En Sıcak Konular

DTP Başkanı: "Cezaevinde yatmasını biliriz"

27 Kasım 2007 23:29 tsi
DTP Başkanı: DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, "Ne Anayasa Mahkemesinin açtığı dava ne savcıların ortaya koyduğu dokunulmazlık, bizi çok fazla ilgilendiriyor; cezaevinde de yatmasını biliriz" dedi.

Türk, partisinin grup toplantısında, "Kadına Yönelik Şiddete Hayır Günü"nün yıldönümü olduğunu belirterek, ne basında ne de siyasi partilerde bu konuya değinildiğini söyledi.

DTP olarak kadının özgürleşmemesi durumunda, o ülkenin, o toplumun özgürleşmeyeceğine inandıklarını ifade eden Türk, kadın haklarıyla ilgili olarak Parlamentoda çok önemli çalışma yapacaklarını, TBMM’de Kadın Hakları Komisyonu oluşturulmasının zorunlu olduğuna inandıklarını söyledi.

Diyarbakır’da yaptıkları mitinge değinen Türk, "Mitingde verilen mesajlar, adeta saklanmaya çalışıldı. Halkımızın, partimizin verdiği mesajlar adeta görmezden gelindi. Küçük olaylar öne çıkarılarak, halkın sesini kısmaya yönelik siyasi linçle karşı karşıya kaldık. Medya maalesef olayları beklercesine, küçücük bir olayı, mitingin mantığı ve anlayışıyla uygun olmayan bir yaklaşım biçimi sergiledi. Basının bu tavrını kınıyorum" diye konuştu.

Kürt sorunuyla ilgili partisinin ve halkın taleplerini yansıtmaya çalıştıklarını belirten Türk, bu tartışmaları yaparken DTP’nin felsefesine, halkın taleplerine uygun Demokratik Özerklik Projesini ortaya koyduklarını bildirdi.
Proje üzerinde herkesin farklı tartışma içinde olduğunu belirten Türk, "Bizim Demokratik Özerklik Projemiz, etnisiteye dayalı değil, eyalet sistemi değil, federal sistem değil. Tamamen özgürlükçü, demokratik bir Türkiye’nin yaratılması için ortaya koyduğumuz bir projedir" dedi.

Turgut Özal döneminde Adnan Kahveci’nin ortaya koyduğu bir projede; merkezi yönetimin gücünün yerele dağıtılması, Kürt kimliğinin Kürt kültürünün üzerindeki baskıların kaldırılması, halkın daha fazla yönetime katılmasının sağlanmasının öngörüldüğünü belirten Türk, kendi hazırladıkları Demokratik Özeklik Projesinin de bu projenin geliştirilmiş şekli olduğunu söyledi. Türk, şunları söyledi:

"Demokratik Özerklik Projesinin özü, birlikteliği sağlamaya yönelik, birlikteliği sevgiye dönüştürmeye yönelik bir projedir. Tabii ki fikirlerin, düşüncelerin özgür olması için çaba gösteriyoruz. Bazı insanlar, fikirlerini ve düşüncelerini özgürce, siyasi partiler düşüncelerini özgürce ortaya koymalı. Federal sistemden de eyalet sisteminden de söz edilmelidir. Bu konuda gerçekten demokratik bir tavrı herkesin sergilemesi gerekiyor. Bin yıldır birlikte yaşamış iki halk, bugün Kürt nüfusunun yarısından fazlasının yurt dışında olduğu toplumsal bir gerçekle karşı karşıyayız. Bunun için çözüm, demokratik özerkliktir.
Bize göre çözüm budur. Biz bunu söylüyoruz."

"ŞİDDETE HER ZAMAN KARŞI ÇIKTIK"

Ahmet Türk, son zamanlarda İspanya modelinin tartışıldığına değinerek, İspanya’da siyasilere ve halka karşı şiddet uygulanmasına rağmen sorunun çözülmediğini söyledi.

İspanya’da Herri Batasuna’nın kapatıldığını, DTP’nin de kapatılması gerektiği yönünde görüşler bulunduğunu belirten Türk, "Herri Batasuna kapatıldı ama ayrımcılığı esas alan partiler, bugün düşüncelerini özgürce ifade edebiliyorlar. Biz bugüne kadar sorunların şiddetle çözülmesine her zaman karşı çıktık. Şiddetin ortadan kalkması için çaba gösterdik. Yaşama yönelik hiçbir eylemi tasvip etmedik. Ama bugün Türkiye’de birileri Herri Batasuna benzetmesini yaparak, oradaki İspanya Anayasasının Bask halkına sağladığı demokratik hakları görmezden geliyor" şeklinde konuştu.

"KÜRTLER APTAL DEĞİL"

"Dün seçim meydanlarında ortaya ip atanlar, bugün Meclisin Genel Kuruluna o ipleri atmaya başladılar" diyen Türk, TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırılması için yaptıkları çalışmalardan sonuç alamayınca, bu sefer adeta yargıya "Gelin Meclisten bunları alın, dokunulmazlıklarını kaldırın" mesajlarını vermeye başladıklarını söyledi. Türk, "Bu hangi demokrasi... Siyasetçinin, yargıçları davet ettiği bir demokrasi, demokrasi olabilir mi? Yargının bağımsızlığından söz edenler, niçin yargının harekete geçmesi için adeta seferberlik ilan ediyor, anlamakta zorluk çekiyoruz" diye konuştu.

Hükümetin Kürt sorunuyla ilgili yaklaşımlarına değinen Türk, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan, bir elinde gül, bir elinde balta... Gülü halka koklatıyor, baltayla halkın iradesiyle seçilmiş olan insanları, siyasetçileri, partiyi yok etmeye çalışıyor. Gerçekten anlaşılmaz bir tavırla bu sorunla ilgili değerlendirme yapıyor. Soruyoruz Sayın Başbakan, sizin projeniz nedir? Ortaya bir proje koyun. Geçmişte Adnan Kahveci’nin ortaya koyduğu proje vardı. SHP’nin Kürt raporu vardı.

Ama Sayın Başbakan bugün ne yapıyor, Amerika’ya Kürt milletvekillerini Kürt halkı adına gönderecek. Kürtlerin demokratik taleplerini görmezlikten gelen, Kürtlüğünü inkar edenler, nasıl Kürtlerin temsilcisi olarak gönderilir? Alay mı ediyorsunuz bu milletle? Kürtleri küçük düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Kürtler aptal değil. Onlar, o hakların dile getirilmesi konusunda tavır koyamaz, söz ve taleplerini ortaya koyamazlar."

"BİZİM ALDIĞIMIZ OYLAR BELLİ..."

Seçim döneminde gelişen şoven milliyetçi dalgaya karşı Kürtlere mesaj verildiğini belirten Türk, şunları söyledi:
"Kürtler, sizi sığınacak bir liman olarak gördü, bundan dolayı size oy verdi. Halk, MHP’nin CHP’nin şoven milliyetçi tavrına karşı sığınacak bir liman olarak gördüğü için size oy verdi. Ama siz ne yaptınız, bu kadar oy almanıza rağmen Mecliste DTP’ye yönelik, ’Sizin o bölgede nasıl oy aldığınızı çok iyi biliyoruz’ dediniz. Sayın Başbakan, DTP’nin aldığı oylar belli. DTP, şehir merkezlerinde yüzde 50’nin üzerinde oy aldı.

Yani kimin kime oy verdiği belli olmayan yerlerden aldı. Kırsal kesimlerde, mezra ve köylerde AK Parti, aldığımız oyun bazı yerlerde 2-3 katını aldı. Şimdi bizim aldığımız oylar belli, mezralardan, köylerden almadık. Mezralarda, köylerde kimin kime oy verdiği belli oldu. O zaman ben de şunu söylerim; Rüşvetlerle, çocuk yardımlarıyla, KÖYDES’le, BELDES’le, devletin imkanlarını kullanarak o insanları satın almaya çalıştınız. Bizim oylarımız tertemiz."

"HER ŞEYİ GÖZE ALIRIZ"

Siyaseti dürüst yaptıklarını savunan Türk, "Halkımız için, yarınlarımız, çocuklarımız ve insanların yarınları için siyaset yapıyoruz. Bizim Mecliste gözümüz yok. Linç politikası sürdürüldüğü müddetçe biz gerçekten düşüncelerimizi, inançlarımızı ifade edecek zemini bulamazsak, bu zemin yaratılmazsa, bu zemin bize tanınmazsa, insanlarımızın oyuna saygı gösterilmezse, biz burada olmayız. Ne Anayasa Mahkemesinin açtığı dava, ne savcıların ortaya koyduğu dokunulmazlık bizi çok fazla ilgilendiriyor; cezaevinde de yatmasını biliriz.
Demokrasi için, barış için, inançlarımız için her şeyi göze alırız.
Bunun böyle bilinmesini istiyorum" diye konuştu.
Tasfiyeye yönelik bir politikanın hızla gündeme sokulduğunu ifade eden Türk, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu tasfiye politikası, inancın, düşüncenin tasfiyesidir. Birilerini tasfiye etmek için değil, halkı susturmaya yönelik bir tasfiyedir. Çünkü biz bu mantığı biliyoruz. Geçmişte de bu mantıkla karşı karşıya kaldık.
Sayın Başbakan, o gülü koklatsa da onun mantığını çok iyi biliyor, ne yapmak istediğini çok iyi biliyor. Artık bugün gerekirse o mantığı ortaya koymak için her gün halkımızın içinde olacağız. O mantığı hatırlatmaya yönelik sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Tarihin önünde sorumlu olmak istemiyoruz. Eğer bu oynanan oyunları halkımıza doğru bir şekilde götüremezsek, yarınların vebali büyük olur. Biz bu sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın."
 



Bu haber 292 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,089 µs