En Sıcak Konular

Muhalefet bütçe görüşmelerinde patladı!

8 Aralık 2007 21:25 tsi
Bütçe görüşmeleri renkli tartışmalara sahne oluyor. MHP'li Aksoy, ABD Büyükelçisi'nin davetine katılanları mütareke dönemine benzetti. CHP'li Arslan, Yeşil Kart üzerinden yüklendi.

MHP Ankara Milletvekili Bekir Aksoy, ABD Büyükelçisinin verdiği kahvaltıya Hükümetin tepki göstermemesini eleştirerek, ''Bu kahvaltıya katılanlar, bana, Mütareke dönemindeki İngiliz Muhipler Cemiyetinin üyelerini hatırlatıyor'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Sağlık ve İçişleri bakanlıklarının 2008 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor. CHP Grubu adına konuşan Muğla Milletvekili Ali Arslan, AK Parti'den önce de sağlığın özelleştirilmesi yönünde önemli düzenlemeler yapıldığını, ancak ''içlerinden en hızlı çıkanın'' AK Parti olduğunu söyledi.

Sağlıkta dönüşüm projesinin, Türk halkının bedenine uymadığını, bunun özelleştirme projesi olduğunu savunan Arslan, ''Sağlıkta piyasalaşma olmaz, bunun kadar tehlikeli bir şey yok. Sağlığın özele terk edilmesi, Türkiye gibi ülkelerde vahim sonuçlar doğurur. Bunu, Türk halkının da reddedeceğini biliyorsunuz'' diye konuştu.

Yeşil kartlı sayısının çok olduğu yerlerde AK Parti'nin oyunun da yüksek olduğunu öne süren Arslan, Hükümetin, seçim öncesinde yeşil kart sayısını artırdığını, seçim sonrası da iptal ettiğini savundu. Arslan, iktidarın, seçimlerde yeşil kartlıyı bile kullandığını iddia etti.

'VALİ VE KAYMAKAMLARI İSTİSMARINIZIN ÖRNEĞİ'

CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, vali ve kaymakamlığa atanacak kişilerin, mutlaka Türkiye Cumhuriyetini benimseyen, temel niteliklerini koruyan, devleti temsil etme niteliğinde olması gerektiğini belirterek, ''Ancak geride bıraktığımız 5 yıllık döneme baktığımızda, aksi şekilde davranıldığını görüyoruz. Bunlar, bütün çarpıklık ve çıplaklığıyla ortadadır'' diye konuştu.

Tüzün, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiçbir zaman parti devleti olmayacağını, kafasında tereddütü olanların bunu silmesi gerektiğini kaydetti. KÖYDES hizmetlerinin nasıl ve ne şekilde yapıldığının çok iyi bilindiğini belirten Tüzün, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Vali ve kaymakamlarımız, bu projeyi, sanki Allah'ın günü bitmiş gibi, 20-21 Temmuzda hayata geçirmek istemişlerdir. Bilecik merkezde, 20 ve 21 Temmuzda 17 köye asfalt döküldü. Niye 30 Haziranda değil de bu tarihte? Devleti temsil eden vali ve kaymakamları ne kadar istismar ettiğinizin örneği'' dedi.

'BÜTÜN GÜCÜNÜZÜ CUDİ VE GABAR'A TOPLASANIZ...'

CHP Edirne Milletvekili Rasim Çakır, bugüne kadar terörün nedenini anlamakta yeteri kadar kafa yorulmadığını, çözüm üretilmediğini ifade etti. Sıkıntının, Doğu ve Güneydoğu'daki feodal üretim ilişkilerinden, kapitalist üretime sağlıklı geçiş yapılamaması olduğunu belirten Çakır, terörün, ırk, ideoloji gibi argümanları, amaca ulaşmak için araç olarak kullandığını söyledi.

''Terörist, suda yaşayan balık gibidir. Su da halktır. Balığı sudan çıkarmayı başaramadığımız sürece yok edemeyiz'' diyen Çakır, şöyle konuştu:

''Bölge halkının tamamını maaşa bağlayıp cebine para doldursanız bile terörü önleyemezsiniz. Önemli olan, halkı üretime katmak, sosyal yapıyla bütünleştirmektir. Halkın ekonomik ve sosyal sorunlarının çözülmediği noktada, bütün silahlı gücünüzü Cudi ve Gabar'a toplasanız, terörle mücadelede kalıcı bir sonuç elde edemezsiniz. Terörle mücadelenin asıl sahibi, silahlı güçler değil, Başbakan ve Bakanlar Kuruludur.''

'REHİN DÖNEMİ, HAPİS DÖNEMİNE DÖNÜŞTÜ'

MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarında, bakanlığı döneminde millet için ortaya konulan temel stratejilerden sapma gösterildiğini söyledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, ''100 bin doktor açığımız var'' dediğini ifade eden Durmuş, ''YÖK'ten rica ediyorum. 100 bin doktoru AKP'ye verin, sorunu çözsünler'' dedi.

Durmuş, halkın hastane kapılarında çile çektiğini öne sürerek, uzman doktorların gece saat 24.00'e kadar çalışması uygulamasını, kendi bakanlığı döneminde getirildiği için kaldırıldığını öne sürdü. ''Hastanede rehin kalmayı biz kaldırdık'' diyen Durmuş, AK Parti döneminde ise hastane borcunu ödeyemeyenlerin cezaevine girdiğini iddia etti.

Durmuş, ''Rehin dönemi, hapis dönemine dönüştü'' dedi. Sağlık Bakanlığındaki ihalelerinin gizli kapaklı yapıldığını ve yandaş kişilere verildiğini savunan Durmuş, ''Kamu, devlet eliyle soyuluyor'' diye konuştu.

'ABD, PKK'YA KARŞIYMIŞ GİBİ GÖRÜNÜYOR, ANCAK ELİNDE TUTUYOR'

MHP Ankara Milletvekili Bekir Aksoy da İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki pek çok belediye başkanının, PKK örgütü yöneticiliğine soyunduğunu ifade etti. AB uyum yasalarının polisin elini kolunu bağladığını öne süren Aksoy, ''Polis, olaylara müdahale ederken, 'Acaba başıma bir şey gelecek mi?' diye düşünmektedir'' dedi.

Bekir Aksoy, bölücü terörle mücadele ederken; Cumhuriyetin bekası, üniter devlet yapısı ve devletin bölünmez bütünlüğü neyi gerektiriyorsa, onun yapılması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:

''Türkiye, bölücü terör örgütü tehlikesiyle karşı karşıya. Kültürel haklar adı altında federasyon gibi talepleri var. Dağdaki teröriste şehirde yataklık yapanlar var. Bölücü terörü destekleyen dış unsurlar da var. Dış unsurlardan AB'nin bize dayattığı siyasi kriterler, PKK'nın stratejik hedeflerine yarıyor. ABD, PKK'ya karşıymış gibi görünüyor, ancak elinde tutuyor. Yapılan her söylem, terör örgütüne mevzi kazandırdı.

Birileri çıktı, 'federasyon' dedi, mevzi kazandırdı. Birileri çıktı, 'Realitesini tanıyoruz' dedi, mevzi kazandırdı.Birileri çıktı, 'AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer' dedi, mevzi kazandırdı. Bizim ortak paydamız olan 'tek millet, tek bayrak, tek vatanı' müzakere edemeyiz. Bize 'siyasi çözüm' diyenlerin, terörle mücadele adına Afganistan'ı nasıl kan gölüne çevirdiklerine bakmak lazım. İspanya'da, İngiltere'de ne yaptıklarını sormak lazım.''

ABD BÜYÜKELÇİSİNİN DAVETİ

Bekir Aksoy, ABD Büyükelçisi Ross Wilson'ın bazı eski ve yeni Kürt kökenli milletvekiline verdiği kahvaltıyla ilgili olarak şunları söyledi: ''ABD Büyükelçisinin müstemleke valisi gibi davranıp, birilerini yemeğe davet edip, malum konuda Türkiye adına çözüm araması bizi yaralamıştır. Hükümetin buna bir tepki koyması gerekir. Türk büyükelçisi ABD'de bunu yapsaydı, o gün derhal Türkiye büyükelçisi 'istenmeyen adam' ilan edilir, Türkiye'ye geri gönderilirdi. Bu davete icap edenler de bana, Mütareke dönemindeki İngiliz Muhipler Cemiyetinin üyelerini hatırlatıyor.''
 
akşam



Bu haber 541 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,502 µs