Erdoğan'ın eve dönüş formülü işler mi?

Başbakan Erdoğan terör örgütü PKK ile mücadele kapsamında, daha önce de uygulanmış ‘Eve dönüş yasası’ benzeri bir af kanununun hazırlanmakta olduğunu açıkladı. Muhalefetin sol kanadından CHP genel başkanı Deniz Baykal, geçmişte de işe yaramadığını iddia ettiği bu yasanın işlevsel olmayacağı görüşünde. Sağ kanattaki Bahçeli ise yasayı ‘vatan hainliği’yle şuçluyor.

iyibilgi, ‘eve dönüş yasasının işlevselliğini ve muhalefetin amacını uzmanlara sordu.

USAK Başkanı Doç Dr. Sedat Laçiner: Bu bir başarıdır

Geçmişte uygulanan ‘Eve dönüş yasası’nın da işlevsel olduğunu belirten Sedat Laçiner özetle şunları söyledi:

“900 kişinin teslim olmasını sağlayan bir yasa başarısız sayılamaz. Bugün büyük bir operasyonla etkisiz hale getirebileceğiniz terörist sayısı 500 ile 1000 arasındadır. Kurşun atmadan yapıyorsunuz bunu. Bu bir başarıdır.

Ayrıca dağdan 300 kişi indirmenizin dağdakiler açısından büyük bir psikolojik etkisi vardır. Yanındaki kişinin dağdan inip annesine babasına kavuştuğunu düşünen ve dağda kalan örgüt üyeleri demoralize olurlar.”

Terör örgütünün tavsiye sürecinde olduğunu belirten Laçiner, bu süreçte örgüte vurulacak küçük darbelerin büyük sonuçlar doğurabileceğinin altını çizerek, “50- 100 terörist indirmek bile çok büyük kopuşları getirebilir dedi.

Muhalefet ne istediğini de söylemeli

Muhalefetin tavrının yanlış olduğunu belirten Laçiner, “Muhalefetin ne istemediğinin yanında ne istediğini de söylemesi gerekir. Türkiye toplumsal mutabakata şiddetle ihtiyaç duyacağı günlere yaklaşırken, muhalefetin yapıcı tutumu da çok önemli.” Şeklinde konuştu.

Son olarak, hazırlanmakta olan tasarının asker ve hükümetin geniş çaplı iş birliği ile hazırlandığının altını çizen laçiner, “Bu işbirliği askeri de içine alır. Bu sebeple, ‘vatan haini’ gibi kavramları kullanmadan önce dikkatli düşünmek gerekir” dedi…

Prof. Dr. Hasan Köni: ABD'nin dayatması

Bu barış sürecinin, ABD tarafından Türkiye için uzun zamandır öngörüldüğünü söyleyen Köni, “ABD’nin Ortadoğu politikası PKK’ya silah bıraktırılmasını ve bu yolda ABD ile işbirliğine gidilmesi gerektiriyor.” Diyerek, barış sürecinin ABD tarafından dayatıldığını aktardı.

Köni özetle şöyle konuştu:

“Muhalefetin tepkileri ise çok normal. Çünkü muhalefetteler! Zira bu barışın oluşumunda hükümet de muhalefet de sürecin dışındalar. Eğer bahsettikleri gibi bu barışın dışında olmak istiyorlarsa savaşmak zorundalar. Çünkü bu noktada hükümetin durduğu yerde değilseniz, bu savaş demektir!

Bugünkü süreçte DTP’nin gücü AK Parti’ye geçiyor. Ak Parti dengeleyici bir role soyunuyor ve Güneydoğu’daki nüfuzu her geçen gün artıyor.”

Af yasası çözüm olacak mı?

Eve dönüş yasasının ne derece işlevsel olacağını sorduğumuz Köni, “Bu tarz örgütlenmeler ikiye ayrılır. Birinci grupta dağda, kırsal alanda savaşanlar vardır. İkinci grupta ise siyasi alanda var olan ve barışçı denge politikaları uygulayanlar vardır. İkinci grup başarı elde ettikçe kalabalıklaşır ve birinci grup yalnızlaşmaya başlar. Bu süreçte yaşamamız gereken süreç de budur.” cevabını verdi.

Kürt aydını Ümit Fırat: Şartlar iyileştirilmezse ‘Eve dönüş’ başarılı olmaz!

Ümit Fırat, 4 yıl önce pişmanlık yasası adıyla "Eve Dönüş Projesi"ne benzer bir yasanın çıkarıldığını söledi. “Erdoğan'ın tasarısı tabii ki henüz taslak, bu yüzden de çok fazla bilgim yok. Ancak dağdan indirilmesi düşünülen insanların açısından değerlendirildiğinde, bu durumun o insanlar ve gençler açısından çok fayda sağlayamayacağını zannediyorum.” diyen Fırat, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu gençler aslında dağa siyasi bir beklentiyle çıkan gönüllüler ve orada belli bir emir komuta zincirinin içine giriyorlar. Geri dönüş onlar için, koşulları iyileştirilmediği takdirde iyi değil. Yani onları dağa çıkaran sebepler iyileştirilmediği taktirde, ‘eve dönüş yasası’ başarılı olacağa benzemiyor.

İtirafçı olmayanlar tetikçi oldu!

4 yıl önceki pişmanlık yasasından sonra geri dönen gençlerden beklenen itirafçılıktı ve bu gençler daha sonra hayata dahil olamadıkları için tetikçi olmaya zorlandılar. Susurluk olayında olduğu gibi, o dönemin siyasetçileri tarafından kullanıldılar. Bu açıdan önemli olan Türkiye'deki temel hak ve özgürlüklerin sağlanması, koşulların düzeltilmesi ve tabii ki binlerce umutlu insan için genel af çıkarılmasıdır.

Genel af denildiğinde de anlaşılması gereken, Türkiye'nin hukuki anlamda insan haklarını sağladıktan sonra geri dönen insanlara bir daha suç işlemeyecek ortamı yaratması demektir. Bu bağlamda da, MHP'nin uzlaşmadan uzak, faşizan tavrının üzerinde durulamayacak bir durum olduğunu düşünüyorum. CHP'nin muhalif tavrının ise, her zamanki popülist iktidar mücadelesi içinde değerlendirilmesi gerekir.”

Fırat, ‘Dağdaki insanların devlet tarafından itirafçı konumuna düşürülmek yerine, hayatın içine dahil edilecek insani koşullara sahip olması gerektiğini’ vurgulayarak, AKP hükümetinin bu riski yüklenerek, ABD ile anlaşmasına oranla daha başarılı olabileceğini aktardı.

www.iyibilgi.com özel