Plan: ‘Ermenistan’ı Türkiye’ye bağlayacaklar!’

7 Aralık 2007 16:50 tsi
Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ‘Ermenistan’ı Türkiye’ye bağlayacaklar’ diyor. Elbette bir Cumhurbaşkanı’nın söylediği bu sözler ‘resmi’ nitelik taşıdığı için tam olarak ‘komplo’ sayılmaz. Zat

Tarih 21 Kasım… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te… Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan arasında oluşturulan ortak ticaret bölgesiyle ilgili önemli bir soruyu yanıtlıyor. Soru Ermenistan ile ilgili… Gül ‘Ermenistan’ı dışlamıyoruz’ diyor ve komşu ülkenin bir an önce Türkiye ve Azerbaycan ile sorunlarını hallederek bölgede oluşan ortak pazardan pay alması gerekliliğini belirtiyor.

Türkiye’nin bu açılımı Ermenistan’da kuşku yaratmış olabilir mi? Belki evet, belki de hayır. Ancak Ermenistan’da süren başkanlık yarışında ilginç bir tartışma başladı. Ülkede Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru hazırlık çalışmaları sürerken, Koçaryan da "Golos Armenii" (Ermenistan'ın sesi) gazetesine yaptığı açıklamada, iktidar adayı Başbakan Serzh Sarkisyan'ın en ciddi rakibi olarak gösterilen Ter Petrosyan ve onu destekleyen Ermenistan Ulusal Hareket Partisi'ne ülke siyaseti açısından ağır eleştiriler yöneltti. Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan Ulusal Hareket Partisi için ''Ermenistan'ı Türkiye'ye ekleyecekler'' dedi.

Koçaryan ‘devrim’den korkuyor

Bunun Ermenistan’da ‘reel’ bir korku olup olmadığı soru işareti. En azından Koçaryan’ın rakibi karşısında kullandığı bu ifade ‘seçim rekabeti’ söylemi olarak duruyor. Ancak Türkiye’nin bölgede gerçekleştirmeye çalıştığı politikalar dikkate alındığında başta Koçaryan olmak üzere Ermenistan yöneticilerinin zor durumda olduğu açık. Kimileri ‘Türkiye’ye yüklenen rol’ kimileri ‘Türkiye’nin aktif politikası’ diyor ancak gelinen noktada Ankara’nın komşuları ve bölgeyle kültürel ve ekonomik eklemlenme arayışı içinde olduğu aşikar. Zaten Koçaryan da tam olarak bunu vurguluyor: Bugün açıkça söylüyorum, Ulusal Hareket, halkın güvenini suistimal etti. Ekonomiyi çökerten Ulusal Hareket, Ermenistan'ı dünyadaki en yoksul ülkeler arasına düşürdü. Karabağ hareketi dalgasıyla iktidara gelen Ulusal Hareket, bu davaya ihanet etti. Ulusal Hareket Partisi, ulusal ideolojiden yoksun ve Türkiye'ye bağlamaya hazır.

Koçaryan’ı endişeye sevk eden Ulusal Hareket Partisi’nin özellikle Azerbaycan ile ilişkilere yönelik politikasının ‘resmi’ çerçeveden uzaklaşmış olması. Muhalefet partisi Ermenistan’ın en büyük partnerinin Azerbaycan olması gerektiğini savunuyor. Koçaryan muhalefeti “devrimci” olmakla suçluyor. Yani ‘renkli devrim’ peşinde olan, Ermenistan’ı Rusya çizgisinden çıkaracak, Ukrayna ve Gürcistan’daki devrimcilere benzetiyor muhalefeti Koçaryan. Bu söylemi Türkiye ile bağdaştırması çarpıcı.

Koçaryan haksız mı?

Koçaryan’ın kurduğu bağlantı ve Türkiye vurgusu haksız mı? Her ne kadar seçim atmosferi içinde söylenen şeyler olsa da uluslar arası konjonktür hesaba katıldığında yabana atılmaması gereken bir tespit yapıyor Koçaryan. Çünkü şunu açıkça görüyor: Ermenistan’ı uzun vadede Türkiye’nin liderliğinde Ankara, Tiflis ve Bakü arasında oluşturulan ve istikrar vadeden ortak pazardan uzak tutmak zor görünüyor. Üç ülke arasında kurulan yıkılmaz ekonomik ve kültürel köprünün yarattığı istikrar havuzuna gün gelince Ermenistan vatandaşlarının da katılmak istemeyeceğini kimse garanti edemez.

Benzer proje Kuzey Irak’a

Şimdi takvim yapraklarını geriye çevirip tekrar 21 Kasım’a gidelim. Tiflis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü dinleyelim: - Sayın Cumhurbaşkanım Kafkasya’daki bu anlayışı Kuzey Irak için de düşünüyor musunuz?

Gül kesin bir dille “Evet” diyor ve şöyle devam ediyor:

- Evet bizim de isteğimiz bu… Kuzey Irak yönetimi ve orada yaşayanlara bakışımızın bu olduğunu söylüyoruz. Ancak PKK Kuzey Irak’ı zehirliyor. Biz Irak’a ve özellikle Kuzey Irak yönetimine şunu söylüyoruz. Bakın PKK’ya göz yummanın maliyeti ile Türkiye ile dost olmanın getirisini teraziye koyun. Bakın hangisi ağır basacak. Ona göre hareket edin.

Kimin projesi?

Türkiye’nin komşularına yaklaşımından bunun bir proje olduğu ve titizlikle uygulandığı söylenebilir mi? Belki de… Henüz çerçevesi net çizilmiş ve içeriği açıklanmış bir proje yok. Ancak Başbakan Erdoğan’ın dışpolitika başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ‘komşularla sıfır sorun’ politikası göz önüne alındığında Türkiye’nin kuzey ve doğu komşularıyla gerçekleştirmek istediği istikrar vaat eden “ortak pazar”ın “teorik” zemini ortaya çıkmış oluyor. Üstelik Türkiye’nin çıkarına olan bu projenin uluslar arası alanda destek göreceğini belirtmeliyiz. Bölgede daha fazla istikrarsızlığın çıkarlarını tehdit ettiği Washington yönetiminin Bakü-Tiflis-Ceyhan projesine verdiği destekle tavrını ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Ya da ABD’nin Türkiye’yi Kuzey Irak ile ‘eklemlenme’ sürecine itmesi bu yaklaşımın ikinci örneğini teşkil ediyor.

Eğer bu bir projeyse ve Türkiye bölgede istikrar merkezi rolünü üstleniyorsa, bu Gürcistan ve Azerbaycan ile oluşturduğu ortak istikrar alanına Ermenistan’ın da katılacağı anlamına geliyor. Yani Koçaryan pek de haksız sayılmaz. Bu yüzden Ermenistan’daki seçimleri ve ‘renkli devrim’ girişimlerini iyi izlemek gerekiyor. Elbette Rusya’nın buna vereceği tepkiyi de…

iyibilgi.com

Bu haber 5,449 defa okundu.