En Sıcak Konular

'Doğruluğu ispatlansın ben bu işi bırakırım!'

10 Aralık 2007 09:59 tsi
'Doğruluğu ispatlansın ben bu işi bırakırım!' A&G Araştırma'nın sahibi Adil Gür, Konda'nın 'türban' araştırmasında sonuçların gerçekçi olmadığını söylüyor. Gür, kendilerinin yaptığı araştırmalarda tam ters sonuçlara vardıklarını belirtirken, KONDA'nın yaptığı anketi çok sert eleştiriyor: Tarhan

A&G Araştırma'nın sahibi Adil Gür, 'Düzenli oruç tutanların yüzde 82,5, beş vakit namaz kılanların yüzde 43,9, düzenli camiye gidenlerin nüfusa oranının yüzde 24 olduğunu ispat etsinler ben bu işi bırakırım' diyor

KONDA'nın son günlerde olay olan anketinde AK Parti iktidarında türbanlı sayısı yüzde 4 oranında artmıştı. Oysa geçtiğimiz yıl TESEV ve iki ay önce de 32. Gün ile A&G şirketinin ortak yürüttüğü araştırmalar 'Türbanlıların oranında düşme var' diyordu. Sonucun nedenlerini ve zihinlerdeki tüm soruları, 20 yıl boyunca Tarhan Erdem ile çalıştıktan sonra A&G Araştırmayı kuran Adil Gür'le Star Gazetesi'nden Fadime Özkan konuştu:

Konda'nın anketi 'son 4 yılda türbanlı sayısı yüzde 4 arttı' diyor. Oysa sizin anketiniz yüzde 2.9 azalma olduğunu ortaya koymuştu. TESEV'in çalışması da öyle. Sosyolojik değişimler bu kadar hızlı olamayacağına göre sonuçlar arasındaki bu fark, anketlerin yanılma payı içinde değerlendirilebilir mi?

Değerlendirilemez. İstatistik bir bilim dalıdır. Kurallarına uyulduğu takdirde hata payları içinde tüm araştırmaların birbirine yakın sonuçlara ulaşması lazım.

Kabul edilir hata payı nedir?

Denek sayısı bin 500'den fazla olan örneklemlerde hata payı artı eksi 2'dir. Azami 4'tür. Konda'nın anketinde Türkiye'deki her 100 kadından 16.2'si 'örtüm türban' diyor. Dikkat edin, örtünenlerin yüzde 16.2'si değil. Yüzde 30 başı açığı çıkardığınızda örtülü her 100 kadının 24'ü 'bu türbandır' demiş oluyor. Bizim araştırmamızda bu oran 6, burada ise 24.

ÖRNEKLEM YANLIŞ

Bu farkın nedeni ne peki?

Bir araştırmanın 3 ayağı vardır. 1) Örneklemin doğru yapılması 2) Anketörlerin doğru seçilmesi, denek görüşmelerinin doğru yapılması 3) Soruların yönlendirici olmaması ve sonuçların doğru yorumlanması. Bir haftadır Türkiye bunu tartışıyor ama kimse araştırmayı incelemiyor. Bana göre kesinlikle örneklem yanlıştır.

Örnek verir misiniz?

Konda'ya göre düzenli oruç tutuyorum diyenlerin oranı yüzde 82,5, beş vakit namaz kılarım diyenler yüzde 43,9, düzenli camiye giderim diyenler yüzde 24. Diyanet İşleri Başkanlığı'na sordum. Türkiye'de 78 bin 608 cami var. Bunun 40 bini köylerde. Kadınların camiye gitmediği gerçeği -ve anketteki hatalı soru bir yana- bu durumda, her gün düzenli olarak 5 buçuk, 6 milyon kişinin camiye gitmesi gerek. Bu rakam camilere dağıtılsa her camide vakit namazlarında en az 70, 80 kişinin olması gerek. Oysa Sultanahmet'te bile cemaat iki saf.

Yani?

Konda'nın görüştüğü denekler içinde dindarlar çok fazladır. Yüzde 82,5'un oruç tuttuğu, yüzde 44'ün düzenli namaz kıldığı bir araştırmada yüzde 16 türbanın çıkması az bile. Örneklem yanlış.

Tarhan Erdem neden böyle bir hata yapsın?

Araştırmanın en önemli ayağı sahadır. Edirne'de, Bitlis'te, Kars'ta Samsun'da sahayı kontrol etmeniz, örneklemde pek çok kriteri değerlendirmeniz gerek. Kendisi yaşı itibariyle... Kendileriyle ilgili de olmayabilir. Anketörü doğru adrese gönderseniz de o gördüğü her örtülüye, sakallıya sormuş, cevabı etkilemiş olabilir. Veya anketteki sorular yanıltıyor olabilir. Bunlar ihtimaller. Bana göre Türkiye'de örtünenlerin artması, hele de muhafazakar iktidar zamanında hiç mümkün değildir.

Neden mümkün olmasın?

Bu iş etki tepki meselesidir. Deniyor ki Türkiye'de muhafazakarlık yükseldiği için dindarlık ve örtünenler artıyor. Evet, bizim araştırmalarımız da kendini muhafazakar olarak tanımlayanların oranı artıyor ama muhafazakar olmak dinin emirlerini yerine getirmek için yeterli değil. Dindarlığın artması için olağanüstü şartların oluşması lazım. Türkiye 1999-2000'de daha dindardı çünkü 17 Ağustos depremi yaşanmıştı. Yani Türkiye'de dindarlık artmıyor. Araştırmalarımızda 99'dan bugüne oruç tutanların, namaz kılanların, başını örtenlerin oranında düşüş olduğunu görüyoruz biz.

Konda türbanın arttığı sonucuna nasıl vardı peki?

Konda 'Her yaşta, eğitimde, sosyal sınıfta 'örtüm türban' diyen bir blok var' diyor. Türkiye'deki kadınların yüzde 12'si okuryazar değil. En fazla örtünen kadın Güneydoğuda ve iki kadından biri okuma yazma bilmiyor. Türban ise kentli, eğitimli, yüksek gelirli kadınların örtüsü. Okuryazar olmayan bir kadının 'örtüm türban' demesi mümkün mü?

ARTMASI MÜMKÜN DEĞİL 

Şöyle mümkün: Tartışma 20 yıldır 'türban' adıyla sürüyor, medya bunu böyle yansıtıyor. Yani yerel bir örtü kullanan kadın bile başındakinin 'türban' olduğunu sanabilir, bu isim ona öğretilmiş olabilir?

Aksine araştırmalara göre, başındaki örtü türban diye tanımlanan pek çok kadın 'örtüm türban' değil 'başörtüsü' diyor. Konda'nın iddia ettiği gibi yetişkin kadınların yüzde 16.2'sının türban kullanması teknik olarak da mümkün değil. Bu ancak kadınların yüzde 50'sinin lise ve üstünde eğitime sahip, gelişmiş ülkeler standardında çalışıyor, kazanıyor olmasıyla mümkün. Bu kadar iddialı ve emin konuşuyorum. Bana bu ülkede düzenli oruç tutanların yüzde 82,5, beş vakit namaz kılanların yüzde 43,9, düzenli camiye gidenlerin yüzde 24 olduğunu ispat etsinler, söz veriyorum bir daha anket yapmayacağım!

7-8 Eylül'de Konda, 21-23 Eylül'de A&G olarak siz peş peşe türban anketi yaptınız, farklı sonuçlara vardınız. Sizin araştırmanız hemen yayınlandı, Konda'nın ki 3 ay sonra. Bu gecikme araştırmayı bayatlatır mı?

Bu konuda bayatlatmaz. Gündemle, mesela şehit cenazelerinin çok olduğu günlerde K. Irak'a harekat anketi yapsanız farklı, terörün düştüğü dönemde yapsanız farklı sonuç alırsınız.

Yayın tarihi değişen gündem nedeniyle sonucun algısını değiştirir mi?

Gündem değişmiştir ama.. bu sorunun muhatabı ben değilim.

ORAN AZ BİLE ÇIKMIŞ!

Anketlerin siyasi amaçlı kullanılması mümkün mü?

Hiç şahit olmadım. Bilirim ki Sayın Tarhan Erdem de böyle bir şeye asla alet olmaz. Ama hiç kimse yapmıyor da diyemem. Mesela seçim dönemlerinde...

Sizin anketiniz yayınlandığında gündemde 'Malezya olacak mıyız' tartışması vardı ve türbanlı sayısının azaldığı sonucuna bakıp 'Elbette olmayacağız' dendi, nabız düştü. Şimdi gündemde YÖK ve Anayasa tartışmaları var. Konda'nın araştırması bugün siyaseten ne diyor?

Bu araştırmaya kadar türbanla ilgili ciddi bir gündem yoktu. Böyle bir zamanda yayınlanmasını manidar bulanlar var, bilemem. Ama ben yasak kalktığında ülkede örtünenlerin, üniversitede türbanlıların artacağını değil azalacağını düşünüyorum.

ANKETLER DE YALAN SÖYLER 

Anketler yalan söyler mi?

Mesela 'Kızınız zengin yakışıklı biriyle mi, beş parasız bir aptalla mı evlensin' diye sorarsanız, yalan söyler. Yalanı söyleten de yapan, yaptırandır.

Anketi yaptıran, anketi yapacak şirketi böyle yönlendirir mi? 'Bize şöyle bir sonuç lazım, bize bunu ver' der mi?

20 yılı aşkın bir süredir sektördeyim, kimse söylemedi bunu bana, söyleyemedi. Tanıdığım Erdem'e de söyleyemezler. Başkasına söylerler mi, bilemem.


Emine Beder'in örtüsü türban


Türban ve başörtüsü farklı muameleye tabi biliyorsunuz. Aralarındaki fark ne?

Tarhan Erdem araştırmasını yayınlarken 'aradaki fark etekle pantolon gibidir' dedi ama ben katılmıyorum. Bunu tespit etmek çok zordur. Bugün bir bardak suda fırtınalar koparılmasına rağmen tartışılan türban değildir. Türban tarifi İhsan Doğramacı YÖK başkanıyken üniversitelere gönderdiği genelgeyle ortaya çıktı. Tarifi yapılan türban, kulakları ve çeneyi açık bırakacak şekilde arkada bağlanan örtünün adıdır. Bugün türban denilen örtü ise türban değildir. Gerçek türban Emine Beder'in örtüsüdür.


Yasak kalkınca türban azalır 


Neden hep sayılanlar, işaretlenenler, araştırılanlar başını örtenler oluyor?

Başını örtenlerle, açıkları da sayıyoruz. 2003'te her 100 kadından 36'sı açıktı, 2007'de azaldı, 39 oldu. Eğitim, iş hayatı, aylık gelir etkili. Eleştirileceğim ama para insanları bozuyor! Daha çok esniyorlar çünkü. Sosyoekonomik statü yükseldikçe dini görevleri yerine getirenlerin oranı azalıyor, azalacak da. Örtünenler de azalacak.

Rejimi değiştirmekle itham edilen AK Parti iktidarında hızlı bir ekonomik sosyal gelişim oldu ama! Ortada bir tezat var?

Tezat değil bu. AKP döneminde dindarlık ve örtünme azaldı. İnsan doğası bu. İddia ediyorum: Türban üniversitelerde serbest bırakılsın, birkaç ay içinde örtünenler azalır. 

İşi ölçme, oranlama olan biri olarak söyler misiniz: Her 100 hanenin 74'ünde başörtülü bir kadının yaşadığı bir ülkede yöneticilerden bazılarının eşlerinin başörtülü olmasının anlamı nedir?

Bu tamamen doğrusal bir temsildir. Matematik denklemi gibi yani, 2 kere 2'nin 4 etmesi gibi bir şeydir.

Bu haber 492 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,648 µs