En Sıcak Konular

Daha çok PKK'lı öldürmek başarı değil, başarısızlıktır!

3 Aralık 2007 14:32 tsi
Daha çok PKK'lı öldürmek başarı değil, başarısızlıktır! USAK (Uluslar arası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkanı Sedat Laçiner, uluslararaası arenada kazanılan başarılar sonucunda, 2007 yazından farklı olarak, bugün Kuzey Irak'ta Türkiye'nin tek bir düşmanının kaldığının altını çiziyor: PKK! Laçiner'e gör

Sedat Laçiner/ Taraf

Sınırötesinden ne beklemeli?

Milliyetçiliği kendi tekellerinde görenler uzun süre “Ordu Erbil’e” diye bağırdılar. Eğer “hemen sınırötesi” diyenlere kulak verilmiş olsaydı aylar öncesinde Irak’ın dağlarındaydık. Asker “bizi artık rahat bırakın” demesine rağmen sınırötesi için geç kalındığını iddia edenler hala var. Onlara göre kar ve soğuk bastırdı ve artık sınır ötesi operasyon için uygun bir ortam kalmadı. Şaşırtıcı olan ise karı ve soğuğu bu kadar çok düşünenlerin Türk ordusunu Amerikan askerleri, Peşmergeler ve PKK teröristleri arasına atmakta hiçbir sakınca görmemeleri. Irak’taki yerel güçler ve dünyanın tek küresel gücü olan ABD ile olan ilişkilere hava durumu kadar dahi stratejik önem atfetmeyişleri. Bu yaklaşımda olanlara göre ordu hemen Irak’a girmeliydi ve şehitlerin öcü ancak dağda tek bir terörist kalmayıncaya kadar öldürmeye devam etmek ile alınabilirdi. Doğrusu bu yaklaşım birinci nesil savaşlarda dahi ‘ilkel’ sayılabilecek bir yaklaşımdır. Başka bir deyişle şu an karşılaştığımız sorun ile Mete Han karşılaşsa idi 21. yüzyıldaki bazı torunlarının “kana kan intikam” bağrışları karşısında önce güler, sonra da üzülür idi.

Yetkinin güvenlik güçlerine verildiği 28 Kasım’daki şartları seçim öncesi ile kıyasladığımızda Türkiye’nin çok daha avantajlı bir durumda olduğu rahatça görülebilir. Öncelikle artık hiç kimsenin aklında “askerlerimiz Irak’ta Amerikan askerleri ile de çarpışır mı, Peşmerge ile de çatışma çıkar mı?” soruları yoktur. Hatta ABD ile istihbarat paylaşımı kararı alındı ve Amerikan Başkanı tarihte ilk defa olarak “PKK ABD’nin düşmanıdır” dedi.

Amerika’da, bizden farklı olarak, devletin başı farklı, ucu başka tellerden çalmaz. Nitekim Başkan Bush’un ifadeleri en uçtaki Amerikan askerine kadar yansıyor. 1 Aralık’ta yapılan nokta operasyonunda da ABD istihbaratının katkısının olduğu iddiaları basına sızıyor. En azından Türkiye biliyor ki ABD PKK’nın Irak’taki varlığına karşı bundan böyle Türkiye’nin karşısında değildir. Irak hava sahası da, yine Amerikalıların izni ile Türk uçaklarına ve helikopterlerine açıldı. Dahası bazılarının İmralı’da görmek istediği Barzani’nin adamları 5 Kasım’dan itibaren sınırlı anti-terör operasyonlarına karşı çıkmayacaklarının mesajlarını verip duruyorlar. Her ne kadar Türk medyası sürekli olarak uç noktalardaki açıklamaları, adeta PKK’nın temsilcisi gibi davranarak, piyasaya sürüyorlarsa da Barzani ve Talabani ABD-Türkiye arasında sağlanan 5 Kasım Mutabakatı’ndan bu yana PKK’nın tasfiye edilmesi sürecine bizzat katılıyorlar. Başka bir deyişle Türkiye Bahar 2007 veya Yaz 2007’den farklı olarak bugün Irak’ta bir tek düşman ile karşı karşıyadır, o da PKK’dır.

Çok daha iyisi uluslararası platformda Türkiye’nin kendisini savunma hakkına saygı durmayan ülke yok gibi. Suriye, İran, ABD, İsrail, Rusya, İngiltere gibi birbirinden çok farklı ülkeler dahi Türkiye’ye terörle mücadelesinde hak veriyorlar. İçeriye baktığımızda da daha iyi bir tablo ile karşı karşıyayız: DTP karşısında çok daha olgun bir devlet görüyoruz. DTP hala seçim sonuçlarının altından kalkabilmiş değil. Şahinler ve güvercinler arasındaki çekişme çok net. PKK’nın DTP’yi işgal projesi eline yüzüne bulaşıyor. Politika üretemeyen şahinler her geçen gün terörün alternatif olma özelliğini kaybetmesine istemeden de olsa katkı sağlıyorlar. Eğer devlet tüm provokasyonlara rağmen sabırlı olabilir, hedefinin DTP ya da birkaç şahıs olmadığını, asıl hedefin terörü bitirmek olduğunu unutmaz ise içeride de PKK’nın tasfiyesi için altın bir şans doğuyor.;

Özetle Türkiye konuya sadece askeri boyuttan bakmamakla, sınırötesi operasyonları diplomatik sahada başlatıp siyasi alanda sürdürüp, ekonomik adımlar ile takviye etmekle büyük bir avantaj yakalamış durumda. Belki de terörle mücadele konusunda sivil aklın bu derecede kullanılabildiği ilk deneyim ile karşı karşıyayız. Ancak bu iyimserlik devam edip PKK’nın tasfiye süreci ileri aşamalara ulaşsa dahi Irak’taki operasyonları abartmamak gerekir. Mevcut tablo içinde ilk dikkat edilmesi gereken husus terörün sadece terörist öldürerek ortadan kalkmayacağı gerçeğidir. PKK tasfiye edilebilir, ancak terörün kökleri, terörün istismar ettiği toplumsal hastalıklar giderilemezse terör yeni isimler ve şekiller alır. Başka bir hal ile karşımızda belirir ve bir çeyrek asır daha Türkiye’yi oyalar. Ayrıca unutulmamalıdır ki, terörde başarı öldürdüğünüz kişi sayının çokluğuyla değil, azlığıyla ölçülür. Zaten Türkiye’nin şu ana kadar 24.000’den fazla PKK’lı öldürdüğü, örgütün şu anki militan sayısının ise 5-7.000 arasında olduğu düşünülecek olur ise ve pişman olanlar, yaralananlar vd. dikkate alınır ise Türkiye PKK’yı şu ana kadar en az 5 kez yok etmiştir. Ancak ne kadar çok terörist öldürüldüyse bir o kadar daha ortaya çıkmıştır. Bundan sonraki deneyim geçmişteki hataları tekrarlamak üzerine kurulu olmamalıdır. Hedef PKK’yı bir altıncı kez daha yok etmek değil, terörü, yani onun istismar ettiği ortamı ortadan kaldırmak olmalıdır.

Mevcut tabloda rahatsızlık veren bir diğer husus ise Türkiye’nin terörle mücadelede hala inisiyatifi tam olarak ellerine alamamış olmasıdır. Geçmişte tam anlamıyla sürüklenen ve inisiyatif açısından ABD, Barzani, AB ve hatta PKK’nın dahi gerisine düşen Türkiye belki de ilk defa olarak sürüklenmekten çok inisiyatifi ellerine almaya başlıyor. Ancak yapılması gerekenler listesi hala çok uzun. İstihbaratta ABD’ye duyulan ihtiyaç, üst düzey teröristlerin ancak paketlenip teslim edilirse ele geçebiliyor olması, sınırların ancak üçüncü güçler ‘rahat durur’ ise nispeten terörist geçişlerine kapanıyor olması inisiyatifin henüz tam olarak Türkiye’ye geçmediğinin açık göstergeleri. Türkiye sorunlarının çözümünde öylesine yavaş ve etkisiz kalıyor ki Türkiye’deki Kürtçü grupların temsilcileri ile görüşüp onları PKK sonrasına hazırlamak işi bile ABD’nin Ankara’daki büyükelçisine düşebiliyor.

 

 



Bu haber 427 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,275 µs