En Sıcak Konular

2008 yazı sıcak, çok sıcak geçecek!

28 Kasım 2007 14:26 tsi
2008 yazı sıcak, çok sıcak geçecek! Amerika’nın yeni Ankara büyükelçisi özenle seçildi. Özelliği İran konusunun bölgenin yeni el yakan konusu olması. 2008 yılı beklentisi İran’a bir müdehale ise yeni elçinin ruhu iyi okunmalı. Çünkü o bunun için Ankara’da olacak. <

2008 yılının yaz ayları başında, ABD’nin yeni Ankara büyükelçisi görevine başlayacak ve halihazırdaki Ross Wilson Türkiye’den ayrılacak.

ABD elçilerinin göreve başlamaları için iki kriter mevcut. Birincisi Amerikan Senatosu’nun buna onay vermesi. Onay denilen de şu; Senato Dış İlişkiler Komitesi, ABD Başkanı’nın önerdiği büyükelçi ile bir konuşma (hearing) yapar ve onu sınar.

İkinci aşama ise Türkiye’nin o büyükelçiyi onaylaması/kabul etmesidir. Bundan sonra da yeni elçi görevine başlar.

Türkiye’ye gelecek yeni ABD büyükelçisinin ismi bir zamadır dillendiriliyor. James F. Jeffrey. “F”, Franklin’in kısaltması. Ancak büyükelçi Jeffrey henüz bu iki aşamadan da geçmiş değil.

Yine de Beyaz Saray’ın tek adayı ve Jeffrey’in Ankara’ya gelmesi isteniyor. Bu yüzden-sürpriz olmaz ise-Washington’un yeni Ankara büyükelçisi bu zât olacak.

Amerikan büyükelçileri ve özellikle Türkiye gibi kritik ülkelerin yeni elçileri biraz da konjonktüre ve o ülke ile yakın vadede nasıl bir politika izleneceğinin parçası olarak seçilirler.

Örneğin şu anki büyükelçi Wilson, iki ülke arasındaki ilişkilerin en tatsız olduğu dönemde göreve başladı. Özellikle Türk kamuoyundaki ABD aleyhtarı tutumun giderilmesi için misyon yüklendi.

Öyle ki ABD elçiliğinde üst üste verilen davet ve toplantılara katılmaktan Ankara protokolü yorgun düştü. Bu kapsamlı davetlerle birlikte Wilson, toplumun hemen tüm kesimlerini küçük davetlerle ve çeşitli vesilelerle davet ederek bir anlamda gönül almaya çalıştı.

Yeni büyükelçi ne için seçildi?

Bu sorunun yanıtı çok önemli ve yeni elçinin kimliğinde gizli. Ama önce James Jeffrey’in klasik biyografisine bakalım. Jeffrey 1947 doğumlu. Massachusetts doğumlu ama çok uhtemelen görevi nedeniyle “Virginia”da yaşıyor.

1969-76 yılları arasında ABK Kara Kuvvetleri’nde görev yapmış. Hemen akabinde de (1977) Dışışleri Bakanlığı’na girmiş. İlk görevi “Yakın Doğu Bürosu İran politikaları takımının liderliği”. Buna döneceğiz ama biyografiye devam edelim.

1969 yılında Northeastern Üniversitesi tarih bölümünden mezun olmuş ve 1977’de Boston Üniveersitesi’de MBA yapmış. Ayrıca Paris Üniversitesi’nden Fransız dili sertifikası var.

ABD Dışişleri Bakanlığı Jeffrey’in bir kariyer diplomatı olarak görev aldığı dönem ve ülkeleri yeniden eskiye doğru şöyle dökümante ediyor: US State Department Principal Deputy Assistant Secretary, Near Eastern Bureau (2006-),  US State Department Senior Advisor to the Secretary of State for Iraq (2005-06), US Ambassador to Iraq Interim (2005),  US State Department Deputy Chief of Mission, Baghdad, Iraq (2004-05), US Ambassador to Albania (2002-04), US State Department Deputy Chief of Mission, Ankara, Turkey (1999-2002), US State Department Deputy Chief of Mission, Kuwait (1996-99), US State Department Embassy official, Ankara, Turkey (1985-87).

Hemen anlaşılacağı üzere Jeffrey Türkiye’yi çok iyi bilen ve Türkiye’nin de çok iyi bildiği bir diplomat! Öyle ki büyükelçi, Fransızca ve Almanca’nın yanında iyi Türkçe’de konuşuyor.

Önümüzdeki yıldan itibaren adını çok daha fazla duyacağımız yeni ABD elçisinin biyografisi böyle.

Ancak bu tür ilişkilerde hiçbir şey düz okumalara müsait değil. Onun için Başkan Bush’un bizzat seçtiği ve tek geçtiği yeni elçinin, yeni dönemde neden Türkiye’ye gönderildiğini irdelemek gerekiyor.

Türkiye için mi yoksa?...

James Jeffrey kariyer bilgileri ile konumlandırılamayacak kadar Bush yönetimin ağır isimlerinden birisi. İran ve Irak konularında uzman. Şu anki görevi de bunun ispatı.

Jeffrey, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı. Zaten Irak Savaşı’ndan sonra Bağdat’ta "iki numaralı adam" olarak görev yapmıştı. Ardından da Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Irak Danışmanlığı’na getirilmişti. Şimdi burada bir ayrıntı var.

Jeffrey, Bus yönetiminin sertlik yanlısı neo-conlarından değil. Daha doğrusu o bildik ekipten değil. Ancak görüşlerinin farklı olup olmadığı tartışmalı.

Jeffrey bir diplomasi pratisyeni. Diplomasi politikaları uygulayıcısı. Politikaları yaratmaktan ziyade onları tatbik ediyor. Bunun çok örneğin var.

13 Eylül 2005 Yasemin Çongar yazısından bir bölüm; “ABD, Türkiye'ye Irak'taki PKK varlığını bitirme güvencesi verdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Irak Koordinatörü James Jeffrey, Washington'da biraraya geldiği Türk gazetecilere, Türkiye'nin PKK konusundaki endişelerini paylaştıklarını söyledi. Jeffrey bununla birlikte, PKK'ya karşı topyekün bir harekatın ancak Irak'taki direnişin sona erdirilmesinden sonra mümkün olduğunu vurguladı.”

Türkiye’yı bıktıran bu söylemleri anımsıyorsunuz değil mi? İşte Jeffrey bunları söyleyen kişi.

Üç yıl önceki bir başka konuşma; “Irak'taki isyanla ilgili durum sakinleşince, bu konuda yeniden temasta olacağız. Yani 'önce bu isyan sakinleşsin, sonra PKK'nın sırası gelecektir' PKK üyelerinin listesi elimizde. Bu kişiler Amerikan askerlerinin eline düşerse gereken yapılacak. Türkiye'nin kaygılarını anlıyoruz.”  

2006 tarihli bir beyan; “ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad, terör örgütü PKK konusunda Iraklı Kürt liderlerle görüştü. Irak'ta yeni hükümetin kurulmasıyla birlikte PKK konusunun mümkün olan en kısa sürede ele alınacak. 'Ankara'daki büyükelçiliğimiz, bu konuda Türk yetkilileriyle temasta. Halilzad da Türkiye'nin Irak'a ilişkin yaptıklarını büyük takdirle karşılıyor. Kendisi, PKK meselesinin bilincinde. Halilzad, bu konuda Irak hükümetiyle danışmalarda bulundu ve en son kuzeye gittiğinde Kürt liderleriyle bunu konuştu. Bu konuyu mümkün olan en kısa sürede ele alacağız.''

Böyle gidiyor!.. Irak ve PKK konusu böyle. Ama önemlisi bir de İran konusu var. Yine 2006 tarihli bir Jeffrey konuşması; “BM'den İran'a yaptırım kararı çıkması durumunda Türkiye'nin de bu yaptırımlara destek vermesini bekliyoruz. Ortadoğu'da birçok sıkıntılı konu var. Ancak ABD'nin önceliği İran. İran; ABD, uluslararası toplum, bölge halkı ve aynı zamanda kendi halkı için çok önemli bir problem.”

Görülüyor ki Beyaz Saray’ın bu ismi Ankara büyükelçisi olarak seçmesinin ardında iki temel neden bulunuyor. Irak (Kuzey Irak) ve önemlisi İran. Jeffrey üzerinden giderek İran’a biraz daha konsantre olalım.

Jeffrey, “ABD'nin, bölgedeki dost ve müttefikleriyle 'İran'ın büyüyen askeri tehdidine karşı savunmayı güçlendirmek için yaptığı şeyler var. 'Bazı rejimlerle görüşmek imkansız. Buna örnek olarak II. Dünya Savaşı sırasındaki Hitler rejimini gösterebiliriz.”

Şu analiz de ilginç; “'İran'ın, Irak'ta isteyeceği en son şey, durumun kötüye gitmesi. Çünkü komşu ülkede kaos, otoritenin olmayışı, çeşitli grupların farklı kimlik arayışına girmesi, sadece İran için değil başka ülkeler için de iyi bir şey değil. Burada İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye, Kuveyt aynı çıkarları paylaşıyorlar”.

Daha dün başlayan Annapolis toplantısında, adı geçen bu ülkelerin İran hariç bulunduğunu anımsamak gerekiyor. Jeffrey’in “müttefik” ülkeler dedikleri bunlar.

James F. Jeffrey İran için atandı!

Artık bu rahatlıkla söylenebilir. ABD’nin önümüzdeki yıl, ki bu süreci Başkan Bush’un ve Cumhuriyetçilerin “bir şey yapmak” için son yılı olarak okumak gerekiyor, İran’a yönelik bir ivmelenmenin ana zamanı olarak görmek gerekiyor.

Zaten Jefrrey isminin duyulmasından sonra Ankara diplomatik kulisleri şu cümlelerle çalkalanıyor; “İran ve Irak açısından kritik dönemde önemli bir tayin. İran’ın en sıcak konulardan biri haline geldiği ve Irak’ın ne yönde seyredebileceğinin bilinemediği çok kritik bir dönemde bu atama önemlidir."

Şimdi net olarak yeni elçinin Türkiye en çok dillendireceği konuları söymleyebiliriz; “İran Terörizme destek veriyor, Hamas ve Hizbullah'a destek veriyor, Irak'ta istikrarı bozuyor, Körfez ülkelerine karşı tutumu bozuk, İsrail'in varlığını reddediyor,  Ortadoğu barış sürecine köstek oluyor, ülkesinde insan hakları ihlalleri yapıyor.”

Bu ajandayı lütfen not ediniz. Çünkü yeni Ankara büyükelçisi 2008 ABD-İran planlarını bu tümceler üzerine kuracak. Ve muhtemelen bu cümleler İran’ın başına dert açacak.
 
Yani büyükelçi Jeffrey Ankara’ya daha çok İran için geliyor. Bu sıcak sürecin yönetiminde Ankara politikalarını izleyecek ve “ikna etmeye” çalışacak!

Son olarak Jefrrey’in bu taze oyundaki yerini betimleyen bir örnek verelim. Murat Yetkin’in 16/11/2007 tarihli yazısından bir bölüm; “13 Kasım, AK Parti MYK toplantısı: Başbakan o gün akşam saatlerinde Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun tarafından ziyaret edilmiştir. Saygun, Başbakan'ın heyete üst düzey asker dahil edilmesi fikri üzerinde çalışan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın önerisiyle Beyaz Saray görüşmelerine dahil olan isimdir. Beyaz Saray görüşmesinin hemen öncesinde Pentagon'da ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Orgeneral James Cartwright ile ikili bir görüşme yapmış, Beyaz Saray toplantısının hemen ardından eski hükümet Binasında yapılan (ve istihbarat paylaşımı dahil ortak hareket tarzının teknik ayrıntılarının konuşulduğu) devam toplantısına Başbakan'ın Dış Politika Danışmanı Büyükelçi Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan ile birlikte katılan da o olmuştur. (Muhatapları arasında ABD Genelkurmayı Harekât Müdürü ve Beyaz Saray'ın Irak (ve Afganistan) askeri danışmanı (Yani Irak'taki Amerikan Merkezi Ordusu-Centcom'un itibatı) Tümgeneral Douglas Lute, ABD Dışişleri'nin Irak Koordinatörü Büyükelçi “James Jeffrey” ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da vardı.)"

www.iyibilgi.com ankara



Bu haber 2,087 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,389 µs