En Sıcak Konular

Türköne'den Sakık'a: Elbette tek milletiz

7 Aralık 2007 09:00 tsi
Türköne'den Sakık'a: Elbette tek milletiz DTP milletvekili Sırrı Sakık'ın mecliste yaptığı konuşmada tek millet kavramına itirazda bulunmasının üzerine Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, bu itirazın kardeşliği de reddetmek olduğunu yazdı...

Mümtazer Türköne/ Zaman

Elbette tek millet!

Sembollere ve araçlara takılıp, özü ve amacı kaybetmek galiba bu topraklara özgü bir bakış hatası. DTP'li Sırrı Sakık'ın Meclis'te yaptığı teatral konuşma, öz ve amaç ile semboller ve araçlar arasında bazen kopan ilişkiye taze bir örnek.

Sakık, üniter yapıya "evet" diyor; ama "tek millet"e abartılı bir itirazda bulunuyor. Sırrı Sakık'ın tek millet için tekrarladığı "asla"yı, üniter devlet yapısı için söylemesi belki garip kaçmayacaktı. "Tek millete evet; ama üniter yapıya asla" demiş olsaydı, anlaşılır ve anlamlı bir şey söylemiş olacaktı. Ben, Sırrı Sakık'ın da sözünün ne anlama geldiğinin farkında olmadığını düşünüyorum. Tersini söylemiş olsaydı belki, bulunduğu konum ve savunduğu ilkeler açısından daha doğru bir şey yapmış olurdu.

İsviçreliler tek millettir. Dört ayrı dili konuşurlar. İsteyen kanton, bağımsızlığını ilan edip oldukça konfederatif yapıdan kopabilir. Ama İsviçreliler "Tek Millet" olduklarını tarih boyunca defalarca ispatlamışlardır. Üniter yapı veya üniter ulus-devlet "tek millet"e dayalı bir siyasî organizasyon, yani devlet yapısı olarak tercih edilmektedir. Amaç "tek millet" halinde yaşamaktır. Tek millet olarak kalmaktır. Tek millet arzusuna uygun şekil ise üniter devlettir. Ama İsviçre örneği tek milletin üniter yapının tam karşısında da muhafaza edilebileceği ve yaşatılacağına kanıttır. Milliyetçilik yerine "ulusçuluk" kelimesini kullananlar, sol ve evrensel bir şemsiyenin altına girdikleri zehabına kapılıyorlar. Vatanseverlik veya yurtseverlik bile, milliyetçiliğin bir versiyonudur. Karşımızda iki asrı aşkın dünya siyasetini, diplomatik gelişmeleri ve tarihi belirleyen ana dinamik duruyor. Milliyetçiliği anlamadan yakın tarihi anlamak neredeyse imkânsızdır. Milliyetçiliğin arkasında ise, geleneksel cemaat yapılarının dağılması ile ortaya çıkan hayalî bir cemaat inşa etme ve bu cemaate mensup olma çabası yatmaktadır. Hatırlayalım: Milliyetçiliği ilk defa icat eden Fransız İhtilali'nin tercih ettiği kelime "fraternité" yani "kardeşlik". Osmanlılar bu kelimeyi aslına uygun olarak "uhuvvet-i siyasîye" olarak Türkçeye tercüme etmişler ve siyasî tartışmaların zembereği haline getirmişlerdir. Bir Millet olmak, insanların siyasî anlamda kardeş olmalarıdır. Osmanlı aydınlarının ve onların yanında devlet ricalinin büyük çabalar harcayarak oluşturmaya çalıştıkları Osmanlılık fikri, tam da yurtseverlik olarak tanımlanabilecek bir tür milliyetçiliktir. Bu yurtseverliğin ortak paydası Osmanlı tebası olmanın getirdiği Osmanlılık sıfatı ve aynı ortak vatanda yaşama paydasıdır. İttihad-ı Osmanî veya Osmanlıcılık fikri, aynı vatanda yaşamayı ve Osmanlı sıfatına sahip olmayı kuvvetli bir siyasî kardeşlik bağına dönüştürmeyi amaçlamıştır. Cumhuriyete intikal eden vatan fikri ve vatanseverlik doğrudan Osmanlıcılık fikrinin mirasıdır. Namık Kemal'in ünlü "Vatan Kasidesi" ve "Vatan Yahut Silistre" piyesi Osmanlı vatanını ve Osmanlıcılık fikrini savunmak için kaleme alınmıştır.

Cumhuriyet, çok etnikli Osmanlı İmparatorluğu'nun vârisi olarak ulus-devlet olmaya karar vermiş ve bu tercihi için Fransız modelinde merkeziyetçi bir üniter-ulus devlet formu oluşturmaya girişmiştir. Bu formun içeriğini doldururken ırkçılıktan kültür milliyetçiliğine kadar farklı millet arayışlarına da girişmiştir. Bu arayışların çoğu fos çıkmış ve kısa zamanda gündemden kalkmıştır. Bugün Türkiye'nin yaşamakta olduğu siyasî dönüşümün altında bu ulus-devlet formunun dayanağı olan milleti yeniden tanımlama ihtiyacı yatmaktadır. Türkiye'de yaşayan insanların tek millet olmadıklarını söylemek, siyasetten önce kardeşliği bütünüyle reddetmek demektir. Eğer ortada tek millet yoksa veya tek millete dair inancınız kaybolduysa üniter yapının da hiçbir anlamı yoktur. Millet olmak birlikte var olmak, gelecekte de birlikte var olmaya karar vermek demektir. Türkiye Kürt sorunu üzerinden bu kararını yeni bir forma sokmak zorundadır. Bu ihtiyaç ayrı, tek milleti inkâr etmek ayrı. Kardeşliği tesis etmek için şimdi elimizde çok daha elverişli bir demokratik iklim var. Ve kardeş olup olmadığımıza 72 milyon, demokrasi içinde ve demokrasi sayesinde karar verecek. Sırrı Sakık'ın 'asla'larına karşı ben de diyorum ki, biz kardeşiz, yani tek milletiz.



Bu haber 305 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,245 µs