Kışlalı, ABD'nin istihbarat fiyaskosunu böyle açtı

7 Aralık 2007 11:29 tsi
ABD istihbarat örgütlerinin fiyasko diye vasıflandırılabilecek, eski raporlarının tersi, yeni değerlendirmelerinin ortaya çıkması, Türkiye'yi, PKK ile Kuzey Irak'taki mücadelesinde beklediği istihbarat desteği açısından da ilgilendirir.

ABD'nin, her biri dev bütçelerle güçlendirilmiş tam 16 adet casus örgütü var. Bunların istihbarat raporlarına dayandığını söyleyen Başkan Bush, son görev döneminde ikinci defa, dünya kamuoyu karşısında, tevil etmeye çalışsa da, mahcup duruma düştü. Ortaya çıkan gerçekler iki kararını fiyaskoya dönüştürdü. Şimdi artık hiçbir sebeple İran'a saldırma tehdidinde bulunamaz hale geldi.

Önce Irak'ta Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olduğu istihbaratına dayanıp Irak'ı istila etti. Ama varsaydığı durumun gerçek olmadığı anlaşıldı. Irak ile iddiaların ortaya atılışından beş yıl sonra, savunduğu 'İran gizli nükleer silah üretimine çalışıyor' iddiasıyla dünyayı harekete geçirmeye çalıştı. İngiltere, Almanya ve Fransa gibi Batı ülkeleri başta olmak üzere Birleşmiş Milletler çoğunluğundan İran'ı cezalandıracak yaptırımlar çıkarttı. Türkiye'ye bile 'İran nükleer silaha sahip olursa' kaygısı aşılayarak, İran ile iki santral inşası anlaşmasına engel olmaya çalıştı.

Bu dünyanın son süper gücünün dehşetengiz 16 casus örgütü, şimdi ittifakla yayımladıkları istihbarat raporunda 'İran 2003 yılından beri nükleer silah üretimi ile ilgili çalışmalarını durdurdu' dediler. Bu değerlendirmenin kaynağının elde edilen yeni istihbarat olduğu öne sürüldü. Başta Amerikalılar olduğu halde, hemen herkesi şaşkınlık içinde bıraktılar. Oysa daha iki yıl önce aynı örgütler İran'ın gizli nükleer silah çalışmalarında bulunduğunu öne sürmüşlerdi.

Şimdi 'Ancak gelecek 10 yılın ortasında nükleer silah üretebilecek hale gelirler, eğer yeterince nükleer yakıta sahip olabilirlerse' diyorlar. Bush ise İran'ın bu durumunun kendi yönetiminde uygulanan baskılardan ileri geldiğini düşünüp, yaklaşımın sürdürülmesinden yana görülüyor.
Oysa sadece iki ay önce "İran'ın nükleer silah çabaları 3. dünya savaşına sebep olabilir" diyordu.

Açıklanan istihbarat raporu İran'ın gizli nükleer silah üretme ile ilgili bir tasarısı olduğunu da kaydederek, şimdiye kadar ABD'nin öncülük ettiği baskılardan vazgeçilmemesi mesajını da veriyor.
Türkiye'nin İran'ın nükleer silah üretmesi olasılığıyla ilgili, oldubitti kaygıları olduğu bilinir. Birleşmiş Milletler'in nükleer müfettişlerinin raporlarında İran'ın 18 yıldır bu alanda, her zaman açıklanmayan çalışmaları olduğu kaydedilir. Olayları yakından izleyen uzmanlar, konuyla Türkiye'nin ilgisi gündeme geldiğinde, "Türkiye şimdi NATO şemsiyesi altında, nükleer silaha sahip olma gereksinimi duymuyor. Ama İran bu silaha sahip olduğunda Türkiye'nin de bir ciddi girişimi olacaktır" demişlerdir.

ABD istihbarat örgütlerinin fiyasko diye vasıflandırılabilecek, eski raporlarının tersi, yeni değerlendirmelerinin ortaya çıkması, Türkiye'yi, PKK ile Kuzey Irak'taki mücadelesinde beklediği istihbarat desteği açısından da ilgilendirir. Çünkü orada PKK'ya karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sürdürdüğü mücadele ile ilgili istihbarat, aksi iddia edilse ve teknolojik istihbaratın önemi vurgulansa da, daha ziyade, ABD istihbaratının zayıf kaldığı 'humint' denilen insan unsuruna dayanmaktadır.
Önce temelsiz olduğu kanıtlanan Irak işgali, Guantanamo ve Ebu Garip cezaevleri fiyaskolarından sonra bu yeni istihbarat değerlendirmesinin, Bush yönetiminde ABD itibarına büyük darbe vurduğunu, şimdi bu ülkenin itibarlı medyası da kabul ediyor.

Mehmet Ali Kışlalı / Radikal

Bu haber 596 defa okundu.