Nokta operasyon tamam: Şimdi ne olacak?

1 Aralık 2007 18:10 tsi
Başbakan Erdoğan’ın “28 Kasım itibarıyla askere yetki verildi” açıklamasının ardından Genelkurmay Başkanlığı ilk nokta operasyonu duyurdu. TSK, Irak sınırları içindeki 50-60 teröriste müdahale etti. Operasyonun şekli gelecekteki nokta op

Genelkurmay açıklaması için tıklayınız

Başbakan Erdoğan öğlen saatlerinde gazetecilerin bir sorusuna verdiği yanıttta “TSK ne yapacağını iyi bilir” derken belki de Türk Silahlı Kuvvetleri Irak sınırı içindeki PKK’lı teröristleri vurmaya başlamıştı.

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada Irak hudutları içinde 50-60 kişilik bir terörist grup tespit edildiği, söz konusu teröristler üzerine, bölgeye yakın durumda bulunan ateş destek vasıtaları ile yoğun bir uygulama yapıldığı belirtiyor. Daha önce de Irak sınırı içine topçu ateşi yapılıyordu, ancak uzun bir süredir ilk kez Türkiye’ye ait vuruş gücü yüksek helikopterler Irak sınırına girdi ve operasyon yaptı. Genelkurmay Başkanlığı PKK’lı teröristlere ağır zaiyat verildiğini vurgularken, operasyonun ABD ile varılan anlaşma çerçevesinde “anlık istihbarat” sonucu mu yapıldığı henüz net değil. Ancak uzmanların bu operasyon istihbaratının Türkiye’ye ait olduğu olasılığını güçlü bir şekilde vurguladıklarını hemen hatırlatalım.

İlk bakışta bu arada nokta operasyon ile ilgili birkaç nokta öne çıkıyor. Bu Türkiye’nin bundan sonra belki de sık sık yapacağı nokta operasyonlardan ilkiydi. Başbakan Erdoğan’ın “TSK’ya 28 Kasım itibarıyla operasyon yetkisi verdik” sözlerinin üzerinden bir gün geçmeden gerçekleşen operasyon önemliydi. Açıkçası PKK’lı teröristlerin verdiği zaiyattan da anlaşıldığı gibi teröristler “amansız” yakalandı. Kuzey Irak ile ilgili yeni açılımların tartışıldığı ve dolayısıyla 'Türkiye operasyon yapmayacak' düşüncesinin tekrar hakim olduğu şu günlerde Genelkurmay'ın harekete geçmesi zamanlama açısından yerindeydi. Bu yüzden muhalefetin “geç kalındı” eleştirisi tam olarak haklı değil. Operasyon o sıcak dönemde yapılmış olsaydı belki de teröristler bu kadar amansız yakalanmazdı.

Elbette operasyonun 28 Kasım sonrasında gerçekleşmesi de sürpriz değil. Diğer bir deyişle operasyonun bu günlere sarkması hükümetin diplomatik çabalarını tamamlanması için gerekliydi. Uzun bir süredir yapılan diplomatik temaslar Türkiye’nin operasyonları için uluslar arası kamuoyunu hazırladı. Buna Kuzey Irak yönetimi de dahil. 

Öte yandan operasyonun şekli Türkiye’nin gelecekte nasıl adım atacağı ile ilgili önemli ipuçları sunuyor.

Bir kere operasyonun kara operasyonu olmadığı, ancak Genelkurmay’ın açıklamasında belirtildiği gibi kara operasyonunun “gerektiği” takdirde yapılabileceği vurgulanmalı. Ancak yüksek ihtimal bundan sonra da operasyonların nokta atışlı hava operasyonları olacağı yönünde. Büyük grupların görülmesiyle teröristlerin bundan sonra da havadan vurulacağı açık. Bu tüm dikkatlerini Türkiye’nin Kuzey Irak operasyonuna yöneltmiş uluslar arası kamuoyunu ürkütmemek için de doğru bir adım. Ancak sadece hava operasyonu ile teröristlerin imha edilemeyeceği düşünüldüğünde uluslar arası kamuoyunun -yine nokta- kara operasyonlarına kendini hazırlaması en doğrusu.

Sonuç olarak görülen şu: Türkiye PKK’nın lojistiğini ve dış desteğini keserken, hatta PKK’lı liderler Türkiye’ye teslim edilirken, doğru istihbaratla nokta operasyonlarını sürdürecek. Bunu yaparken hedefini doğru tanımlayacak ve sık sık vurgulandığı gibi operasyonun sadece PKK'ya yönelik olduğu, Kuzey Irak'ı hedeflemediği açıkça belli edilecek. Ancak Başbakan Erdoğan’ın da söylediği gibi bu sadece operasyonlarla sınırlı bir proje değil. Hükümet aynı zamanda Güneydoğu'ya yönelik kapsamlı bir proje geliştirirken, Kuzey Irak'a yönelik yeni açılımlar peşinde olduğu izlenimi veriyor. Diğer yandan hükümetin PKK’lı teröristleri dağdan indirmek için de kimi adımlar atacağı ileri sürülenlerden. Dış desteği de kesilen teröristlerin önünde fazla alternatifin olmadığı açık.

Bu haber 1,590 defa okundu.