Erivan'da bir Fenerbahçeli

11 Aralık 2007 13:55 tsi
2010 Dünya Kupası kuralarında Türkiye ile Ermenistan aynı gruba düştü. Aralarında diplomatik ilişki bulunmayan iki ülkenin milli futbol takımları karşı karşıya gelebilecek mi? Sefa Kaplan Ermeni gazeteci ve yazarlara sordu.

Sefa Kaplan / Hürriyet

Herkesin aklına ilk gelen, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası kuralarında Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanan sorunlar. Aynı grupta yer alan Azerbaycan, Ermenistan Milli Takımı’nı, Ermenistan da UEFA’nın tarafsız saha önerisi reddediyor. Bunun üzerine UEFA iki ülkenin maçlarını iptal ediyor. Peki Türkiye ile böyle bir sorun yaşanır mı? Ermenistan’da buna ihtimal veren hiç kimse yok. Tersine, maçların iki ülke ilişkilerini düzelteceğine inanıyorlar. Ermenistan Yazarlar Birliği Başkanı Levon Ananyan’ın dediği gibi, zihinlerdeki yanlış fotoğrafı değiştirmek için iyi bir fırsat bu.

HRANT Dink’in öldürüldüğü günden bu yana Agos Gazetesi’ne gidememiş, Hrant’ın öldürüldüğü caddeden geçememiş birisi olarak, Armavia Havayolları’na ait uçakta Hrant’a bu kadar çok benzeyen ağabeyi Khostov Dink’le yan yana oturmak, kaderin garip bir cilvesi işte.

Kaderin bir başka garip cilvesi ise yıllardır aralarında diplomatik ilişki bulunmayan iki ülkenin 2010 Dünya Kupası elemelerinde aynı gruba düşmesi. Ermenistan Yazarlar Birliği Başkanı Levon Ananyan’ın da belirttiği gibi, "Apartmandaki veya mahalledeki komşunuzdan memnun değilseniz, o apartmandan, o mahalleden taşınırsınız ve sorun çözülür. Oysa, Türkiye ve Ermenistan için böyle bir şey mümkün değil. Bu iki ülke, hem tarihi açıdan, hem coğrafi açıdan hep komşu olacak ve birlikte yaşayacak."

Yani? Yani eksik olan şey "yurttaşlık bilgisi." "Onun için" diyor Levon Ananyan, "Bu maçlar iki halkın birbirini daha iyi tanıması için bulunmaz bir fırsat."

Bu sadece Ananyan’ın fikri de değil. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vladimir Karapetyan da benzer şeyler söylüyor: "Bu maçlar, iki ülke arasındaki diyaloğu güçlendirirse işe yaramış demektir." Karapetyan, iki sene önce Kars’a gitmek için çektiği çileleri de anlatıyor durumdaki tuhaflığı ortaya koymak için. Erivan’a taş çatlasa iki saat uzaklıktaki Kars’a tam 15 saatte ulaşabilmiş çünkü. Sebebi de sınırın kapalı olması. Kapalı sınır, iki ülke insanlarının arasındaki en büyük engel. Yine de iyimser Karapetyan: "Biz Dışişleri Bakanlığı olarak Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri maçlara davet edeceğiz. Onlar da bizi davet ederlerse seve seve geliriz. Çünkü bu önemli bir fırsat."

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Türk Milli Takımı’nın iyi bir ekip olduğunu kabul etmekle birlikte, en azından Erivan’daki maçı kazanacaklarından da emin.

ERİVAN’DA BİR FENERBAHÇELİ

Roberto Carlos Fenerbahçe’de olduğu için kendisini "Fenerbahçe sempatizanı" olarak tanımlayan Armen Nikoğosyan, 90 Dakika isimli haftalık bir futbol gazetesinin hem yayın yönetmeni, hem de yazarı. 70’lerden bu yana Türk futbolunu takip ettiğini ve yıllar içinde nasıl geliştiğini somut olarak gördüğünü ifade ediyor. Üstelik futbol, Ermenistan’da da en az Türkiye’deki kadar popüler. Nikoğosyan, Türkiye gibi güçlü bir takımla oynamanın Ermenistan futboluna katkıda bulunacağından emin. Ermenistan Milli Takımı’ndan bazı futbolcularla kuradan sonra bir araya gelip konuştuklarını söylüyor:

"Herkes çok sakindi. Zaten milli takımın taraftarıyla kulüp taraftarı birbirinden farklıdır. Onun için Türklerin bizi çok iyi misafir edeceğinden kuşkum yok. Biz de Türkleri iyi ağırlayacağız. Sonuç mu? Türkiye güçlü ama unutmayın ki bu maçlar derbi havası içinde geçer ve derbilerde sonucu önceden kestirmek mümkün değildir."

Maç için İstanbul’a geleceğini belirten Nikoğosyan, Türk Milli Takımı’nın aslarından Emre, Nihat, Hamit ve Halil Altıntop kardeşlerden çekindiğini gizlemiyor. Ermenistan Milli Takımı’ndan ise Sarkis, Robert, Levon ve Ararat’ın top teknikleriyle öne çıkacağını hatırlatıyor.

Ermeni devlet adamları ve aydınlarıyla konuşmalarımızı, arkadaşım Alin Özinian tercüme etti. Ama Ermenistan’ın en büyük televizyon kanalı C1’de politik yorumlar yapan Haykaram Nahapetyan için böyle bir şey gerekmedi. Çünkü, Nahapetyan bir Türkolog ve gayet güzel Türkçe konuşuyor. Dedikleri de son derece net:

"İki toplumun da iletişime ihtiyacı var. Bu maçlar iletişim için iyi bir fırsat olabilir."

TOP ŞİMDİ TÜRKİYE’DE

İki ülke halkının temel özelliğinin "misafirperverlik" olduğunu hatırlatan Navasardyan, maçların son derece dostane bir hava içerisinde geçeceğini söylüyor.

Pazarlarda çalan Türkçe şarkılarla, televizyonda kulaklarımıza hiç de yabancı gelmeyen müziklerle bir Anadolu kentini andırıyor Erivan.

Erivan’da Türk olmak bir ayrıcalık. Size gösterilen itinayı hemen hissediyorsunuz. Sokakta da böyle bu, resmi devlet kurumlarında da.

Ermeni tarafı, ilişkiler anlamında da topun Türkiye’de olduğunu düşünüyor. Sınırın açılması, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi herkesin dile getirdiği bir talep.

İki ülke medyasına büyük görev düşüyor

Futbol tek başına bir şey çözmez ama maçların atmosferi iyi olursa, ilişkileri geliştirebilir. Bunun için de iki ülke medyasına büyük rol düşüyor. Türk ve Ermeni medyası, maçlara olumlu yaklaşır ve sorumlu davranırsa, netice de olumlu olacaktır. Fanatikler, Türk bayrağını tepki göstermeye kalkabilir ama Ermenistan bunu engelleyeyecektir. Biz zaten Ermenistan basını olarak maçlardan önce fanatiklere karşı özel bir çalışma yapmayı planlıyoruz. Birkaç gazete kışkırtıcı olacaktır ama onların okuyucusu çok az. Önceki yıl Eurovisyon’da Türkiye’nin Ermenistan’a verdiği puanlar, burada çok iyi karşılık buldu. Maçlar da bunu sağlayabilir.

Bu haber 290 defa okundu.