yanmaz Boya" çalışmaları endüstriyel üretim aşamasına geldi. Tavukçuluk Enstitüsü "Bor katkılı yem" konusundaki çalışmalarda çok başarılı sonuçlar alındı. Hem yumurta kalitesi ve kolesterol düşüklüğü açısından, hem tavuğun daha kısa sürede büyümesi açısından. Bu da endüstriyel kullanım aşamasında.

Borlu çelik konusunda Asil Çelik'le çalışmalar başarılı. Bor nitrür kaplama ve çinko borat konusunda ODTÜ ile başarılı çalışmalara imza attık. İzolasyon malzemesi, yanmaz kâğıt, ahşap emprenyesi ve dayanıklılığın artırılması, ahşapın yanma süresinin iki - üç kat uzatılması (dolayısıyla yangınlarda kurtulma ve kurtarma kolaylığı), motor yağlarında, plastik katkılı ahşap kompozitleri vb. pek çok üründe sınai - endüstriyel üretim aşamasına gelindi veya bazı ürünlerde geçildi.

DALGA ENERJİSİ İLK SIRADA

- Peki, yakında piyasaya girebilecek, ya da orta - uzun vadede devreye girip ekonomik katkı yaratacak başka yeni projeler var mı?

- Pilot üretim ve pazar araştırma aşamasında olan projelerimiz de var. Bunların başında "dalga enerjisi" geliyor. Deniz üzerinde dalga etkisiyle bor katkılı mıknatıs sürtünmesinden elektrik enerjisi üretimi ve depolanması. Ucuz, temiz, kesintisiz doğa ve çevre dostu enerji elde edilmesi.

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi ile mıknatıs ve süperiletken yapımı projemiz çok önemli bir aşamada dünyada bor türevli süper iletkenler artık yaygın biçimde bakır iletim kablolarının yerini alıyor ve çok daha hafif, çok daha düşük maliyetli. Hali hazırda 5 milyar dolarlık süperiletken pazarı 2020'de 38 - 40 milyar dolar düzeyine ulaşacak.

İnönü Üniversitesi ile manyetik alan ölçüm sensörleri projemiz, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Trimetil borat üretimi, ODTÜ ile Titanyum Diborür üretimi gibi projelerimiz var. Bunlar endüstriyel üretim aşamasına gelmek üzere ve bor türevleri, bor kimyasallarından elde edilen gelir açısından ciddi katma değer yaratacak. Meselâ tıpta kullanılan MR cihazları 2 ton ağırlığında ve temel malzemesi mıknatıs. Mıknatısta çekme - toplama özelliğini sağlayan demir içindeki bor türevi. Dolayısıyla bu alanda çok ciddi parasal tasarruf ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak araştırmalarımız, projelerimiz var. Dünyada da öyle.

BORKARBÜR NÜKLEER TEKNOLOJİDE

- Geleceğe dönük olarak da anladığımız kadarıyla, bor üzerinden oldukça ciddi projeler var. Bunlar ne zaman devreye girebilir?

- Bor teknolojileri üzerine tüm dünyada ciddi çalışmalar var. Tabii bizde de. Az önce verdiğim MR örneğinde iki tonluk bir MR cihazı için ödenen tutar örneğin 600 bin dolar ise, bunun ana maddesini oluşturan 2 tonluk mıknatısın ederi 60 bin dolar dolayında. Aradaki fark "bilgi, akıl" farkı ve bunu ödemek zorundasınız. Onun için Türkiye bilgi üretmek, bilim üretmek zorunda. Sadece bor için değil her alanda bu böyle.

Ödenen faturaların önemli bölümü akıl - bilgi - know how bedeli. Biz de kendi yürüttüğümüz projeler yanında, yoğun biçimde üniversiteleri, özel sektör kuruluşlarını devreye sokmaya, akıl üretmeye çabalıyoruz. Meselâ borkarbür nükleer teknolojide, roket sanayiinde, zırhlamada, radyasyona karşı korunmada vb. pek çok alanda kullanılıyor. Bornitrür, mikro dalgada, fırınlarda, motor yağı yapımında, düşük sürtünmeli yataklarda kullanılıyor.

Nükleer enerji santrallarında borlu alüminyum, zenginleştirilmiş borkarbür, Ferrobor, Sodyum perborat vb. bor türevleri kullanılıyor. Dünya enerji ihtiyacının yüzde 16'sı nükleer reaktörlerle sağlanıyor. Borun tutucu - mıknatıs özelliği b - 10 izotopunun bu özelliği, beyin kanseri tedavisinde başarılı sonuçlar veriyor. Üstelik kemoterapi - radyo terapi gibi tedavi yöntemlerinin diğer sağlıklı hücreleri de yok etme özelliğine karşın, bu B - 10 tedavisinde sadece kanserli hücre tutuluyor, yok ediliyor.

Borun mıknatıs ve manyetik alan özelliği nedeniyle roket - füze sanayiin de itki yakıtı kullanılmayacağı için aracın ağırlığı 10 misli azalıyor. Dolayısıyla araçta daha fazla roket bulundurulabiliyor. Etkinlik artıyor. E - Bombası dediğimiz ürünle süperiletkenli sistem kullanılarak, düşmanın komuta, kontrol, haberleşme ve enformasyonla ilgili elektronik donanımlarını yok etmek mümkün.

Manyetik alan özelliği nedeniyle hızlı tren, süper iletken özelliğiyle yeraltı iletim kabloları, süper iletken kabloları özelliğiyle enerjinin depolanması, kesintisiz ve elektrik gücünün istikrarlı dağıtımı sağlanmıştır. Manyetik alan özelliği nedeniyle kalp ve beyin dalgalarının tespiti, dizlik ve boyunluklarda kullanımıyla da fizik tedavi açısından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca ultra hızlı iletişim alanında yapılan çalışmalarda 40 gigabite kadar bilgi aktarımı söz konusu olacaktır. Ultra hızlı bilgisayar yapımında da borun mıknatıs ve manyetik alan özelliği sayesinde saniyede 32 Peta bits hıza ulaşılmış ve çalışmalar devam etmektedir.

PETROLDEN 4 KAT DAHA FAZLA ENERJİ

- Borun otomotiv endüstrisinde akaryakıt yerine kullanımını öngören hidrojen yakıt pili uygulamasından bahsediliyordu ve deneme üretimi yapılmıştı. Ayrıca gelecekte borun petrolün yerini alacak bir enerji kaynağı olduğu açıklamaları vardı. Türkiye bu zenginlikten faydalanabilecek mi?

- Yakıt pili konusunda önemli bir aşamayı geçtik. TÜBİTAK MAM laboratuvarlarında yapıldı. Aslında borun çok güçlü bir enerji kaynağı olduğu kesin. B 11 izotopunun hidrojenle reaksiyonunda çok büyük ve kesintisiz bir enerji ortaya çıkıyor.

Kesintisiz, radyoaktif unsur içermeyen, temiz, depolanabilir ve çevre dostu bir enerji. Ancak bunun endüstriyel - ekonomik anlamda kullanılabilir hale gelmesi sanırım 20 - 30 yıllık bir teknolojik çalışmayı gerektiriyor. Şu anki bulgular onu gösteriyor. Enerjinin depolanması ve sürekliliği için çalışmalar yapılıyor. Bu süre daha kısa olabilir mi? Olabilir tabii ki. Ancak şu anda uranyumdan da aynı enerjiyi elde ediyoruz. Üstelik uranyumdan enerji elde etmenin teknolojisi yıllardır bulunmuş ve kullanılıyor.

Nükleer santrallarda bu yöntem kullanılıyor. Ama gelecekte bahsettiğim B 11 izotopundan elde edilen enerji, teknolojisi geliştirilip ekonomik anlamda kullanıma girdiğinde uranyumun, nükleer enerjinin yerini alabilir. Daha risksiz, daha güçlü daha çevreci bir enerji kaynağı olarak. Bu şansımız var ve bu açıdan çok zenginiz.

Borun yarattığı enerji kaynağı açısından kıyaslama yapacak olursak, çarpıcı bir örnek olması açısından, bor yanınca, aynı hacimdeki petrolün dört katı daha fazla enerji yaratıyor.

Ayrıca bor türevleri ve kimyasalları açısından, daha önce bahsettiğim ürünler, üzerinde çalıştığımız projeler, devreye sokacağımız yeni projelerle bu alandaki ülke ekonomisine katkının çok artacağı açık. Meselâ Avrupa bizim ihraç ettiğimiz kadar boru, ithal ediyor. 200 Milyar euroluk rafine bor ürünü alıyor. 89 Milyar euroluk bor kimyasalı üretiyor. Yani borun maden olarak, hammadde olarak değerini 450 misli artıran, katma değeri yüzlerce kat yükselmiş kimyasallar üretiyorlar. Bizim de yaptığımız bu çalışmalarla yakın gelecekte ihraç ettiğimiz, ürettiğimiz bor türevleri ve kimyasallarını çeşitlendirerek değerini en azından ilk aşamada 120 misline çıkartabilecek çalışmalar yürütüyoruz. Bunun semerelerini yakında göreceğimize inanıyoruz.

Bor aslında teknolojiyi tetikleyen bir ürün. Nobel bilim ödüllerinde iki - üç kez borla ilgili çalışmalar ödül kazandı. Bu bile bir gösterge. Bor her şeyin içinde var. Ama cüzi miktarlarda. Mıknatısın içinde yüzde 1 ama, mıknatıs özelliğini veren o. Dolayısıyla katma değeri, teknolojisi yüksek, akıl değeri yüksek ürünler üretmek bu açıdan zorunlu. Ülke ekonomisi ve kazanç açısından.

korhaber.com
 

 


 



Bu haber 4,099 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,830 µs