En Sıcak Konular

Türkiye’de azınlıklar tehdit altında!

12 Aralık 2007 16:12 tsi
Türkiye’de azınlıklar tehdit altında! Uluslararası Azınlık Hakları Grubu “Bir eşitlik arayışı: Türkiye’de azınlıklar” adlı bir rapor yayımladı. Raporda, etnik, dilsel ve dinsel azınlıkların Türkiye tarafından halen tanınmamakta olduğu ve bu azınlıkların ayrımcılıkla karşı ka

Uluslararası Azınlık Hakları Grubu'nun “Bir eşitlik arayışı: Türkiye’de azınlıklar” adlı raporunu yayımladı. Raporda, etnik, dilsel ve dinsel azınlıkların Türkiye tarafından halen tanınmamakta olduğunu, bu azınlıkların ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını ve son zamanlarda gittikçe yükselen ve şiddet içeren milliyetçilik dalgasının neticesinde büyüyen bir tehdit altında yaşadığını dile getiriyor. Raporda, AB üyeliğine katılım sürecinin Türkiye’yi azınlık hakları konusunda önemli adımlar atmaya zorlamasına karşın, daha yapılacak çok şey olduğu belirtiliyor.


Azınlık Hakları Grubu (Minority Rights Group) Politika ve İletişim Direktörü Ishabel Matheson’a göre, “Türkiye, asırlar boyunca iç içe geçmiş dillerin, dinlerin, kültürlerin ve geleneklerin aynı sınırlar içerisinde varlığını sürdürdüğü bir ülke,fakat azınlıkların korunması alanında uluslararası standartların halen çok gerisinde bulunuyor.” Matheson ayrıca, “Sahip olduğu çok kültürlü miras Türkiye’nin en büyük zenginliklerinden birini oluşturuyor. Ancak bu olumlu özellik en yüksek seviyede kucaklanmıyor. Bilakis, azınlıklardan ve azınlık haklarından bahsedilmesi toplumun belli kesimlerinde milliyetçi tepkileri tetikliyor. Hızlı yasal reformlar gerçekleştirilmesini tavsiye ediyoruz; burası muhakkak. Ancak Türkiye’deki azınlıklar açısından gerçek bir değişim yaratmak için hem devletin hem de toplumun azınlıklara yönelik hâkim zihniyetinde köklü bir dönüşüm şart.” görüşünü dile getiriyor. Azınlıkların uğradığı şiddetin giderek ağırlaştığı belirtilen raporda örnek olarak 19 Ocak 2007’de Ermeni gazeteci ve insan hakları savunucusu Hrant Dink’in İstanbul’da vurularak öldürülmesi veriliyor.

Türkiye’de azınlıklara yönelik tek koruma 1923 tarihli Lozan Antlaşması ile getirilmiş, ancak uygulamada bu korumanın kapsamı Ermeniler, Museviler ve Rum (Ortodoks) Hıristiyanlarla sınırlı. Rapora göre, Lozan Antlaşması dışında bırakılan azınlıkların okullarda ve medyada kendi dillerini kullanma hakları büyük ölçüde sınırlanıyor. Dini hakları da kısıtlanıyor. Raporda, Azınlıkların ülkedeki yükselen milliyetçilik dalgasının giderek daha sık kurbanı haline geldiği vurgulanıyor. Raporda, AB katılım sürecinin ve 2008’de meclise sunulacak yeni anayasanın Türkiye’ye, azınlıkların korunması amacıyla hukuki değişiklikler yapma yönünde pek çok fırsat sunduğu belirtiliyor.

Raporda Türkiye hükümetine yönelik tavsiyeler arasında yer alan bazı maddeler şöyle:

* Eylül 2007’de yeni AKP hükümeti tarafından başlatılan yeni bir anayasa hazırlama süreci şeffaf,katılımcı ve demokratik olmalıdır. Hükümet azınlıkların ve temsilcilerinin bu sürece dahil olmasını sağlamalı ve anayasa taslağını incelerken onların sorun ve taleplerini de dikkate almalıdır.

* Türkiye derhal, çağdaş uluslararası standartları yakalamak için Lozan Antlaşması’nın ötesine geçen kapsamlı bir azınlık politikası geliştirmeli ve benimsemelidir.

* Azınlık dillerini kullanan medya organlarına Türkçeyi kullananlardan daha olumsuz bir muamele yapılmamalıdır.

Yeni çıkacak yasalarla ilgili görüşlerini aldığımız yazar Markar Esayan, "azınlıklarla ilgili yasaların AB'ye giriş çerçevesinde değiştirilmesinin olumlu bir yanı olsa da esasında değiştirilmek istenen yasa, 1936 beyannamesine dayanıyor ve bununda yargıtay üzerinden alınan bir karar olduğunu hatırlamak gerekir" dedi. Buradaki hukuka aykırı durumun farkına varılması gerektiğini belirten Esayan, AKP hükümeti'nin nispeten olumlu tavrının; CHP'nin olumsuz çıkışlarıyla etkisini yitirdiğini belirtti. "Aslında bu bakımdan yeni gelecek yasa çok daha fazla hak ihlalilini barındırıyor " diyen Esayan, azınlıkların bu yasayla yeni vakıf kurmalarının imkansızlaştırıldığını da belirtti. El konulan malların iadesini de imkansız hale getiren yasa, yeni kanunla daha olumlu bir havaya bürünse de; Türk Medeni Kanunu'nun çıkarılan yasaya işlerlik kazandırmayacak bir yapısı olduğunu söyleyen Esayan, oturmuş kalıpların köklü zihniyetlere sahip olduğunu ve onların yarattığı olumsuzlukları kırmanın zor olduğunu da ayrıca ifade etti.

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 380 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,957 µs