Başörtülüler üniversiteye girerse ne olur?

11 Aralık 2007 19:11 tsi
Gül'ün Özcan'ı atamasıyla, başörtülü öğrencilerin üniversiteye girmesi tartışmaları yine başladı. iyibilgi, uzmanlara 'Başörtülüler üniversiteye girse ne olur?' diye sordu... iyibilgi özel

iyibilgi, aklına geleni sormaya, bilmediğini danışmaya devam ediyor. Baş örtülü öğrencilerin üniversiteye girmesinin ne gibi bir tabloya neden olacağını sorduğumuz Etyen Mahcupyan ve Dr Refia Kızılhan bakın ne cevaplar verdi...

iyibilgi: Cumhurbaşkanı’nın yeni YÖK Başkanı koltuğuna Yusuf Ziya Özcan’ı atamasının ardından türbanlı öğrencilerin üniversiteye girme tartışması tekrar başladı. Peki gerçekten bu bir sorun mu? Uzun ve orta vadede, başörtülü öğrencilerin üniversiteye girmesi toplumsal bir vakayı doğurur mu? Bu ‘giriş izni’ başörtüsü takan öğrenci sayısını arttırır mı?

Gazeteci yazar Etyen Mahcupyan: Bugüne kadar üniversiteye girmek isteyip, girememiş bir grup başörtülü genç kızın görüntüsü yasağın kalkmasıyla türbanın artmış görünmesine sebep olacaktır. Bu sebeple ilk birkaç sene sayı artmış gözükecektir.

Sonrasında bu sayısal durum sosyolojik değişimlere göre şekillenecektir. Başörtüsü konusunda sosyolojik alnı kaçırdığınızda, durumu sadece dinle değerlendirmeniz gerekir. Laiklerin hata yaptığı nokta da tam burada başlıyor.

İki başörtülüye  “Dindar mısınız?” diye sorduğunuzda ikisi size farklı cevaplar verebiliyor. Yani aslında başörtüsü dini bir değerlendirme aracı değil.

Gelecekte, başörtüsünden farklı olarak “türban” gibi farklı bir isimlerle farklı modlar oluşacaktır. Yeni modalar, yani akımlar  ortaya çıkacaktır. Ama türban serbestisi sosyal açıdan büyük bir değişiklik getirmez.

iyibilgi: Cumhurbaşkanı’nın yeni YÖK Başkanı koltuğuna Yusuf Ziya Özcan’ı atamasının ardından türbanlı öğrencilerin üniversiteye girme tartışması tekrar başladı. Peki gerçekten bu bir sorun mu? Uzun ve orta vadede, başörtülü öğrencilerin üniversiteye girmesi toplumsal bir vakayı doğurur mu? Bu ‘giriş izni’ başörtüsü takan öğrenci sayısını arttırır mı?

AKDER Başkanı Dr Refia Kızılhan: Türkiye’de başı örtülü olan kadınların öğrenci ya da ziyaretçi olarak üniversitelere ait mekânlara alınmamasının  sorun ve tartışma oluşturduğu bir gerçek.

Arkadaşı ile aynı soruları cevaplandırıp, aynı puanı alan bir genç kız, sadece başı örtülü olduğu için eğitim hakkından yoksun bırakıldığında ya da bir öğrencinin annesi dört sene maddi manevi fedakarlıklarla okuttuğu çocuğunun mezuniyet törenini görmekten bile mahrum bırakıldığında böyle bir sorunun varlığının inkar edilemeyeceği de ortada.

Bizzat kamu kurumları eliyle ayrımcılık gerçekleştirildiği için sorun oluşmakta ve her gün yeni bir olay olduğu için de bu gerginlik hiç sona ermemektedir.

Mevcut olan bu sorun ortadan kalkması Türkiye’nin gerçek bir laik hukuk devleti olup kişilerinin kıyafetlerine göre farklı muamele gerçekleştirmemesine bağlı.

Nasıl yasal mevzuatta hiç bir değişiklik yapılmadan sadece uygulamayı değiştirerek yorumlarla başlatılan bu yasağın aslen var olmadığı, öğrencilerinin kıyafetlerine göre ayrımcılığa uğramadığı 1998 yılından önce toplumsal bir sorun ortaya çıkmamışsa bu keyfi yasak ortadan kalktığında da herhangi bir sorun yaşanmayacaktır.

Sadece bir dönem gazetelere yansıyan “halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremiyor” söyleminin alt yansıması olarak ve bazı temel hakların sadece kendilerine ve benzerlerine ait olduğunu, başkalarının kullanamayacaklarına inanan kişilerin göz zevkinin bozulma ihtimalinden bahsedilebilir, ki bu da bir dönem sonra alışılacak bir durumdur.  

Şu an sadece keyfi yorumlarla mahrum bırakılan bir hak söz konusu olduğundan, üniversitelere bir ‘giriş izni’nden bahsedilemeyeceği gibi, bu durumun okullardaki öğrencilerin artmasa ya da azalmasına vesile olacağını kestirmek mümkün değil.

Sadece şu an yasak ve ayrıştırma politikası neticesi oluşturulan türbanlılar söyleminin sürekli tekrarlanması, bu gün nasıl çok lüks bir alışveriş merkezinde dikkatleri onların üzerine çekmesine ve sanki sayıların artığının düşünülmesine  neden oluyorsa ilk dönem için üniversitelerdeki eğitim gören öğrenciler üzerine belki bir dikkat yoğunlaşması olacaktır.

Ancak herkesin ayrımcılığa uğramadan herkesle eşit olarak haklarını kullanabileceği, kimsenin kıyafetine bakılarak hakkında yorumlar yapılamayacağı gerçeği kabul edildiğinde bu suni sıkıntı da sona erecektir.

 www.iyibilgi.com özel

Bu haber 2,141 defa okundu.