KADEP Genel Başkanı ve eski Bayındırlık Bakanı Şerafettin Elçi'yle Akşam Gazetesi'nden Nagehan Alçı konuştu.
Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Elçi, 1977 seçimlerinden sonra Ecevit hükümetinde Bayındırlık Bakanlığı yapmış bir isim. 1997'de Demokratik Kitle Partisi'ni kurdu ama parti 99'da kapatıldı. Şiddeti reddeden çizgisi ve PKK'ya ağır eleştirileriyle tanınıyor.
Mutlu olmak için Türk olmak şart mı? Büyükelçi Wilson'ın kahvaltısına katılan yılların siyasetçisi Şerafettin Elçi: Ne mutlu Türküm diyene, müthiş şoven bir söylem. Sen niye mutlu olmak için Türk olmak zorundasın? Vatandaş olunması yeterlidir
Ross Wilson'ın kahvaltı daveti size ne zaman ve nasıl geldi? - Geçen hafta beni büyükelçilikten aradılar. “Büyükelçi davet veriyor, katılır mısınız?” diye sordular. Katılırım dedim ama kim katılıyor, amacı nedir diye sormadım.
Ne kahvaltısı dendi size? - Amacı Türkiye'ye gelen parlamentere Türkiye'de olup biteni, özellikle PKK ve Kürt ekseninde anlatmaktı. Bu işi bilen insanlardan, ilk ağızdan duymak istediler.
Neler konuşuldu? - Bir kere katılımcıların hepsi PKK'nın silahtan arındırılması konusunda hemfikirdi. İlk konuşma sırasını arkadaşlar bana verdiler. Ben de “PKK bir neden değil, sonuçtur. Var olan Kürt sorununun bir sonucudur. PKK olmadan da Kürt isyanları vardı. Sorunun nedenine inmek lazım. Bunun için Kürtlerin kimliğine saygı duymalı ve haklarını garantiye almalıyız. Bu, Türkiye'yi bölmez” dedim.
Siz Türkiye'nin federasyon sistemine geçmesini savunuyorsunuz. Çözüm önerileriniz arasında buna da değindiniz mi? - Hayır, değinmedim. Federasyon ileri bir aşama. Hemen olmaz. Ama insanların bir şeyi kabul etmesi lazım: Merkezi yönetim artık terk ediliyor. Herkesin tek bir merkezden yönetilmesi gerekmez.
Amerikalılar'dan yorumlar geldi mi?
- Hayır.
Toplantının bir sonuç bildirgesi oldu mu? - Hayır.
Anladığım kadarıyla bu, bir fikir alışverişi değil, bir fikir alışıydı yalnızca. - Evet, bizden bilgi almak için çağırdılar.
DTP'li kimsenin çağırılmaması konuşuldu mu? - Hayır, kimse onlar niye yok demedi. Ama herkes şunu savundu: DTP kapatılmamalı. Suç işleyenler şahsi cezalarını çekmeli.
DTP'nin çağırılmamasının altında ABD'nin partiyi şiddet yanlısı olarak görmesi mi yatıyor? - Ona şüphe yok. Artık bunun gizli saklı bir tarafı kalmadı zaten.
Kahvaltıya sadece Kürt kökenlilerin çağrılmasını doğru buluyor musunuz?
- Gelen zat Türkiye'deki Kürt meselesini öğrenmeye gelmiş.
RESMİ TEZLERLE ÇAKIŞIYORUZ Bu kahvaltıyı, ABD'nin içişlerimize müdahalesi olarak görebilir miyiz? - Hayır, günümüzde önemli konularda içişleri diye bir ayrım kalmadı. Önemli olaylar herkesi ilgilendiriyor. Örneğin Pakistan'daki olaylara ilgisiz kalabiliyor muyuz? İç meseleler artık başkalarından yardım alınarak çözülüyor.
Amerika'nın desteği nasıl bir fayda sağlayabilir? - PKK'ya karşı teknik imkanlarından yararlanabiliriz.
Sürekli ABD'yi birilerinin ikna etmesi mi gerekiyor? - İkna değil, bilgilenmek istiyor. Üstelik PKK'yı tasfiyesi için Kuzey Irak'taki Kürtleri ikna etmesi lazım.
PKK'nın sizin gibi barışçı Kürt siyaseti güdenlere zarar verdiğini düşünüyorsunuz. Size düşen görevler de yok mu bu konuda? - Var ama biz görevimizi yapınca başımız belaya giriyor. Parti kuruyoruz, partimiz kapatılıyor. Bir kere biz politika yapınca Kürtlerin hassasiyetlerine göre politika yapıyoruz, o da resmi tezlerle çakışıyor.
Kürt kimliğine çok vurgu yapıyorsunuz. Yükselen Türk milliyetçiliğinden de şikayetçisiniz... - Bizim şikayetçi olduğumuz şoven Türk milliyetçiliği. Yoksa kendi halkını seven Türk milliyetçilinden şikayetimiz yok. Biz hegemonyacı Türk milliyetçiliğine karşıyız.
Sizce “Ne Mutlu Türküm diyene” şovenist milliyetçiliğin ürünü mü?
- Müthiş! Sen niye mutlu olmak için Türk olmak zorundasın? İnsanın mutlu olması için illa Türk olması şart değil. Vatandaş olması yeterlidir.
Amerikan vatandaşı “Ben Amerikalıyım” demekten gurur duyuyor. Türküm demek niye batıyor? - Bir topluma bir etnik kimliği dayatamazsın. Amerika etnik kökeni değil, coğrafyayı işaret ediyor.
Yani “Ne mutlu Türkiyeliyim diyene” desek problem kalkar mı? - Tabii kalkar. Mesela Suriye'ye bakalım. Bir Kürt Suriyeliyim demekten gocunmaz. Çünkü Suriyelilik Kürtlüğü inkâr etmiyor, bir coğrafya ismi.
Ahmet Türk Kürtleri rencide etti
DTP Meclis'e girdiğinde çok olumlu bir hava vardı. Ahmet Türk'ün MHP lideri ile tokalaşması günlerce konuşulmuştu. - Bu çok dramatik bir jest oldu. Bahçeli'nin önünde, çok teslimiyetçi bir tavırla eğilmesi olmadı. Gidip medeni bir tavırla el sıkışabilirdi ama kölevari şekilde eğilmesi çok rahatsız edici oldu.
Bu Kürtler'i rencide mi etti? - Son derece. Büyük rahatsızlık yarattı. Öcalan da bundan büyük rahatsızlık duydu.
KÜRTLER TÜRKİYE'Yİ TERCİH EDER Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulsa Türkiye'deki Kürtler ne hisseder? - Hiç şüphesiz sevinirler. Orta Asya'daki Türki cumhuriyetler bağımsız olunca Türkler sevinmemiş miydi? Aynı şey.
Sıra bize de gelir diye de sevinirler mi? - Sıranın bize gelme meselesi Türkiye'nin takınacağı tavra bağlı. Türkiye, insanları adam yerine koyacak şekilde hareket ederse istemezler bağımsız devlet. Sen bir insanın kimliğini yasaklarsan, dilini yasaklayıp o dilde eğitim vermezsen, coğrafi adları değiştirirsen adam gibi hissetmez.
Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulsa, Türkiye de federatif bir yapıya geçse Türkiye'deki Kürtler hangisini tercih eder? - Türkiye'de olmayı. Hatta oradaki Kürtlerle konfederatif bir yapı oluşturulabilir. Orası Türk devletinin bir şansı olur.
Türkiye'deki Kürtlere derdinizi anlatabildiğinizi düşünüyor musunuz? - Hayır. Bir kere imkanlarımız yok. Bir de şiddet ortamında bizim kendimizi anlatmamız zor. Ben belki göremem ama sonunda Türkiye'nin benim savunduğum görüşlere geleceğine eminim.
Yorumlar
+ Yorum Ekle