Babacan'dan Filistin şartı

28 Kasım 2007 00:00 tsi
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Ortadoğu barış sürecinin yeniden başlatılması yönündeki kararı ve açıklamaları, ''ihtiyatlı iyimserlikle'' karşılandığını söyledi.

ABD'nin Maryland eyaletinin başkenti Annapolis'teki Deniz Harp Okulu'nda, yedi yıl aradan sonra yeniden başlatılan Ortadoğu barış görüşmelerine katılan Babacan, toplantı arasında Türk basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Babacan, ''İsrail ve Filistin tarafı, belli noktalarda mutabakata vararak yeni bir süreci başlatma kararını aldılar. Biz bu alınan kararı ve yapılan açıklamaları ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılıyoruz'' dedi. Ali Babacan, yeni bir sürecin başlıyor olması, uluslararası toplumun bunun arkasında yer alması ve sürecin ilerlemesine yönelik mekanizmanın kurulmuş olmasını ''olumlu'' karşıladıklarını belirtti.

İzleme mekanizmasının da ABD öncülüğünde kurulmuş olduğunu belirten Babacan, şöyle konuştu: ''Böylece müzakere süreci uygulama safhasında yakından izlenecek. Ayrıca bir yönlendirme komitesi kurulması karara bağlanmış oldu. Filistin ve İsrailli liderler, iki haftada bir bir araya gelecek. Bunların ötesinde bir takvimin belirlenmiş olması önemliydi. Müzakerelerin sıkıntılı olabileceğini, zaten yıllardır çözümsüz devam eden problemlerin böyle bırakılmaması gerektiğini muhatap olduğumuz bütün ülkelere söylemiştik. Burada bu aşılmış oldu. 2008'in sonu bir hedef olarak belirlenmiş oldu. Toplantının kapsamlı olmasını istemiştik ki bugün üç ayrı bölümde bu toplantı gerçekleştiriliyor.''

 Şu sırada İsrail-Filistin meselesi ağırlıklı olmak üzere, siyasi konuların görüşüldüğünü, daha sonra ekonomik sorunlar ve üçüncü gündem maddesinde de Ortadoğu'daki diğer problemlerin ele alınacağını belirten Babacan, üçüncü bölümün ana konuşmacısının kendisi olacağını kaydetti. Babacan, ''bu sabah bize üçüncü bölümün ana konuşmacısı olmamızı teklif ettiler, kabul ettik. Türkiye olarak, İsrail-Filistin meselesi ve barış sürecinin diğer kanallarında, yani Suriye ve Lübnan konusunda görüşlerimizi açıklamış oluyoruz ve bundan sonraki süreçte tamamen içinde, bölgemizde barış ve istikrarın yerleştirilmesinde etkin bir rol üstlenmeye devam edeceğiz'' dedi. Müzakerelerin defalarca başladığı, fakat başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlatan Babacan, ''Uygulama kilit kelime. Uygulama mutlaka devam etmeli'' dedi.

Babacan, ''Sürece gölge düşüren bir konu, Filistin'deki ikili yapı. Mutlaka giderilmesi gereken konu. İki Filistin olamaz. Filistinli kardeşlerimize telkinimiz, bu ayrılığı mutlaka ve mutlaka gidermeleri ve birleşmeleri. Aksi halde bir yandan yeni bir barış süreci başlarken, bu sürecin dışında kalmış bir kurumun, bir unsurun, bundan sonraki dönemde sürece zarar verebileceğini düşünüyorum. Filistin davasına hizmet ve bu davanın başarısı için Filistinli kardeşlerimize bir araya gelmelerini tavsiye ediyorum'' diye konuştu. ''Hamas'a bu mesajı verecek misiniz?'' yönündeki soruya karşılık Babacan, ''Buradaki mesajlarımızı herhalde onlar da duyuyordur'' dedi.

Annapolis toplantısının açılışında birkaç katılımcının da bu konuya değindiğini belirten Babacan, Filistinliler dahil hiç kimsenin bu ikili yapıyı istemediğini kaydetti. Babacan, ''umarız bu yeni barış müzakeresi boyunca ikili yapıyı giderecek adımlar atılacak'' dedi.

İRAN-HAMAS

 İran ve Hamas'ın bu sürece sıcak yaklaşmayabileceği yönündeki bir soru üzerine Babacan, ''İlgili tüm tarafların şiddetten kaçınması gerekiyor. Şiddetle, aşırılıkla artık bugünün dünyasında sonuç elde etmek mümkün değil. Burada pek çok uluslararası kuruluşun, ülkenin katılımıyla uluslararası toplum bu sürecin arkasında olduğunu kanıtlamış oldu. Bizim Ortadoğuyla ilgili temel dört ilkemiz var. Bunlardan birincisi, sorunların çözümünde mutlaka siyasi diyalog. İkincisi herkes için güvenlik. Bir diğeri, ekonomik ilişkiler. Sonuncusu ise, bölgenin çok kültürlü yapısının muhafazası ve bu çeşitliliği bir zenginlik olarak görmek, bunun üzerine bir istikrar ve refah ortamı inşa etmek'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin rolünün süreçte son derece önemli olduğunu belirten Babacan, bazı ülkelerin katılıyor olmasında Türkiye'nin çabası bulunduğunu kaydetti. Türkiye'nin, İsrail ve Filistin liderlerini TBMM'de tarihi bir oturumda bir araya getirdiğine ve İsrail ile Filistin'in yararlanabileceği sanayi bölgesi kurulması yönündeki deklarasyona işaret eden Babacan, ayrıca Annapolis'te çok ilgi çeken bir başka projenin de, İsrail ve Filistinliler'in bir arada okula gideceği bir üniversite kurulması olduğunu kaydetti.

Bu konuda bir yıl kadar önce Bilkent Üniversitesi'nin kendileriyle görüştüğünü belirten Babacan, Bilkent öncülüğündeki bu üniversitenin bir hastahane ve tıp okulunu içereceğini, İsrail toprakları üzerinde ancak sınıra yakın olacağını kaydetti. Babacan, ''Türkiye sadece bölgede siyasi etkinliğiyle, dengeleyici rolüyle değil, ortaya koyduğu somut projelerle de ilgi çekiyor. Bölgede istikrar, barış, refah arayan bir ülkeyiz, her ülkenin güvendiği ve diyalog kurduğu bir ülkeyiz'' dedi.

Suriye ve Lübnan ile daha yakın diyalog konusundaki bir soru üzerine Babacan, şunları söyledi: ''Çok ülkeyle yakın diyaloğumuz var. Bu diyalog kanallarını ve güven ortamını, bölgedeki ihtilafların çözümünde kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Hangi sorun olursa olsun, ilgili taraflar bizden talepte bulunursa, biz bu bölgedeki gittikçe güçlenen ince gücü kullanırız.'' Suriye'nin, sürecin devamında yer alıp almayacağı yönündeki bir soruya karşılık ise Babacan, Suriye'nin, süreçte kendi problemlerinin de yazılı yer almasını istediğini, Annapolis'teki sabah toplantısında ise bunun yazılı olarak yer aldığını gördüklerini kaydetti.

Babacan, ''beklentimiz, Suriye'nin bu sürecin bir parçası olması, çözümlerin parçası olması, problemlerin değil'' diye konuştu. Toplantıya ilişkin genel izlenimleri sorulan Babacan, şunları kaydetti: ''Dün akşam itibariyle henüz bir metin ortaya çıkamamıştı. Ama metin üzerinde uzlaşmanın sağlanması ve bu uzlaşma metninin açıklanması, havayı olumlu bir şekilde etkiledi. Tabii mutlaka ihtiyatlı yaklaşmak gerekiyor.''

 

Bu haber 219 defa okundu.