İngiliz bakan: 'Cezaevleri dolduysa yenilerini yaparız'

7 Aralık 2007 12:25 tsi
İngiltere'de beş yıldır 'can sıkan' cezaevleri sorununa, Adalet Bakanı Jack Straw'dan çözüm önerisi geldi. Straw, uzun zamandır somut sonuçların alınamadığı cezaevi krizini, "yeni cezaevleri inşa ederek" aşacaklarını ifade etti.

Bu plana göre, hükümet, yaklaşık 1,2 milyar sterlinlik ek harcama yaparak, mevcut kapasiteye 10 bin 500 kişilik ek yapılmasını sağlayacak. Ancak uzmanlar, yeni cezaevleri yapmanın çözüm olmadığını, esas reformun ceza sisteminde gerçekleşmesi gerektiğini ifade ediyor.

Ülkede, son dönemin en önemli mali ve siyasi meseleleri arasında görülen cezaevi krizi, aslında 5 yıl kadar önce kendini hissettirmeye başlamıştı. O dönemde, İngiltere'deki hükümlülerin üçte ikisinin, kapasitesini aşmış cezaevlerinde kaldığı belirtiliyordu. İlgili kuruluşlar da yetkililere, cezaevlerinin bir kez daha "depoya dönüşmeye başladığı" uyarısını yapıyordu.

Dönemin Cezaevleri ve Gözetim Hizmetleri Bakanı Hilary Benn, mevcut seviyenin "memnuniyet verici olmadığını" ancak, sınırı da aşmadığını belirtmiş, tutukluların hala eğitim alabildiğini, davranış programları ve amaca yönelik aktivitelerden yararlanabildiğim söylerken hükümet de, cezaevindeki hükümlü sayısına yasal limit konulması fikrini reddetmişti.

İngiltere Adalet Bakanı Straw da cezaevlerinin artık tamamen dolduğu 2007 yılının temmuz ayında, daha fazla cezaevi hücresi yapılmasının çözüm olamayacağını savundu. Straw, Times'a verdiği demeçte, krizin aşılması için ulusal tartışma zemini yaratılmasını, özellikle bir yıldan az ceza gerektiren durumlarda, "gözetim cezalarına" daha az başvurulmasını önerdi. Straw, hapis cezalarının reha-bilite edici ve cezalandırıcı bir önlem olarak kullanımıyla ilgili ulus çapında tartışma başlatmanın zamanı geldiğini belirtti. Bu dönemde muhafazakar politikacılar, hükümeti bu krizle ilgili 2002'den beri uyarmaya çalıştıklarını ve hükümetin yeni cezaevleri inşa etmek için çok geç kaldığını dile getirdiler. İngiliz hükümeti bu dönemde, sorunla başet-mek için çeşitli kısa dönemli çözümler üretti.

'YABANCI MAHKÛMLARA RÜŞVET'

Cezaevlerinde biraz yer açmabilmek için, farklı zamanlarda binlerce tutuklu, tahliye zamanlarından erken salıverildi. Erken tahliyeler, ceza sisteminin etkinliğini yitirmesine, kurbanların haklarının ihlaline ve kamunun tehlikeye atılmasına neden olacağı gerekçeleriyle eleştirildi. Temmuz ayında erken tahliye edilen 1.700 mahkumdan 30'unun dışarıdaki ilk haftalarını doldurmadan yeniden suç işlemeleri, tartışmayı alevlendirdi.

Bunun üzerine, İngiltere İçişleri Bakanlığı geçen yıl, 8 bin mahkum için yapılması planlanan yeni hapishanelerin masraflarının karşılanması için cezaevlerinin hisselerinin halka açılmasını önerdi. İçişleri Bakanı John Reid yine 2006'da, cezalarını ülkelerinde tamamlamayı kabul eden yabancı mahkumlara, 2.500 sterlin ödeneceğini açıkladı. Muhalefetin, "rüşvet" yorumu yaparak sert şekilde eleştirdiği önlemle cezaevlerindeki n bin yabancı mahkumun sayılarının azaltılması hedeflendi. Bütün bu önlemlere rağmen, bu hafta itibariyle 8ıbin 864 tutuklu ve 177 zanlının toplam yatak kapasitesi 8ıbin 517 olan İngiliz cezaevlerini doldurduğu açıklandı.

Adalet Bakanı Straw, artık daha fazla tutuklu alamayacak cezaevlerindeki kalabalık sorununun çözülmesi içinse önceki gün bir milyar sterlinlik yeni hükümet planını duyurdu. Plana göre, her biri 2 bin 500 kişilik devasa 3 cezaevi inşa edilmesi ve 2014'e kadar ülke genelinde şu anda yaklaşık 81 bin 500 kişi olan cezaevi kapasitesinin 96 bine yükseltilmesi hedefleniyor. İngiltere'de hükümetin kapasiteyi artırmak için üç yeni hapishane yapma planlarını açıkladığı sırada, suç ve suçlularla ilgili çarpıcı rakamlar da ortaya konuldu. Resmi istatistiklere göre, halen 81 bin 455 mahkûmun bulunduğu İngiltere ve Galler'deki hapishanelerden tahliye edilen kişilerin yüzde 64'ü, tahliyelerini takip eden 2 yıl içinde yeniden suç işliyor. Uzmanlar, ülkede cezaların caydırıcılığının sorgulanmaya muhtaç olduğunu belirtiyor.

100 BİN KİŞİDEN 148'İ İÇERİ ATILIYOR

Her 100 bin kişiden 148'inin hapishaneye girdikleri ve bunun da Batı Avrupa'daki en yüksek oran olduğuna işaret eden istatistikler, mahkumların yüzde 70'inin hapishaneye girerken uyuşturucu bağımlısı olduklarını ve bunların yüzde 8o'inin de hayatları boyunca hiçbir uyuşturucu tedavisi programına alınmadıklarını gösteriyor.

2003 yılında ülkedeki sadece bir hapishanede alkolizmle bağlantılı bir tarama yapıldığına ve bunun dışında mahkumların alkol sorunuyla da ilgilenil-mediğine işaret eden istatistikler, mahkûmların yüzde 82'sinin n yaş ortalamasından daha iyi okur durumda olmadıklarına dikkat çekiyor. İstatistikler, mahkumların yüzde 67'sinin hapse girdiği dönemde işsiz olduğunu, yüzde 30'unun da tahliye edildiklerinde gidecek bir evleri olmadığını, ayrıca ülkede 15-17 yaş grubundaki mahkum sayısının da 2441 olduğunu gösterdi.

15-17 yaş grubundakilerin de yüzde 76'sının tahliyelerinden sonraki yıllarda yeniden suç işlediklerine işaret eden uzmanlara göre, istatistiklerin 16-20 yaş grubundaki mahkumların yüzde 85'inde davranış bozukluğu var. Bu arada uzmanlar, İngiltere'de 17 bin 700 çocuğun, cezaevinde bulunan annesinden ayrı büyümek zorunda kaldığına ve kadın mahkumların yüksek sayısına işaret ederek, bunun çocuklarda önemli olumsuzluklara yol açması riskine dikkat çekti. İngiltere'deki hapishanelerde 12 bin 275 etnik azınlık mensubunun bulunduğu da ifade edildi.

Birgün

Bu haber 545 defa okundu.