2008 Mayıs! | " /> 2008 Mayıs! | "/>

En Sıcak Konular

Küresel likiditenin dip noktası: 2008 Mayıs!

3 Aralık 2007 20:14 tsi
Küresel likiditenin dip noktası: 2008 Mayıs! Küresel dalgalanma Türkiye'yi diğer ülkeleri etkilediği kadar etkilemedi. Bu doğru... Ancak Türkiye eskisinden daha çok dış dünya ile iletişimde. Bu ise kaçınılmaz olarak dışarıda meydana gelen dalgalanmaların etkisini içeride artırıyor. Küresel dalgalan

Küresel likiditeki belirsizlik nedeniyle dış kaynak maliyeti yükselen bankalar bunu iç kredilere yansıtmaya başladı. Bankalar kredi kullandırırken daha büyük özkaynak, daha yüksek teminatlar istemeye başladı.

Bir yandan yılsonu bilançolarını düşünen bankacılar, öte yandan ise 2008'i tahmin etmeye, değişik senaryolara göre planlarını oluşturmaya çalışıyorlar. Küresel likidite konusunda hâlâ büyük belirsizlik yaşandığını kaydeden bankacılar, bir sıkıntı halinde bunun içerde ilk olarak kullandırdıkları kredileri olumsuz etkileyeceği görüşündeler. Bankaların dışarıdan kullanıp, içeride krediye dönüştürdükleri kaynağın azalması, doğal olarak içeride reel sektöre, hizmetler sektörüne kullandırdıkları kredilerin de azalmasına neden olacak. Dışarıdan kullandıkları kredilerin hacimleri azalmasa bile, maliyetlerinin artacağını kaydeden bir bankacı, “Zaten şimdiden maliyetler artmaya başladı” dedi. Bu artan maliyetlerini kredi kullananlara ister istemez yansıttıklarını ifade eden aynı bankacı, “Dolayısıyla maliyetler artacağı için zaten kredi talebinde de bir azalma olabilir” diye konuştu.

Maliyet artışı kesin
Özellikle içerdeki büyük bankaların dışarıdan kullandıkları kredileri artırmasalar bile roll-over edebileceklerini kaydeden bankacılar, ancak hacim azalmasa bile maliyetlerin artmasının kesinleştiğini, şimdiden bunu hissetmeye başladıklarını söylediler. İçerideki bankaların asıl büyük roll-over dönemlerinin mayıs ayında başlayacağını hatırlatan bankacılar, zaten 2008 Mayıs ayının da küresel likiditedeki en dip nokta olabileceğine dikkat çekiyorlar. Dolayısıyla maliyetler de o dönemde çok yükselmiş olabilir. Bankaların içeride kredi kullandırırken son günlerde, artık birkaç ay öncesine kıyasla bile çok daha titiz davrandıkları da göze çarpıyor.

Kredi talebi azalacak
Örneğin, kredi kullandırmak için şimdi çok daha büyük özkaynak şartı aradıklarını, daha yüksek teminatlar istemeye başladıklarını bankacılar da itiraf ediyorlar. Bunun ister istemez maliyetleri artırdığını kabul eden bankacılar, “Küresel likidite belirsizliği bizi zorunlu olarak daha temkinli olmaya itiyor” diyorlar. Bu durumun önümüzdeki yıl daha da ağırlaşacağı kesin. İşte bu nedenle sadece faizler değil, diğer unsurlar nedeniyle de kredi maliyetlerinin artması, bunun da doğal olarak kredi talebinde azalmaya yol açması, kaçınılmaz görülüyor.

Reel sektörü de etkiler
Bankacılar, belirsizlik nedeniyle temkini elden bırakmak istemiyor. Buna göre kaynak ve plasman yapıları ile vadelerini yeniden tahmin edip, buna göre plan yapmaya çalışıyorlar. Yıl sonuna kadar önemli bir sorun beklemeyen bankacılar, hesaplarını 2008 için, özellikle de şubat, mart aylarından sonrası için yeniden düzenlemeye çalışıyorlar. Bankaların dış kredilerinin kısılması sadece bankaların kredi hacimlerini etkilemeyecek, doğal olarak içerideki büyüme oranlarını da belirleyecek. Böyle bir sıkıntının döviz fiyatlarında yaratacağı etki ve cari açığın finansmanı açısından da değerlendirilmesi gerekiyor.

Çünkü dışarıda bir likidite sıkıntısı olduğu takdirde, bu sadece bankaların kullandıkları kredileri değil, çok yüklü dış borçlanma yapan reel sektörün finansman yapılarını da etkileyecek. İki taraflı bir döviz girişinin azalması ise aynı zamanda kurlarda daha hızlı bir hareketi de beraberinde getirebilir. 2008 yılına ilişkin makro dengelerin yine düşük kur üzerine kurulduğu düşünüldüğünde, dış kredilerinin kesilmesinin makro dengeler üzerinde yaratacağı etkinin büyüklüğü de kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.

Buna karşılık reel sektörün, son dönemde ne kadar önemli artışlar gösterse de kullandığı kredilerin büyük kısmının uzun vadeli olması, piyasaları rahatlatan bir unsur olarak ortaya çıkıyor.

Merkez Bankası’nın son dönemde artırdığı, “döviz kazanmayan döviz kredisi kullanmasın, bankalar da kullandırmasın” uyarısı da bu sözünü ettiğimiz dış kaynağın kesilmesi riskiyle ilişkili. Firmaların pozisyon açığının arttığına işaret eden Merkez Bankası, ihracatçı olmayan firmaların pozisyon açığı ve açık pozisyon taşıyanların sayısının arttığını kaydederek, firmaların kur riskinden korunmak amacıyla türev ürünleri kullanmaları, bankacılık sektörünün ise kredi riskini azaltmak için döviz geliri olmayan ve pozisyon açığı yüksek olan firmalara kredi kullandırırken daha ihtiyatlı davranmalarını istedi.

2007 yılı haziran ayına kadar yavaşlayan kredi artış hızının bu tarihten itibaren ılımlı bir yükseliş gösterdiğine işaret eden Merkez Bankası Raporu'nda bu hızlanmada faiz oranlarında bir değişiklik olmamasına rağmen siyasi belirsizliğin azalmasının etkili olduğu hatırlatıldı. Raporda “Önümüzdeki dönemde kredi artış hızının seyrini belirleyecek olan temel unsurun bankaların dış finansman kaynaklarının gelişimi olduğunu düşünülmektedir” denilerek, bankaların kullandıkları dış kredilerin içeriye nasıl büyük etki yaptığının da altı çizildi. 

Büyüme olumsuz etkilenir
Aslında Merkez Bankası’nın en önemli risk unsuru olarak dikkat çektiği cari açığın finansmanı da yine dış kredilerin temini ile yakından ilişkili.

Dış kredi akışındaki aksamanın yaratacağı en önemli sıkıntılardan biri büyümede görülecek. Özel sektöre dayalı bir büyüme olduğu, firmaların büyüyebilmeleri için finansman imkanlarının kolaylaştırılması gerekirken, tersine finansman imkanlarının azalması ve maliyetlerinin artması, firma kesimindeki büyümeyi olumsuz etkileyecek. Bu da doğal olarak küçük ve orta ölçekli sanayilerden başlamak üzere reel sektörde sıkıntı yaratabilecek.

Zaten yüksek olan işsizlik oranının daha da büyümesi de bir başka sonuç olacak.

Erdal Sağlam/Referans



Bu haber 592 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,597 µs