En Sıcak Konular

PKK ile psikolojik savaş: Propaganda broşürleri?

29 Kasım 2007 14:43 tsi
Türk güvenlik güçleri terörist PKK’ya yönelik sürdürdüğü tüm uğraşların yanında, “psikolojik harekata” da başladı. Bu “propaganda” argümanlarından bir tanesi de, örgüt mensuplarını teslim olmaya davet ve elini kana bulamayanl

Bu broşürlerden binlercesi operasyon bölgelerine helikopterle atıldı ve resimleri de medyada bol miktarda yayınlandı.

Ancak yayınlanmasıyla birlikte de yeni bir tartışma başladı. “Bu broşürler işe yarar mıydı” ve doğru tasarlanmışlar mıydı?

Konuya yorum getiren en tazen yazı, Sabah Gazetesi’ndeki köşesinde Emre Aköz tarafından kaleme alındı ve “O bildiri işe yarar mı?” başlığını taşıdı.

Aköz’ün (anlaşıldığı kadarı ile kendi eğitiminin de bir parçası olan) konuya ilişkin kısalltığımız yorumlarından bir kaçı şunlar; “Bu bildiri işe yarar mı? Bilmiyorum, göreceğiz. Tahminimi sorarsanız: Bence fazla etkili olmaz… Bir kere bildiri ‘emir’ kipiyle yazılmış. ‘Karar ver...’ Dan! ‘Örgütten ayrıl...’ Dan! ‘Şuraya git...’ Dan!
Sert, katı ve emir verircesine hazırlanmış bu bildirinin sonuna eklenen, ‘Sevgiyle Karşılanacaksın’ ibaresi bence eğreti duruyor. Adeta, ‘Hele bir teslim ol... Biz sana sevgiyi gösteririz’ demekte...”

“(Ben olsam) Öncelikle fotoğrafı değiştirirdim ve ‘Teslim olduktan sonra evine dönmüş, ana babasıyla, kardeşleriyle gülerek sohbet eden’ bir eski PKK'lının fotoğrafını kullanır... Yanına da kısaca onun ‘yuvaya dönüş’ öyküsünü yazardım…”

“Hazırlayacağım bir başka bildiride ise ‘PKK'nın tasfiyesi konusunda Türkiye ile ABD'nin nihayet anlaştığını’ filan anlatır, Başbakan Erdoğan ile Başkan Bush'u el sıkışırken gösteren bir fotoğrafı kullanırdım...”

Öncelikli soru: ‘Yapılan doğru mu?’

Bildiriler ve hazırlanış tekniği konusunu anlamak için önce “bu nedir” demek gerekiyor. Bu tür eylemler “psikolojik savaş”ın silahlarından biri olan “propaganda”nın konusuna giriyor.

Adlı adınca “propaganda” denmese de bu yöntem yüzyıllar boyu kullanılmış. Ancak tarihte ilk kez “propaganda” kelimesini kullanan “Vatikan”!

XVII. yüzyılda Alman Luther’in kurduğu protestanlık Mezhebinin, papalığın nüfuzunu kırmaya başlaması üzerine, etki alanlarının daralmaya başladığını gören Papa XV. Greguar, “Kardinaller Meclisini” toplantıya çağırmış, Protestanlığa karşı bu meclise propaganda görevi verilmişti. Kelime Latince “yayılması gereken şey” manasına gelen “propago’dan türemiştir.

Bir çok tanımı olmakla beraber kısaca; “Bir şahsın veya bir grubun, diğer grupların davranışlarını, propagandacının arzuladığı şekilde reaksiyon göstermesini sağlamak amacıyla her çeşit haberleşme aracını kullanarak kontrol altına almaya veya değiştirmeye teşebbüs etmesidir” şeklinde tanımlanabilir.

Propaganda faaliyetlerinin başarılı ve iyi olmasının temel şartlarından biri istihbarat birimlerinin güçlü olmasıdır. Bu halde propaganda faaliyetleri sonuç alıcı olmaktadır.

İkinci konu “işlevsel olup olmadıkları” ile ilgili. Yani bu tür broşürler ve bildiriler işe yarıyor mu? Bu sorunun yüzde yüz kesinlikte bir yanıtı yok. Kimi zaman çok işe yaramış kimi zaman yaramamış.

Ama önemli bulunduğu ve işe yaradığı zamanlar uygulayana çarpıcı menfaatler kazandırdığı gerçek. Örneğin Irak savaşında çok işe yaramış ama Çanakkale de pek işe yaramamış.


 

Çanakkale, Irak, Vietnam, Afganistan vs…

Çanakkale Savaşları’nın “propaganda”ya ilişkin, broşür ve bildirilerle yapılan psikolojik savaşına ilişkin yönü pek bilinmez. Bunun için bir-iki örnek verelim. 

Çanakkale Muharebeleri’nde gerek müttefikler ve gerekse Osmanlılar propagandalarında daha çok broşürler, beyannameler mektup şeklinde beyannameler kullanmışlar. Müttefikler broşür, beyanname, mektup şeklindeki propaganda vasıtalarını kullanmışlar. Uçaklar ve balonlar aracılığı ile her iki tarafta birbirlerinin bölgelerine ve özellikle siperlere bol miktarda propaganda beyanname ve broşürleri atmış.

28 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’nda 3. Kolordu bölgesine ve 5 Haziranda da Şimal Grubu Komutanlığı’na bağlı 57. Alay siperlerine atılan beyannamelerde şöyle denilmektedir. “Ey Türk Kardeşlerimiz! İngilizlerin aldıkları esirlere kötü muamele ettikleri ve hatta kestikleri hakkında çıkarılan rivayetler Almanların yalanlarıdır. Esir düştükleri zamanda aç, çıplak, perişan olan Osmanlı askerlerine İngiliz Hükümeti tarafından fevkalâde iyi bakılmıştır. Mezkûr yalanlara kulak vermeyip esir düşmüş arkadaşlarınızın refahına sizde iştirak ediniz.”

9 Mayıs 1915’te Süleyman Bey Çiftliği civarında Cenub Grubu Komutanlığı bölgesinde bulunan bir örnekte de İngilizlerin insancıllığı ve yardımseverliği dile getirilerek şöyle denilmektedir: “... esir alınan zabitan ile arkadaşlarınız kendilerine gösterilen hüsn-ü muameleyi takdir ile hergün teşekkür etmektedirler. İngiliz askerlerine verilen tedavi, yaralanan Türklere dahi tarafımızdan veriliyor.”

20 Temmuz 1915 yılında Şimal (Kuzey) Grubu Komutanlığı bölgesinde 24 nolu sipere atılan bir mektupta da şöyle denilmektedir: “Türk Efendi! Orada nasıl bir vakit geçiriyorsunuz? Bizim burada geçirdiğimiz güzel vaktin yarısı kadar olsun güzel bir vakit geçirmediğinizi iddia ederim. Bizim tarafımıza geçip oturmak istediğinizi iddia ederim., Bizimle beraber olan birçok arkadaşlarımız, onlar da burada bulunmayı isterlerdi diyorlar.”

Etnik propaganda!

Yabancıların Türkiye’ye yönelik etnik konuları kaşıdığı yeni bir vaka değil ve bunun güzel bir örneği var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Kürtler olduğu ve bunların ayrı bir etnik grup olduğu fikri, harpten önce de, harp sırasında da müttefiklerce işlenmiş.

Çanakkale’de, Kürtlerle ilgili Londra’da yayınlanan gazetelerdeki bazı haberleri, beyanname şekline getirerek kullanmışlar. Türk ordusu içinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu kökenli subay, astsubay ve erlerin varlığı gözönüne alınarak onların milliyetçilik duygularına hitap edilmiştir. Böylece harpte çok önemli olan emir-komuta zincirinin bozulmasını, dolayısıyla düşman karşısında bozgunu hedeflemişler.

29 Temmuz 1915’te Kuzey (Şimal) Grubu Komutanlığı bölgesine atılan Türkçe bir propaganda bildirisinde bu konuya değinilmekte ve şöyle denilmektedir: “... Kürtler hükümet-i hazıra aleyhine isyan ile Muş, Harput vilayet merkezlerini işgal eylemişler ve Abdurrıza Bedirhan Hazretleri vali nâsb ve tayin edilmiştir.” Bu bilginin tamamı yalandır. (Çanakkale örnekleri için Yrd. Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 21, Cilt: VII, Temmuz 1991. eserinden yararlanılmıştır.)  


 

Başarılı bir örnek: Irak!

Bunlar Türkiye ve propaganda tarihi ile ilgili örnekler. Daha yakın zamanlara gelelim. Irak bu konuda ABD açısından son derece önemli bir laboratuar olmuştu. Bildiri ve broşürlerle yapılan bir çok propaganda eylemi mevcut.

Sadece bir alıntı yapıp geçelim…  “Birliklerin intikali derhal bir hava saldırısı başlatılmasına yol açtı, ve askerlere canlarını kurtarmak için kaçmaktan başka yol bırakmadı. Havadan belirli hedeflere atılan ‘broşürler’ Al Nida Tümenini (Cumhuriyet muhafızlarının Bağdat’ın doğusunu koruyan çok iyi teçhiz edilmiş zırhlı birliği) ‘tamamen çökertti’. Daha düşmanla hiçbir temas olmadan ‘tümenin yüzde 90’ı firar etti’. (Iraqi Perspectives Project, Kevin M. Woods, Michael R. Pease, Mark E. Stout, Williamson Murray ve James G. Lacey, ABD Müşterek Kuvvetler Komutanlığı, Norfolk, 2006)

Başka örneğe ihtiyaç duşmadan şu bilgi sanırız yeterli olacaktır. “Psikolojik savaşın bir aracı olarak 50 milyon broşür Irak üzerinden atılmıştır.”

Bir örnek de İsrail’den:

“İsrail broşür olup yağdı. Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'la savaşa tutuşan İsrail'in, dün de savaş uçakları ve helikopterleri Beyrut'a kadar gidip havadan propaganda broşürü bıraktı. Beyrut, Lübnan Dağı ve Güney Lübnan'da atılan 'İsrail Devleti' imzalı binlerce broşürde "Hizbullah Lübnan'a çok büyük zarar veriyor. Lübnan'ı kim koruyor? Size kim yalan söylüyor? Çocuklarınızı kim savaşa gönderiyor? Yıkımın geri gelmesini isteyen kim? Suriyeli ve İranlıların elindeki oyuncak kim?" denildi. (Radikal-24/11/2005 )

İlginç bir Amerikan örneği: Psiko-savaşçılar!

ABD, psikolojik savaş ve propaganda konularında (Syops) son derece etkin ve geniş imkanlar yaratmış bir ülke. Bu konuya büyük önem veriyor. Sadece Amerikan örneği kitaplar dolusu örnek içermektedir. (Haber içindeki ABD haritasında, ABD ordusunun bu birimlerinin dağılımını görebilirsiniz.)

Bu konuyla ilgili olarak sadece 4 Nisan 2005 tarihinde Radikal Gazetesi’de Ceyda Karan imzasıyla çıkan “Nesi 'comics', hepsi ironik!” başlıklı metni kısaltarak veriyoruz.

“Amerikan askerleri son teknoloji ürünü silahlarıyla dünyayı fethe çıkarken; onlar 'beyni kazan', 'söz kazanır' gibi sloganlarla kültür savaşının neferliğini yapıyor! Irak ve Afganistan'da atılan broşürler, el ilanları yahut direnişçilerden teslim olmalarını isteyen radyo televizyon yayınlarının ardında hep onlar var.

Kuzey Carolina Fort Bragg'daki Amerikan ordusunun 4. Psikolojik Operasyonlar Grubu'ndan söz ediyorum. 'Psiko-savaşçılar'dan... Pentagon onlara yeni bir görev verdi. Ortadoğulu gençlerin beyin ve gönüllerini kazanmak. Neyle mi? Çizgi romanlarla...

Amaç Ortadoğu'nun yeni kuşaklarının beyinlerine 'barış ve istikrarı' kazıyacak rol modeller yaratmakmış. Çizgi roman çatısını oluşturacak karakterler ilginç tabii:

'Hurra' gibi televizyonlarla Ortadoğulu yetişkinleri hedefleyen Bush yönetimi, çoluk çocuğu ihmal edecek değildi elbette. Ama projenin Mısırlı bir grup girişimcinin kısa süre önce Ortadoğu'nun ilk çizgi roman serisini yayımlamasından sonraya denk gelmesi de doğrusu dikkat çekici.

AK Comics adlı yayınevi Mısır ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Körfez ülkelerinde Arapça ve İngilizce baskılarla başlattı diziyi. Her sayı Arapça 5 bin adet renkli kuşekâğıda, 3 bin adet İngilizce basılıyor. 10 bin de siyah-beyaz baskı yapılıyor. Yakında Lübnan ve Suriye'nin yanı sıra Kuzey Afrika ülkelerinde piyasaya çıkacaklar.

İkisi kadın, ikisi erkek dört süper kahraman var: Zeyn, Rakan, Aya ve Celile... Hikâye New York ya da Gotham şehri yerine Kahire ve 'Bütün İnançların Şehri'nde geçiyor.

Çizgi roman dizisinin kahramanları mitsel güçlere sahip olsa da günümüz sorunlarından feyz alınmış. Dimondona, İsrail'in Dimona nükleer tesisi; Zion ordusu Siyonizm; Birleşik Kurtuluş Gücü, FKÖ; Bütün İnançların Şehri, Kudüs'ten başkası değil.

Amerikan medyasında Ortadoğulular, kolayca 'terörist, haydut, dinci fanatik' damgası yerken pek manidar bir girişim bu. Tabii Bush yönetiminin böylesi bir projeye rakip çıkmak istemesi de öyle...”

Sadece broşür mü?

Savaşlarda propaganda malzemesi olarak salt broşür ve bildiriler kullanılmıyor. Havadan gelen başka materlayller de var. Ünlü yönetmen Francis Coppola İngiliz yazarı Joseph Conrad'ın “Karanlığın Yüreği” kitabından sinemaya “Apocalypse Now” adıyla aktardığı Vietnam'la ilgili filminin hücum sahnesinde “Wagner'in Die Walküre”sinden bölümler çaldırmıştı.

Helikopterler bir yandan Vietkonglara ateş yağdırırken, aynı helikopterlerin güçlü hoparlörlerinden kulak yırtarcasına Wagner çalınıyordu. Günümüzde bu uzvun versiyonları Iraklı tutsaklara “heavy metal ve rock müzik”le yapılan işkencelere dönüştü.  “Meatloaf ve Aeorosmith” ise bu tarzın favori gruplarındandı. (İşkence uçakları gökyüzündeydi, 06/07/2007, Mete Çubukçu, Radikal.)

Kısaca değinelim ama Wagner meselesinin ilginç bir tonu var. İşte kısa ve eski bir haber; “Merkel de, Hitler gibi Wagner hayranı çıktı. Almanya `da eylül ayında yapılması beklenen erken seçimde başbakan olmasına kesin gözüyle bakılan Alman Hristiyan Demokrat Partisi `nin Türkiye karşıtı lideri Angele Merkel `in de Nazi lideri Adolf Hitler `e esin kaynağı olan besteci Richard Wagner hayranı olduğu ortaya çıktı.

Kuşkusuz konu propaganda olduğundan Nazi dönemi tamamen ayrı bir perspektifle incelenmeli. Nazi dönemi propaganda uygulamaları (hem kendi vatandaşlarına hem de düşmanlarına) bir çok ilk ihtiva ediyor. Göring yönetimindeki bu uygulamaları ayrı bir bölüm olduğu için almıyoruz ama akıldan da çıkarılmamalı.

Güncel ve tarihi örneklerden sonra şu söylenebilir. Bir propaganda yöntemi olarak broşür ve bildiriler işe yarıyor. Konjonktüre ve hedefe bağlı olarak da başarıları artıyor.

Propaganda psikolojik ve sosyolojik temellere dayalı bir teknik. Bu işi yapacakların iyi eğitilmiş, bilgili tecrübeli insanlar olması önemli.

Taktik propagandanın hedeflerinden biri hedefin müsait maddi ve psikolojik durumda olması. Giyimi, kuşamı, yiyecek ve içecekleri kısaca imkânsızlıkları hatırlatılarak morallerinin bozulması çok mümkün.

Bunu yaparken de teslim olanlara, esir düşenlere yapılan iyi muamele, onlara sunulan imkânlar anlatılır. Çoğu zaman fotoğraflarla da desteklenen bu broşür ve beyannamelerin imkânsızlıklar içinde yüzen karşı taraf askerleri üzerinde olumsuz tesirler yapacağı muhakkaktır.

Harplerin en büyük unsuru olan insanın da birtakım üstünlükleri ve zaaflarının bulunacağı şüphesizdir. Uzun yıllar cepheden cepheye koşmuş, sıla, aile ve çoluk çocuğundan ayrı kalmış, onları özlemiş insanların duyguları dikkatlerden uzak tutmamalıdır. Bu şartlardaki bir insanın psikolojisi iyi tahlil edilirse, onları ikna etmek ve etkilemek, savunma ve direnme gücünü gevşetmek, hatta yok etmek mümkün.

Abdullah Gül ne demişti?

Peki terör örgütü PKK bu durumda mı? Bunun yanıtını kısa süre önce başka bir vesile ile ama pekala “broşürlerle” birleştirilebilecek önemli bir not olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül vermişti; “Bazı günlük ve mektuplarını okudum. Çok kötü durumdalar!”



Bu haber 2,215 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    28,960 µs