En Sıcak Konular

30 bin kişinin ölümüne yol açan gecikme!

10 Aralık 2007 15:21 tsi
30 bin kişinin ölümüne yol açan gecikme! Başbakan Erdoğan'ın "eve dönüş" yasası açılımına Star gazetesi yazarı Mehmet Altan'dan destek geldi. Altan, bugünkü yazısında 30 bin kişinin ölmeden önce de bu yaklaşım gelişitirilemez miydi? diye soruyor ve kendisini hem üzen, hem de umutlandıran ye

Otuz bin kişi ölmezdi...   

Mehmet Altan - Star
 
 
Dün Star’ın manşeti ‘Ve dağdan iniş yasası geliyor’ idi. Başbakan bunun ilk somut sinyalini geçen hafta AKP İl Başkanları toplantısında verdi. Önce partisinin ‘demokrat’ kimliğini şu sözlerle vurguladı:


Türkiye’de son 5 yılda atılan adımların nabzımızın nasıl milletle attığının göstergesidir. Başarılarımız aslında milletimizin başarısıdır. Biz ne yaptıysak milletimiz için yaptık. Geçen 5 yıl için beni en çok memnun eden husus AKP’nin bir bütün olarak demokrasi sınavından alnının akıyla çıkmış olmasıdır.’

Sonra şöyle devam etti:

‘Türkiye’de siyaset kurumu henüz eski marazi alışkanlıklarından kurtulmuş değildir. Bazı muhataplarımızın saati 1980’lerde kalmış, bazı muhataplarımızın da 1970’lerde kalmış hatta bazılarının 1960’da kalmış. Ezberlerini bozamayanlar aynı nakaratlarla yarım asırdır siyasette durabiliyor. Bu alışkanlıklarını sürdürenlerin eski geleneklerin aktörleri değişiyor. Gün geldi TBMM iradesini savunmak ve demokrasiye kayıtsız şartsız sadakat göstermek konusunda AKP tek başına kalmıştır. Bunlar Türk siyasetinin dünden bugüne taşıdığı, gölgesi bugünlere taşınan aslında kötü alışkanlıklardır. Burada da değişimin bayraktarlığını AKP yapıyor, yapacaktır. Türk siyasetinden kötü alışkanlıkları temizlemek, demokrasiden başka yana dümen kıranlarla mücadele etmek bizim görevimizdir’

Ardından da konuyu ‘Kürt Sorunu’na’ getirdi:

‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki halkımızın tamamı, kendisini sahiplenen bir AKP iktidarını bulduğu için, kendilerini kucaklayan bir AKP iktidarı bulduğu için rahatsız olmaya başlamışlardır ve bizim özellikle o rahatsız olan çevrelere, nerede olursa olsun, o söylediğimiz iki şeyden birini tercih edeceksiniz.

Eğer, bölücü terörden yanaysan yerin belli zaten.

Ama, ‘yok ben demokratik mücadele veriyorum’ diyorsan, elinde silah bulunduranlara karşı olacaksın, onların karşısına dikileceksin ve o zaman geleceksin, demokrasinin içinde yer alacaksın.

Çünkü demokrasi onu kabul etmiyor, etmez. İşte biz, bunun karşısındayız.’

Ardından da ard arda açılımını yapmaya devam ettiği çağrısını seslendirdi:

‘Biz, dağa çıkışı engellemek ve dağda da bu kanlı teröre karışmamış, bulaşmamış olanlara da ‘gel ananın, babanın’ yanına demişiz.

Yaptığımız iş budur.

Zaten siyasetçinin yapması gereken de bu değil mi?’

***

Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın yukarda özetlediğim konuşmasını duyduğumda geç kalmakta mahir bir ülkenin insanı olmanın garip bir rüzgárıyla ürperdim...

Yıllar önce çoktan söylenmesi gereken ama ancak şimdi telaffuz edilen bu yaklaşımdan dolayı da umutlandım...

Çünkü...

Demokratik ülkelerdeki çok sıradan hak ve uygulamaları, Türkiye’de hiç rastlayamayacağımızın umutsuzluğuyla yaşaya geliyoruz...

Şiddeti dışlayan her türlü fikrin özgürce söylenebilmesi de bunlardan biri...

***

Batı’da şiddeti kesinkes dışlamak kaydıyla ‘bölücülük’ de fikirsel bir eylemdir...

Demokrasi bu olanağı verirken, insanların şiddete başvurmasını önler...

‘Bölünme’ arzusu içinde olanların dertlerini demokratik kanallara aktarır...

Toplumsal sorunların demokratik kanallara aktarılması, insanların birbirini duymasına ve mevcut sorunları çözerek makulde uzlaşmalarını sağlar...

Şiddeti baskı değil, özgürlüklerin genişletilmesi önler...

Biz ise Kuyucu Murat Paşa’dan beri tam tersini yaparız...

***

Alkol bağımlısı...

Eve ekmek getirmekten aciz...

Üstelik de çoluk çocuğa şiddet uygulayan bir kocadan eşi ayrılmak isterse, bunun çaresi onu bu kez daha şiddetli dövmek midir, yoksa dertlerine kulak mı vermek mi?

Biz şiddeti artırmanın anlamı olacağını kabul ettik...

Üstelik bunu uyguladık da...

Şimdi ilk kez gelişmiş demokrasilerin aklını kabullenme aşamasındayız...

Şiddet ile fikri ayırarak, şiddetin toplumsal tabanını düzlemeyi hedefliyoruz...

***

Bölücü terör ile...

Demokratik hakkı ayırsaydık...

Çağdaş ülkelerde ‘ayrılma’ arzularının da var olduğunu dışlamasaydık...

Toplumdaki her türlü rahatsızlığı demokrasinin çözebileceğine inansaydık...

Otuz bin kişi ölmez...

Büyük acılar yaşamaz...

Büyük bir toplumsal enerjimiz de kanlı bir kábus bulamacında heba olup gitmezdi...

***

Tayip Erdoğan’ın konuşmasına o nedenle garip ürpertiyle kulak kesildim...

Bunu çok evvellerden yapamadığımız için çok üzgün, şimdi bile olsa keşfedebildiğimiz için de umutlu... 
 



Bu haber 319 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,324 µs